Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, dün Beştepe'de Engelli Memur Atama Töreni'nde evlilik üzerine söylediği sözler gündemin en çok tartışılan başlıklarından biri oldu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, ailenin önemine dikkat çekerek evlilik dışı hayatın özendirilmesini eleştirirken, "Genç yaşta maalesef evlenmiyorlar. Çoğu 30'u aşkın evleniyor ya da evde kalıyor. Böyle bir şey olabilir mi" ifadelerini kullanmıştı. Erdoğan'ın demeci kamuoyunda ve siyasi arenada farklı şekillerde yankı buldu.

Elbette geç evlenme oranlarındaki ya da boşanma istatistiklerindeki artışların ana sebepleri arasında artan şiddet eylemleri, sanal dünyada geçirilen vaktin artması, kültürel farklılıklar, ruhsal problemler gibi unsurlar olduğu gibi ekonomik nedenlerde önemli bir yer tutuyor.

 

Aynı gün açıklanan yüzde 13.4'lük işsizlik rakamına da atıfta bulunan CHP Sözcüsü Faik Öztrak, "Eli doğru dürüst ekmek tutmayan gençler nasıl evlenecek? Bunu soran yok. İş sorunu çözülmeden eş sorunu nasıl çözülecek?" şeklinde Erdoğan'a karşılık verdi. Peki rakamlar ne diyor?

EKONOMİ DARALDIKÇA EVLİLİK AZALIYOR

TÜİK, her yıl Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü verilerine dayanarak Türkiye'nin evlenme ve boşanma istatistiklerini yayımlıyor. Yayımlanan son veriler 2018 yılına ait, 2019 yılına ait istatistikler ise Mart 2020'de ortaya çıkacak.

TÜİK'in 2018 verilerine göre 2015 yılında 602 bin 982 kişi evlenirken, bu sayı 2018'de 553 bin 202 seviyesine geriledi. 2001- 2018 yılları arasındaki verilere göre Türkiye'de ortalama 590 bin 550 kişi evleniyordu, son 2 yılın rakamları ortalamanın altında düştü.

Evlenme sayısında en büyük azalma "Kara Çarşamba" olarak da bilinen Türkiye'nin yaşadığı 2001 krizi ve 2008 yılındaki küresel krizin ardından kendini gösteriyor.

 

Daha sonra yatay seyreden grafik, 2016 yılındaki darbe girişimiyle birlikte tekrar aşağı yönlü bir trende giriyor ve 2018 yılındaki kur şokunun ardından kırılım güçleniyor.

2015 yılında 11 bin doların üzerinde olan kişi başına milli gelirin 2018 sonunda 9 bin 693 dolara kadar gerilemesi, aynı dönemde borçlu nüfus payı yüzde 45'ten 55'e çıkması dikkat çeken diğer veriler. Kaba evlenme hızının en düşük olduğu yıl da 2018'deki yüzde 6.80'lik veri. 2010-16 yılları arasında yüzde 20-21 civarında seyreden boşananların evlenenlere oranı da 2018'de yüzde 25'i geçiyor.

 

KADINLARDA GEÇ EVLENENLERİN ORANI SÜREKLİ ARTIYOR

TÜİK verileri incelendiğinde göze çarpan bir diğer unsur evlenen kişi sayısı azalırken evlilik yaşının yükselişe geçmesi. Türkiye'de evlilik yaşı son 3 yılda 27.6'dan 30.2'ye çıkarken, kadınlarda da 24.5'ten 26.5'a çıkan bir grafik var.

30 yaş üzerinde evlenme oranı, 2001 yılında erkeklerde yüzde 21.51 düzeyinden 2018 yılında yüzde 35.50'ye fırlıyor. Kadınlarda bu oran sırasıyla yüzde 10.76 ve yüzde 23.10 şeklinde.

 

25-29 yaş aralığında evlenenlerin oranında ise daha ilginç bir tablo var. 25-29 arası evlenen erkeklerin son 18 yıldaki ortalaması yüzde 39.77 seviyesinde ve oran eğrisi 36 ila 41 arasında yatay bir seyir izliyor. Yani 25-29 yaş arasında evlenen erkeklerin oranında çok anlamlı bir değişim yok.

Oysa, kadınlarda erkeklerden farklı olarak bu yaş aralığında evlenenlerin oranı gittikçe artıyor. 2001 yılında 25-29 yaş arası evlenen kadınların oranı yüzde 17 olurken, kadın hareketinin ve dayanışmasındaki gelişmesi ve yayılmasının da etkisiyle 2018 yılında bu oran yüzde 27.3'e kadar yükseldi. 16-18 yaş arasındaki resmi nikahlı kadınların sayısı da gittikçe düşüş eğiliminde.

 

Uzmanlar bu tabloda sosyal medya kullanımını da etken olarak gösteriyor zira Türkiye nüfustan bağımsız olarak sosyal medyayı en yoğun kullanan ilk 10 ülke içinde.

Dijital Dönüşüm Derneği'nin verilerine göre, Türkiye’deki internet kullanıcılarının yüzde 95’i bir sosyal medya platformuna üye. Düzenli olarak haftada birden fazla kez sosyal medya sitesine giriş yapan aktif kullanıcı oranı yüzde 67. Günde ortalama olarak sosyal medyada geçirilen zaman ise 2 saat 46 dakika.

Kaynak: Haberturk