Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, hafta içinde aldığı idari kararla henüz son kullanma tarihi geçmemiş ve e-devlet sisteminde halen “kullanımda” şeklinde kayıtlı tüm sarı basın kartlarını iptal etti. Bu idari kararla hukuken kazanılmış hak olarak basın kartı sahibi olan yüzlerce gazeteci, henüz kendilerine turkuaz renkli yeni kartları da teslim edilmediği için gerekçesiz şekilde kartsız hale getirildi. Bu durum, TBMM, bakanlıklar, valilikler gibi pek çok kamu kurum ve kuruluşunu izleyebilmeleri için basın kartı taşımaları gerekli olan gazeteciler açısından “fiili engelleme” olarak yorumlandı.
24 Haziran 2018’deki seçimler sonrasında resmen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilmesiyle eskiden Başbakanlık’a bağlı Basın-Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM) yerine Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı faaliyete geçmişti. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, gazeteciler açısından resmi devlet kurum ve kuruluşları takip edebilmek için mesleki kimlik niteliğine sahip basın kartı verilmesi, dağıtımı işlemlerini devir almıştı.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, BYEGM’nin ortadan kalkması sonrasında tüm basın kartlarını yenileme kararı almış ve bu çerçevede Ocak 2019 itibariyle de tüm basın kartı sahiplerinden “kart yenileme başvurusu” yapmalarını talep etmişti. Bunun ardından gazetecilere geleneksel “sarı” renk yerine “turkuaz” renkli yeni basın kartları verileceği duyurulmuştu.
Yenileme başvuru süreci sona erdikten sonra 1 Temmuz 2019’dan itibaren turkuaz renkli kart dağıtımı başladı. Gazetecilere peyder pey kartları teslim edilmeye başlandı. Henüz turkuaz renkli kartı verilmeyen gazetecilere ise “değerlendirme süreci devam ediyor, yenileme başvurunuz işlemde” gibi gerekçelerle sözlü olarak “süreç bitmedi” bilgisi verildi.
Bu arada turkuaz renkli kartı verilmemiş ancak kart sahibi statüsündeki gazeteciler ise, ellerinde sarı basın kartlarıyla mesleklerini icra etmeyi sürdürdü. E-devlet sisteminde, turkuaz kartı beklemekte olan gazetecilere ait sarı basın kartları da “Kullanımda” olarak görünmeye devam etti. Ancak Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, bu hafta içerisinde aldığı idari kararla geçerlilik süresine sahip tüm sarı basın kartlarını iptal ettiğini duyurdu. Böylece e-devlet sistemi üzerinde yüzlerce gazeteci açısından basın kartı bilgisi hanesinde “İptal edilmiştir” yazısı yazmaya başladı.
Gazeteciler, kendilerine henüz turkuaz renkli kart verilmediği için kullanmaya devam ettikleri sarı basın kartlarıyla TBMM gibi kamu kurumlarına giriş yapmak istediklerinde Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın “iptal kararı” aldığı bilgisi veridi. Böylece yüzlerce gazeteci, basın kartı taşıma hakkını idari bir kararla kaybetti. Gazetecilere sözlü şekilde “yenileme başvurunuz değerlendirmede” gibi bilgiler verildi.
Bilgin: "Basın kartı iptaliyle gazeteciler mağdur ediliyor"
Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın hafta içerisinde henüz turkuaz renkli basın kartı vermediği basın mensupları tarafından kullanılmakta olan sarı renkli basın kartlarını tümüyle iptal etmesiyle yüzlerce gazeteciyi mağdur ettiğini bildirdi.
Bilgin, Gazeteciler Cemiyeti’nin de aralarında olduğu basın meslek kuruluşlarını Basın Kartı Komisyonu’ndan uzaklaştırmış olan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın şimdi de mesleğini sürdürme çabasındaki yüzlerce gazeteciyi sonu belirsiz bir süre için basın kartsız bırakma kararı aldığını kaydetti. Bilgin, turkuaz kart almak üzere yenileme başvurusu yapmış ve bir nedenle yeni kartları verilmeyip bekletilen gazeteciler için e-devlet sisteminde “kullanımda” olan sarı basın kartlarının Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın aldığı bir kararla tümden iptal edilmesini “çok kötü bir sürpriz” olarak niteledi. Bilgin, “Bir devlet memuru kimin basın mensubu olup olamayacağına karar veremez” dedi. Daha önce uzun yıllar Basın Kartları Komisyonu başkanlığı da yapan Bilgin, “Şüphesiz ki kimin gazeteci olduğuna adı, makamı ne olursa olsun bir memur değil, sadece gazeteciler karar verebilir. Yaratılan ve sağlıklı olmayan mevcut, Basın Kartları Komisyon ve genelge sona erdirilmeli, en azından eski, sisteme dönülmeli ya da yapılan yanlış tümden düzeltilerek basın örgütleri basın kartı verilmesi konusunda dünyanın birçok medeni ve demokrat ülkesinde olduğu gibi yetkilendirilmelidir” diye konuştu.
Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Bilgin, anayasa ve yasalarla güvence altına alınan bir hakkın idari kararla basın mensuplarının elinden alınmasının anayasaya ve yasalara aykırı olduğunu da vurguladı. Bilgin, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’na da seslenerek, söz konusu gazetecilere bir an önce ya yenileme başvuruları uyarınca turkuaz renkli kart dağıtımı yapılması ya da bu yeni kartları verilinceye değin yeniden sarı basın kartlarını kullanma imkanı tanınması gerektiğini, aksi takdirde mesleğini icra etmeye çalışan gazeteciler için tamiri güç şekilde mağduriyet durumu doğacağını vurguladı. Bilgin, hukuken basın kartı taşımı hakkını kazanmış gazeteciler elinden yenileme gerekçesiyle adeta bu hakkın gasp edildiğini sözlerine ekledi.
Türkiye Gazeteciler Sendikası açıklama talep etti
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), yaptığı yazılı açıklamayla Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’ndan bir an önce konuya bir açıklık getirmesini talep etti. TGS’nin yazılı açıklamasında, “2019 yılında sarı basın kartı turkuaz rengine çevrildi ve tüm kartların yenilenmesi için başvuru yapılması istendi. Aradan geçen bir yıl içinde yüzlerce gazetecinin kartı yenilenmedi. İncelemede olduğu, yenileneceği ifade edildi. Bu uzun sürenin ardından eski kartlarını hala kullanabilen gazetecilerin basın kartlarının ise Perşembe günü itibariyle iptal edildiğini öğrendik. Kartların neden iptal edildiğine ilişkin hiçbir açıklama yapılmadığı gibi gazetecilerin telefonlarına da yanıt verilmedi. Şu anda yüzlerce gazetecinin basın kartı iptal edildi. Kartı iptal edilen gazeteciler arasında sürekli basın kartı taşıyanlardan meslek örgütü temsilcilerine, yerel medya çalışanlarına kadar yüzlerce gazeteci var. Özellikle Ankara’da basın kartı iptal edilenler Meclise, Bakanlıklara giremez, siyasi parti temsilcilerini takip edemez hale geldi” denildi. “Yüzlerce gazetecinin basın kartı neden iptal edildi?” başlıklı açıklamada, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın “Yıllardır bu kartı taşıyan gazetecilere kartlarının neden yenilenmediğini, iptal edilme gerekçelerini kamuoyuna açıklamak zorunda olduğu” ifade edildi.
CHP’nin gazeteci kökenli milletvekili Utku Çakırözer de, “Gazeteciler; mesleklerini yapmak, halka gerçekleri aktarmak için mecbur bırakıldıkları basın kartından fiilen mahkum bırakıldı. Turkuvaz Kart için daha ne kadar bekletileceklerini bilmeyen gazeteciler ellerindeki Sarı Basın Kartı’ndan da oldu. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı sorularına yanıt vermiyor. Yeni kart için yaptıkları başvurunun ne zaman sonuçlanacağı bilinmiyor. Bu sürede mesleklerinin gereklerini nasıl yerine getireceklerini bilmiyorlar. Meclise giremiyorlar. Pek çok davayı, sokaktaki etkinlikleri izleyebilmeleri basın kartı taşımalarına bağlı. Bu, basın özgürlüğüne en büyük darbe” açıklaması yaptı.
Yabancı gazeteciler de beklemede
Bu arada pek yabancı gazeteci de basın kartı alma konusundaki taleplerine eskiye kıyasla çok uzun süre geçse de yanıt alamıyor görünüyor. Yabancı gazeteciler de turkuaz renkli kart almak üzere başvuruda bulunuyor ancak onlara da “değerlendirme süreci” gerekçe gösterilerek kart verilmediği belirtiliyor.
Yabancı gazetecilerle ilgili durum bugün Almanya Başbakanı Angela Merkel ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ortak basın toplantısında da gündeme geldi. Merkel, “Almanya'da çalışan Türk meslektaşlarımız hiçbir engel olmadan çalışabiliyorlar. Buradaki Alman gazetecilere ise halen çalışma izni verilmiyor” eleştirisinde bulundu.
Erdoğan ise, Merkel’e yanıtında “Uluslararası basın mensuplarının çalışma izinleri Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'nın görev alanına girmektedir. 19 farklı Alman kurumunda 35 gazeteciye basın kartı düzenlenmiştir. 28 Alman basın mensubunun da başvuruları ulaşmıştır. Başvurular 31 Aralık 2019 tarihinde tamamlanmıştır. Değerlendirmesi yapılmaktadır. Almanya ile iyi ilişkilerimizden rahatsız olan bazı kişilerin Türkiye'nin Alman gazetecilere akreditasyon vermediği şeklinde yansıtmaya çalıştıklarını görüyoruz. Böyle bir özel muamelenin ya da Alman gazetecilere yönelik çifte standardın olmadığını ilk elden ifade etmek isterim. Mevcut yerleşik akreditasyona sahip gazetecilerin sorun yaşamaması için, benim de takip ettiğim, izlediğim bir şekilde oturum izinlerinden sorumlu olan Göç İdaresi Genel Müdürlüğü ile iletişim halindeyiz. Bir sorun ve mağduriyet yaşanması söz konusu değildir. Basın özgürlüğü konusunda hassasiyetimi bilen bilir” ifadesini kullandı.