- Onlara şehvetli şeyler görünüverdi. Bunun üzerine uzattıkları ellerinin (kendilerini helak edecek olan) tuzağın ipi olduğunu basiret gözleriyle bakarak anladıklarında, bundan kaçacak kanatlarla alabildiğince uçmaya başladılar. Sonra ikinci göçe ulaştılar. O da "Dedi ki: "Ne olurdu kavmim bilseydi!" ayetinin manasındaki hakikattir. Böylece bu topluluk varlıklarını anladılar ve hedeflerini kavramış oldular. Bunun üzerine göçten önce toplanıverdiler ve yolun ortasına gitmek için birlik gösterdiler. Öbür insanlar da bu esnada fuzuli işlerle uğraşmakta ve bomboş yerlerde vakit öldürmektedirler. Heva ve hevesin serçeleri de işte bu esnada tuzak kapanında ölümü beklemektedirler..!

- Bir Tilki bir gün tuzağa düşünce diğerine:

"Bundan sonra buluşma yeri neresi olur? " diye sorar, o da:

"İki gün sonra tabaklanma yerinde" diye cevap verir.

- Aceleci bir şoför işini hiç kontrol edebilir mi?

Her sefer yolculuklarında sürat yapan bulunmaz

Bineği yavaşlat bakalım, onun yanağına toslayıverdin

Onunda altında da senin ezilen yanağın bulunmakta

 - Her kim için afiyetin tadı parlayacak olursa, işte bu kimseye, sabır gösterilecek acılar uzak olmuş demektir.

- Normal acizliği sevdin. Öyleyse düşündükçe sorunların çoğalıyorsa, o zaman azim nurları sana parıldıyor demektir.

- Toplulukların farklılaşmaları düşünceleriyledir, şekilleriyle değil...

- Alçak bir kişinin düşüncelerinin inişi, pislik barındıran bir kuyuya uzatılan kovanın inişi gibidir.

- Seninle kurtulanların arasında heva dağı bulunmaktadır. Onlar önlerinde bulunan engeli aşıp gittiler. Sen ise engelin içinde kaldın. Öyleyse sen de bu engeli parçala ve onlara yetiş!

- Dünya bir yarış arenasıdır. Tozlar yükselir ve kazanan belli değildir. İnsanlar da bu arenada bulunurlar, kimisi atlı, kimisi yaya ve kimisi de kısır eşeklerle katılır....

Tozlar kalkınca kimin kazandığını görürsün. Altında at mı yoksa eşek mi olan kazanmış!?

- Aç gözlülük bir kimsenin tabiatında bulunabilir. Ancak kanaatkâr olmak daha fedakârcadır.

- Hırs peşinde olan hırsız adam, ancak hevasının gölgesinde yürür.

- Şehvet tohumu telef kapanın altında bulunur. Kapana yem olmayı bir düşün! Bu sefer sabretmek gerçekten sana yakınlaşıverir.

- Cimri kimse fakirdir ve fakirliği sebebiyle bir ecir alamaz.

- Sıkıntı susuzluğuna sabretmek ve minnet altında kalma tulumundan da içmemek gerek!

- Efendinden başkasından dünyalık bir şey isteme! Çünkü kölenin efendisinden başkasından bir şey istemesi, ona bir hakarettir.

- Sevgi ağacı dikilirse dostluk meyvesini verir.

- Seninle beraber olmayanlara yabancı ol ve senden ayrılmayanlarla da birlikte ol!

- Aranızda tartışma geçmiş olan bir kimseden bunakça bir söz çıkarsa, onu hemen bir yere ulaştırma, sonra sen altında kalabilirsin! Kuşkusuz tartışma nesli, yerilen nesildir.

- Nefsini himaye etmek, ona cehaletle davranmanın bir göstergesidir. Çünkü nefsini gereği gibi, hak üzere bilmiş olsaydın o takdirde hasmına karşı da yanlışa düşmemesi için yardımcı olurdun.

- Öfke ateşinden intikam ateşi tutuşturulunca o zaman tutuşan artık yanmaya başlar.

- Öfkeni hilm zincirleriyle bağla. Çünkü öfke köpek gibidir. Telef için gönderilirse telef eder.

- Gece karanlıklara büründüğü zaman uyku ve yorgunluk çöküverir. Korku ve şevkin başı ise, uyanık olan askerler bölüğünde bulunurken, tembellik ve umursamazlık ise, gaflette bulunan asker grubunda olur. Dolayısıyla azim gösterilince askerler toparlanıverirken, öbür tarafta uyanık olmayan ve tefritte bulunan askerler hezimete uğratılır. Artık gün doğar ve paylar taksim edilir. Ganimetler de ehline dağıtılır..!

- Ey takva anahtarı olmadan geçim kapısını açan kimse! Nasıl da sana hatalı yollar alabildiğince açılmakta...

İşte rızkın daralmasından dolayı da bu sefer şikayet eder durursun.

Allah’a yemin olsun ki sizi ziyaret için gelmiş değilim Ancak gördüm ki yeryüzü beni alıp dürmüştür Kapınızdan da ümidimi ve azmimi kırmış değilim Ancak yaptıklarıma sebep ayağım tökezleyivermiştir.

- Ahiretin çocuklarından ol, dünyanın çocuklarından olma! Çünkü çocuk anneye tabidir.

- Dünya mecazdır. Ahiret ise vatandır. Gerekli olan ihtiyaçlar, ancak vatanlarda istenir.