Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere Gaziantep halkının ve kentteki birçok siyasi parti ile sivil toplum kuruluşlarının Cuma Camii talebinin hiçe sayılması ve caminin de Millet Bahçesi olarak planlanan stadyumun yerine şehrin başka bir noktasına yapılacak olmasına tepkiler artarak devam ediyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın defalarca talimat verdiği ve onayladığı, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin başta olmak üzere kentteki yetkililerin de halka her platformda söz verdiği Cuma Camii Projesi'nden, cami karşıtlarının tepkisi üzerine değişiklik yapılması ve cami konusunda verilen sözlerden vazgeçilmesi kentte büyük bir tepkiye neden oldu.
"Ali Cengiz oyunları ile Cuma Camii'nin yapımı engellenemez"
Millet Bahçesi'nin içinde yer alacak Cuma Camii Projesi'nde değişiklik yapılmasında ve kentte özellikle son zamanlarda Avrupa Birliği (AB) tarafından verilen fonlarla hayata geçirilen bazı projeleri köşesine taşıyan Gazeteci-Yazar Burhan Bozgeyik, Cuma Camii projesinde yapılan değişikliğe tepki göstererek, "Ali Cengiz oyunları ile şehrin sembolü olacak caminin yapımı engellenemez." dedi.
"Ticari alana yer bulanlar camiye yer bulamadılar"
"Bu ülke üzerinde onlarca ülkenin gözü var"
Türkiye'nin "son kale", Gaziantep'in de bu kalenin "son burcu" olduğunu belirten Bozgeyik, "Ülkemiz için 'Son Kale' tabiri kullanılır. Niçin? Çünkü terekesinden 42 devlet çıkan koca Osmanlı'nın son mirasıdır da onun için. Bu son kaleye gözümüz gibi bakmalıyız. Çünkü bu ülke üzerinde onlarca ülkenin gözü var. Bu 'Son Kale'nin bir de 'Son Burcu' Gaziantep var. Burada da bazı mahfillerin hususi ilgisi ve gözü var. 'büyük israil projesi'ne ve bu projenin bir uzantısı olan BOP'a baktığınızda bunu görürsünüz." dedi.
"Gaziantep 'Küçük Buhara'dır"
Gaziantep'in, Anadolu'da ilk fethedilen İslam beldelerinden biri olduğunu hatırlatan Bozgeyik, "İlk fetih Hazreti Ömer (Radiyallahu anh)'in hilâfeti zamanında gerçekleşmiştir. Şehirdeki Ömeriye Camii de o kutlu fethin yadigârıdır. Bu şirin şehrimiz Memlûklu, Selçuklu ve Osmanlı Devletleri zamanında bu devletlerin gözbebeği olmuş. Zira bu şehrin stratejik ehemmiyeti çok büyük. İpekyolu üzerinde kurulu olan şehir camilerle, medreselerle bezenmiş, ilim ve irfan merkezi olmuştur. Bu bakımdan 'Küçük Buhara' diye isimlendirilmiş. Bu medreselerde Bedrüddin Ayni gibi yüzlerce âlim yetişmiş. Şehir yakın tarihte şanlı bir kurtuluş destanı yazmış. İşgalci devletlere kafa tutmuş, 11 ay direnmiş ve 6 bin 317 şehit vermiş. Koca şehir ve hayatta kalan bütün mensupları gazi olmuş." ifadelerini kullandı.
"Birileri adeta şehrin İslami kimliğine savaş açmış durumda"
"İşte bu şehitler diyarı gazi şehrimizde son 17 senede 'esrarengiz' işler olmaktadır." diyen Bozgeyik, "Birileri adeta şehrin İslami kimliğine savaş açmış durumda. Maarif Kavşağı'ndaki alt geçidin girişine 'Yunan tanrılarının' mozaiğini yaptılar. Annesinin çarşafına el uzatan işgalci Fransız kefereleri ile mücadele ederken şehit düşen Kâmil'in vurulduğu yere dans yapan kadın ve erkek heykeli ile onlara çalgı çalanların heykellerini diktiler. Çok büyük tepkiler üzerine yakın zamanda o heykeller oradan kaldırılıp bir parkın içine dikildi. Kurtuluş Camii'ni restore bahanesi ile yıllarca ibadete kapattılar. Kilise iken hapishane binası olarak kullanılan, oradan da cami yapılan bu mabedi tekrar kilise olarak açma hayallerine kapıldılar. Halkın büyük tepkisi üzerine geri adım atmak mecburiyetinde kaldılar." şeklinde konuştu.
"Şehirdeki 11 kilise ile bir havrayı restore ettiler"
Şehrin Müslüman kimliğinden rahatsız olanların bunlarla da yetinmediğine dikkat çeken Bozgeyik, "Şehirdeki 11 kilise ile bir havrayı restore ettiler. Önce restore ettikleri bu yerlere 'kültür merkezi' ismini verdiler. Ancak geçenlerde 'Hanuka Bayramı' diye restore edilen sinagogda kutlama yaptılar. Bunun için israilden de yığınla adam ve madam geldi. Onların meşhur şamdanlarından bir tanesinin mumunu da sözde 'bizden' bir isim yaktı." diye konuştu.
"Tarihi Antep Kalesi'nin üzerindeki cami restore edilmedi"
Tarihi Antep Kalesi'nin üzerinde bir kısmının hâlâ ayakta durduğu bir caminin olduğuna dikkat çeken Bozgeyik, "Bu cami restore edildiğinde İstanbul'daki Şemsi Paşa Camii benzeri şehrin sembollerinden biri olur. Kültür Müdürüne bunu söylemiştim. Müdür bey, kalenin restorasyonunu üstlenen firmaya söylemiş, onlar, 'orada cami yok!' deyince müdür beyi alıp kaleye çıkarmış ve camiyi göstermiştim. Bunun üzerine firma camiyi yapma sözü verdi. Ancak 7 senedir hiçbir şey yapılmadı. Sanki 'gizli bir el' cami yapımını engelliyordu. Avrupa Birliği ve diğer ecnebi kuruluşlar kiliselerin ve bir havranın restoresi için oluk oluk para akıtıyor, bazı eller de onların yapımı için canla başla çalışıyorlardı. Şimdi de yıllarca halkevi binası ve müze olarak kullanılan Kendirli Kilisesi'nin etrafı perdelenerek restore ediliyor. Halk arasında burasının da kilise olarak açılacağı söylentileri yaygın. Ancak ne hikmetse o eller, sıra camiye ve şehrin Müslüman kimliğine ait değerlere geldiğinde akıllara durgunluk veren numaralar çeviriyorlardı. Tıpkı yıkılan şehir stadyumunun yerine yapılacak Cuma Camii'nin yapımının engellenmesi gibi…" dedi.
"Bu şehir öyle sahipsiz değil"
Bozgeyik, "Panorama Müzesi'ni kalenin siluetini kapatacak şekilde yaptıran ve böylece kültür cinayeti işleyen o malum çevre, Sayın Cumhurbaşkanı'nın Cuma Camii'nin yapımını defalarca, ısrarla dile getirmesine rağmen öylesine oyunlar oynamışlardı ki akılları sıra caminin yapımını engellemiş, zafer kazanmışlardı. Kusura bakmayın beyler, bu ülke ve bu ülkenin gözbebeği olan bu şehir öyle sahipsiz değil. Öylesine Ali Cengiz oyunları ile şehrin sembolü olacak caminin yapımı engellenemez. Yalancının mumu da çok çok yatsıya kadar yanar." diye konuştu. (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)