Midyat’ta yaptığı hayırlı etkinliklerle adını duyuran Azim-Der tarafından Midyat Fen Lisesi konferans salonunda “Bir ibadet olarak evlilik” adlı konferans düzenlendi.
Programa konuşmacı olarak katılan Siyer Vakfı Başkanı Yazar Muhammed Emin Yıldırım, Hicri 1441 yılını aile yılı olarak ilan ettiklerini, bu kapsamda yurt dışı ve yurt içinde tehlike altındaki aile ve evlilik konularında programlara iştirak ettiklerini ifade etti. Yıldırım, evliliğin; nimet, imtihan, cihat, din ve devlet olmasının yanında hakkıyla riayet edildiğinde cennette götürecek bir ibadet olduğunu söyledi.
Enes Çelik’in sunuculuğunu yaptığı program Kasım Aytimur Hoca’nın Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Ardından Azim-Der Yönetim Kurulu Başkanı Nureddin Ayyıldız katılımcılara teşekkür etti.
“Hicri 1441 Yılı Aile Yılı” adlı sinevizyon gösteriminin ardından kürsüye çıkan Muhammed Emin Yıldırım bir konferans verdi. Yıldırım, aile hayatı ve evlilik üzerine önemli tespit ve tavsiyelerde bulundu.
“Evlilik ibadettir, nimettir, cihattır, dindir, devlettir ve imtihandır”
Evlilik meselesinin evli-bekâr herkesin iyi bir biçimde öğrenmesi gereken bir mesele olduğunu belirten Yıldırım, “Biz bir ibadet olarak bu meseleyi konuşmuş olacağız. Hicri 1441 yılında aileyi anlatırken şu beş ana başlıkta almayı istedik. Evliliğin kurulması, korunması, kuşatılması, kırılması ve evliliğin/ailenin kaliteleşmesi şeklinde açıklıyoruz. Nedir evlilik? Evlilik ibadettir, nimettir, cihattır, dindir, devlettir ve imtihandır. Bu altı meseleyi eğer anlarsak biraz olsun evlilik konusunu anlamış olacağız. Şimdi eğer evlilik bir ibadet ise her ibadetin külfeti olduğu gibi evlilik ibadetinin külfeti olacaktır. Eğer evlilik nimet ise her nimet şükür ister. Evlilikte şükür ister. Evlilik din ise korunmayı bekler. Eğer evlilik devlet ise, her devletin yasaları var. Evlilik yasalarına da her iki taraf uyma zorunda kalır. Eğer evlilik cihat ise, eşlerin birbiriyle kavga etmesi olarak anlaşılmamalı dışarıdan gelen tehlikelere karşı mücadele anlaşılmalı. Eğer evlilik imtihan ise ki öyledir. O imtihana katlanma adına bir şeyleri yapmamız gerekir. Evlilik ibadet dedik ve külfeti var dedik. Peki, niye ortalığı velveleye veriyoruz. Diğer ibadetleri yapmak için nazlanmıyoruz ama iş evliliğe gelince nazlanıyoruz. Evliliği bir ibadet olarak görmüyoruz. Bunun nedeni nedir? Bunun nedeni şeytan bu ibadetin itibarını düşürmeye çalışıyor.”
“Evlilik yaşı 30’a varmış durumda”
Gençlerin evlenmelerinin önüne büyük engeller konulduğunu ifade eden yıldırım, “Yüzde 99’u Müslüman dediğimiz ülkemizde evlilik yaşı kadın-erkek 30’a varır mı? Gençler evlenmiyor kırk tane bahaneleri var. Başka sebepler de var. Burada anne-babalar da suçlu. Onlarda gençlerin önünü açmıyorlar. Onları evlendirmekle yükümlü kişiler de suçlu. Yardımcı olmuyorlar. Gelenek ve görenekler de suçlu. Bilmem neyin âdeti, bilmem neyin başlık parası. Şunun bunun adına şeytanı memnun edecek şeyler yapılıyor ve gençler evlilikten uzaklaştırılıyor. Evlilik nimettir dedik. Nimetin şükrü ise sadece elhamdülillah demek yeterli değildir. Onun şükrü de kendi cinsindendir. Yani gençlere örnek bir evlilik sergilemektir. Az önce gençler niye evlenmiyor dedik. O sebeplerden biri de yakınındakilerin kötü evlilik örnekleridir. Her tarafta evliliğin itibarını lekeleyen şeyler görüyor. Bunları görenlerin evlilikle olumlu münasebetlerini bekleyebilir misiniz? ”diye sordu.
Evlilik ve boşanmalarla ilgili bazı veriler paylaşan Yıldırım, “Son 10 yılda bu memleketteki evlilik sayısı resmi rakamlara göre 6 milyon. Bunların bir milyonu boşanmayla neticelenmiş. Yani her evlenen 6 kişiden biri boşanmış. İşte bunun için bizim evlilik meselesini din olarak görmemiz gerekir. Bu minvalde olumlu bir şeyler ortaya koymasak, olan olacak. Evlilikte en son söyleyeceğimizi en başata söylüyoruz. Cennete dönüşmesi gereken o güzel ev ve aile cinnete dönüşüyor. Ve cehennem çukurlarından biri oluyor ne yazık ki. Öyle olmaması için evliliği din olarak anlamak zorundayız.”dedi.
“Bizim şu an en büyük cihadımız evliliği/aileyi korumaktır”
"İnsanlık bozulduğu için mi, ümmeti Muhammed bozuldu?" diye soran Yıldırım , “Bakınız insanlık bir kriz içerisinde ve bir çıkış yolu arıyor. Önce bunların cevabını verelim. Öyle hamasetle dış güçler-iç güçler Amerika, Rusya yaptı, israil yaptı deyip işin içinden çıkamayız. Onların, zaten işi gücü bu. Onlar yeryüzünün teröristleridirler. Onlardan beklenen budur zaten. İşte bizim en büyük cihadımız evliliği korumaktır. Ailenin temeli devletin temeli gibi tevhit, adalet ve meşveretle olmalıdır. Bir aileyi yöneten, bir devleti de yönetebilir. Eğer ailemiz devlet ise, benim devletimde Kur’an hâkim olacak. Aramızdaki sorunları onunla çözeceğiz.”
“Evde vahdeti sağlarsak ümmetin vahdetini sağlayabiliriz”
Fakirlik korkusuyla evliliğin geciktirilmemesi gerektiğini ifade eden Yıldırım, evlerimizde beş hususta vahdetin sağlanması gerektiğini söyledi.
Yıldırım, “Evlerimizde sayfa (Kur’an ve sünnet),seccade (cemaatle namaz, Kur’an okuma ), sofra (beraber yemek),s evgi (anne-babaya saygı, itaat ) ve seyahat vahdeti (evliliğin bakımı) oluşturmalıyız. Evlerimizdeki vahdeti sağladığımızda ümmetin vahdetini sağlamak yolunda mesafe kat etmiş olacağız. Ne olur bunlara dikkat edelim. Ailemizi koruyalım. Bu şekilde cennetin kokusunun geldiği haneler oluşturalım.” dedi.
Program İbrahim Akar'ın ümmetin içerisinde bulunduğu sıkıntılardan kurtuluşu için yaptığı dua ile sona erdi.
Programa Belediye Başkan yardımcısı, bazı kurum amirleri, STK ve siyasi parti temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı. (Süleyman Tunç-İLKHA)