Avustralya'nın kontrol altına alınamayan yangınlardan ve kuraklıktan etkilenen Güney Avustralya eyaletinde, su kaynaklarını tükettiği gerekçesiyle yaklaşık 10 bin yabani devenin katledilmesine geçtiğimiz günlerde onay verilmişti.
Güney Avustralya Çevre ve Su Departmanı (DEW), yaklaşık 10 bin yabani devenin altyapıda büyük hasara yol açtığını, aileler ve yerleşim yerleri için tehlike arz ettiğini öne sürerek develerin katledileceğini belirtmişti.
Havuzlu ev oranında dünya birincisi olan, 2 bin otelin ve 1,2 milyon evin yüzme havuzunun olduğu Avustralya'da gerçekleştirilen deve katliamı tepkilere neden oluyor.
Yetkilendirilen keskin nişancıların katlettikleri develerle beraber poz vermesi ve sosyal medyada fotoğraflar yayımlamasına ise tepkiler yağıyor.
Hayvanların itlaf edilmesi Avustralya'da yeni bir uygulama değil
Yabani hayvanların nüfus kontrolü için itlaf edilmesi Avustralya'da yeni bir uygulama değil. Hükümet doğal hayatı ve yabani hayvan nüfusunu kontrol altında tutma adına benzer yöntemleri yıllardır sistematik olarak uygulamaya devam ediyor.
Katledilen hayvanlar arasında yabani atlar, kediler, tavşanlar, tilkiler ve hatta kanguru gibi birçok canlı türü bulunuyor.
2011 yılında, sadece Avustralya'nın Victoria Eyaleti'nde yarım milyon tilki itlaf edildi. 2019 yılında ise 4 bin 35 kanguru, nüfus planlaması adına öldürüldü.
2 milyon kedi itlaf edilecek
2015 yılında Avustralya hükümeti, 2020 yılına kadar 2 milyon kedinin itlafı ile ilgili bir süreç başlattığını duyurdu.
Yabani deve, at, bufalo, eşek ve keçi gibi toynaklı hayvanların nüfus kontrolünü sağlamak için kullanılan yöntem ise genelde havadan itlaf etmek. Parklar ve Doğal Yaşam ekiplerinin helikopterlerden sürüleri vurması en etkili yöntem olarak ön plana çıkıyor. Böyle bir hizmetten (!) yararlanabilmek için arazi sahibinin devlete ödeme yapması gerekiyor.
2017 yılında Kakadu Doğal Parkı'nda 24 günlük bir süreçte 6 bin yabani at, buffalo ve eşek helikopterlerden açılan ateşle öldürüldü.
Adadaki koala nüfusunu kontrol altında tutmak adına 1997, 2016 yılları arasında yaklaşık 13 bin koala kısırlaştırıldı, 4 bin koala ise farklı bölgelere dağıtıldı. 2015'te Adelaide Üniversite'sinin yaptığı araştırmada koala nüfusu tahmini 50 bin olarak belirlendi. Son yangınlarda koala nüfusunun üçte birinin öldüğü sanılıyor.
Binlerce deveyi katletmek insani bir yaklaşım olarak görülmüyor
Develerin Avustralya ile tanışması 1840'lara dayanıyor. 1866-1907 tarihleri arasında 20 bin devenin Afganistan ve Hindistan'dan Avustralya'ya getirildiği tahmin ediliyor.
Katledilen develer, Salih Aleyhisselamın devesinin öldürülmesini akıllara getiriyor. Oysa develer, ağır tabiat şartlarına, susuzluk ve açlığa karşı dayanıklı hayvanlar olarak biliniyor.
Binlerce deveyi katlederek doğanın dengesine kavuşacağını ve su kaynaklarının korunacağını ummak, insani bir yaklaşım olarak görülmüyor.
Avustralyalılar, develerin kesilerek fakir Afrika ülkelerine gönderilmesi tekliflerini de reddediyor.
Avustralya’daki katliam görmezden geliniyor
Koalalara ve kangurulara gösterilen hassasiyetin aynısı develer için gösterilmiyor? Kurban ibadetine "vahşet, katliam" diyerek dünyayı ayağa kaldıran, yılbaşında milyonlarca hindi keserek yılbaşını uygarlık olarak kabul edenler, Avustralya’daki katliamı görmezden geliyor.
İnsan ne zaman elini Allah’ın mükemmel şekilde yaratmış olduğu sisteme soksa mutlaka bir şeyleri bozuyor. Su kaynaklarını tükettikleri gerekçesiyle deve katliamı yapan Avustralya’da küresel ısınma nedeniyle 50 yıl sonra kış ayının tamamen son bulacağı belirtiliyor.
Avustralya’daki golf sahalarının sayısı bin 800 kadar. Çimenlerin yeşil kalması için milyonlarca ton su kullananlar çok su içiyor diye binlerce at ve deveyi katlediyor. (Muhammed Nur-İLKHA)