Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı kemal Kılıçdaroğlu`nun 28 Şubat ve 12 Eylül dönemindeki yargılamaların yenilenmesi için yapılacak düzenlemeye destek vereceklerini açıklaması üzerine gözler yeniden Salih Mirzabeyoğlu`nun üzerine çevrildi.
Salih Mirzabeyoğlu, İBDA-C Örgütü lideri olduğu iddiasıyla, tam 15 yıl önce bugün, 28 Aralık 1998 günü, büyük kızının okuduğu ilkokulun bahçesinde, eşi ve çocuklarının gözleri önünde gözaltına alınmıştı. Çok hızlı bir yargılamanın ardından 2 Nisan 2001 tarihinde idama mahkum edildi, idam cezasının kaldırılmasıyla birlikte cezası ağırlaştırılmış müebbete çevrildi. Mirzabeyoğlu davasının o dönemdeki hakimi Metin Çetinbaş, idam kararı ile ilgili olarak, Eylül 2011`de "O dosyada `Yüzde yüz hata yapılmadı` denilemez. Hakimler de hata yapabilir" ifadesini kullanmıştı. Mirzabeyoğlu`nu yargılayan Hakim Çetinbaş, şimdi Ergenekon sanığı Kemal Alemdaroğlu`nun avukatlığını yapıyor.
Cezaevinde yıllarca telegram işkencesine tabi tutulan Salih Mirzabeyoğlu`na, geçtiğimiz günlerde babasının vefatı dolayısıyla cenaze izni verilmemişti. Mirzabeyoğlu, daha önce vefat eden annesinin de cenazesine katılamamıştı.
Vatan Gazetesi yazarı Ruşen Çakır, Mirzabeyoğlu ile ilgili olarak şunları yazmıştı:
"Tarafsız bir gözle dosyasını inceleyecek bir hukukçu, onun 28 Şubat sürecinin olağanüstü yargısının bir mağduru olduğunu kavrar. Ayrıca benim gibi Türkiye`de İslami hareketi, Mirzabeyoğlu`nu ve İbda/İBDA-C olgusunu az buçuk bilen birileri de sağa sola atılan molotof kokteylleriyle Mirzabeyoğlu arasında doğrudan bağ kurmanın akıldışı olduğunu bilir. Nitekim mahkeme `somut delil bulunmamasına rağmen` onun örgüt lideri olduğuna hükmetti."
Milli gazete yazarı Ebubekir Sifil de Mirzabeyoğlu`nun sadece fikirleriyle ve yazdığı 50`ye yakın kitabıyla ön planda olduğunu belirtmiş, hakimin Mirzabeyoğlu`nun fikirlerinden etkilenip eylem yapan insanların sorumluluğunu ona yükleyen bir yaklaşım sergilediğini ifade etmişti.
Sifil, yazısında şu ifadeleri kullanmıştı:
"Bu ülkede, amacını sosyalist devrim ve sosyalizmin kuruluşu olarak belirlemiş bir Komünist Parti var söz gelimi. Zaman zaman gençler, özellikle bazı üniversitelerde şu veya bu gerekçeyle eylemler yapıyor. Kullandıkları dil ve attıkları sloganlar Komünist Parti`nin diliyle benzeşiyor diye kimse kalkıp bu partinin yöneticilerini sorumlu tutmuyor. Daha pek çok örnek verilebilir. Yanlıştır demiyorum. Tabii ki suçu kim işlemişse cezayı alması gereken de odur. Suçun şahsiliği ilkesi bunu gerektirir. Ama bu ilke Mirzabeyoğlu davasında niçin işlemedi/işlemiyor?"
Sifil, yazısında yazmaktan, fikir üretmekten, konuşmaktan, tartışmaktan başka bir eylemi bulunmayan Mirzabeyoğlu`nun "Anayasal düzeni cebir ile değiştirme" suçundan müebbet hapis cezasına çarptırılmış bulunmasının, gelinen nokta ve hedefleri bakımından Türkiye`ye yakışmadığını belirtmişti.
CHP lideri Kılıçdaroğlu`nun yargılamaların yenilenmesine destek vereceğini açıklamasından sonra gözler şimdi AK Parti`ye çevrildi. Olağanüstü dönemlerde yapılan yargılamaların adil olmadığını düşünenler, başta Mirzabeyoğlu davası olmak üzere 28 Şubat ve 12 Eylül dönemindeki tüm yargılamaların yenilenmesi için iktidarın adım atmasını istiyor.
dünya bülteni