Batman Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Dekanı Profesör Doktor Şemsettin Dursun, bir sulhu gerçekleştirirken uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden bölgenin tanınan kanaat önderlerinden Şeyh Abdülkerim Çevik'in, İslam için çalışan, tevazusuyla, edebiyle, irfanıyla öne çıkan bir kişiliğe sahip olduğunu, özellikle neslin ve toplumun ona benzer âlimlere çokça ihtiyacı olduğunu söyledi.

"Onu tanıyalar ilmine, edebine ve tevazuuna hayran kalmışlardır"

Bir aliminin saldırıya kurban gitmesinin üzüntü verici olduğunu belirten Dursun, "Muhterem Abdülkerim Hoca'mızın menfur bir cinayete kurban gitmesi gerçekten hepimizi çok üzdü. Zira 'Âlimin ölümü âlemin ölümü gibidir' der bizim İslam medeniyet tasavvurumuz. Bu bakımdan hocamızı gerçekten tanıyanlar, onun irfanına, ilmine, hilmine, edebine ve tevazuuna hayran kalmışlardır. Bulunduğu yerde insanlara Allah'ın davasını, İslam'ı, Kur'an-ı anlatan ama anlatırken de Kur'an dilini kullanan, Kur'an'ın o tasavvurunu, hikmetini, irfanını esas alarak yaklaşan muazzam bir kişiliğe sahipti." diye konuştu.

"Abdülkerim hocamız rol modeldi"

Neslin ihyasının alimlerin çabasıyla mümkün olabileceğini vurgulayan Dursun, "Büyük bir insandı, onu çok genç yaşta kaybettik. Şunu biliyoruz ki neslimizin ıslahı, arzımızın imarı, geleceğimizin inşası ve varlık dünyasının ihyası, bu tür âlimlerin çabasıyla mümkündür. Abdülkerim hocamız özellikle bir rol modeldi. O genç yaşta sağa sola koşturması, derdi olan, endişesi olan, davasına sadık, hiçbir hesabı olmayan bir kişilikti. O bakımdan bu tür kişilikler doğrusu kolay yetişmezler." dedi.

"O gerçekten gökyüzünün öğrencisiydi"

Dursun konuşmasının devamında, "Merhum Aliya İzzetbegoviç'in güzel bir sözü var. 'Gökyüzünün öğrencisi olunmadan, yeryüzünün öğretmeni olunmaz.' O gerçekten gökyüzünün öğrencisiydi ve gökyüzünden aldığı o ilhamı, imanı, irfanı yeryüzündeki insanlara, İslam'ın o muazzam metoduyla aktaran bir kişiliğe sahipti. Biz onu bu yönüyle tanırız. Âlimler birer projektör, birer kutup yıldızı gibidirler. Bize istikamet çizen, bizim iyi yetişmemize vesile olan büyük kişiliklerdirler. Bu yönüyle öne çıkan bir Seyda'mızdı ve onu rahmetle anıyoruz. Bugün toplum bir kez daha oturup düşünmeli. Aslında biz şu anda büyük bir boşluk içindeyiz. Zira bu gibi büyük şahsiyetlere çokça ihtiyaç vardır. Bunlar kaybolunca adeta biz de boşluğa düşüyoruz." ifadelerini kullandı.

 

"Âlimlerimize gözümüz gibi bakmalıyız"

Dursun son olarak; "Abdülkerim hoca kolektif bir akılla düşünürdü, kolektif bir fikri vardı ve kolektif bir yaklaşım tarzı vardı. Bu perspektifle insanlara yaklaşırdı ve onun anlattığı o güzellikler hemen hedefine ulaşabiliyordu. Ayrıca şunu da ifade etmek gerekir ki; bugün özellikle medreseler, toplumun mayasını Kur'an nizamına göre mayalayan güzel kuruluşlardır. Bu medreselerdeki âlimlerimizin de her biri bir âlemdir. Dolayısıyla o âlimlerimizin yetişmesi kolay olmuyor gerçekten. Medreselere giden çocuklarımız, hem dünyanın şu andaki pozisyonunu hem de ebedi hayatı anlama noktasında muazzam bilgi sahibi oluyorlar. O bakımdan medreselerimizdeki âlimlerimize gözümüz gibi bakmalı, onları baş tacı etmeliyiz. Zira âlimler dirilirse bu toplum dirilir, ama bir âlimin ölümü de âlemin ölümü gibidir." dedi. (Mehmet Fatih Akgül-İLKHA)