Siirt'te su tutmaya başlayan Ilısu Barajı havzasında bulunan bazı köyler, su altında kalmaya devam ediyor. Ilısu Barajı'nın su tutmasıyla 199 köy, 199 tarih sular altında kalacak.
1992 yılında güvenlik gerekçesiyle köylerini boşaltan 2000 yılında ise tekrar köylerine yerleşen Siirt'tin Yığınlı (Motit) köyüne bağlı Yokuşbağlar mezrası sakinleri, Ilısu Barajı'nın su tutmasıyla birlikte 100 yıldır ikamet ettikleri köylerini terk etmek zorunda kaldı.
Merkeze bağlı Yokuşbağlar ve Eğlence köyü sakinleri, arazi ve ekinleriyle birlikte geçmişlerinin hatta mezarlıklarda bulunan ölülerinin dahi sular altında kaldığını belirtti.
"Bizlere arazilerimizin hak etiği değeri vermediler"
Ilısu Barajı'nın su tutmasıyla son kez topraklarına gelip yetiştirdikleri ağaçları kesmek zorunda kalan 62 yaşındaki Süleyman Titiz, ''Buradan insanlar, kuşlar, hayvanlar yararlanıyordu. Ağaçlarımız, bağlarımız hepsi su altında kaldı. Buradan artık köyümüze de gidemiyoruz, yollarımız da yok artık. Buralarda perişan olacağız. Ne iş var ne güç var. Tüm topraklarımız su altında kalacak. Bizlere arazilerimizin hak etiği değeri vermediler. Bilmiyoruz artık bundan sonra ne olacak. Bu işi yapan bir çözüm de bulsun.'' dedi.
"Tarımda burası Siirt'in kalbi durumundaydı''
Köylerinin Siirt için tarımın kalbi durumunda olduğunu dile getiren Titiz, ''Bizler bu arazilerde domates, salatalık, patlıcan, karpuz, kavun gibi birçok sebze ve meyve ekiyorduk. Siirt'te tüm bu sebze ve meyveler, Botan Çayı kenarında ekilen arazilerden karşılanıyordu. Ama artık onu yapamayacağız. Bu gördüğünüz ağaçlar, fıstık ve nar ağaçlarıdır. Hepsini şimdi kesip evde yakmak zorunda kalacağım, yoksa hepsi su altında kalıp çürüyüp gidecek. Köyümüz sular altında kaldığı için mecburen şehirlere gideceğiz. Bu köyde bir şeyimiz kalmadı." şeklinde konuştu.
"Şehre gidip mecburen milletin hizmetçisi olacağız"
Köyümüzde efendi iken bir ekmek kazanabilmek için şehre gidip mecburen milletin hizmetçisi olacağız." diyen Titiz, "Şu ana kadar toprağımızı ekip hayvancılık ile uğraşıyorduk ama barajın gelmesiyle yapacak bir şey kalmadı, fıstıkçılık ve hayvancılıkta bitti.'' ifadesini kullandı.
Ağaçlarını kesmek zorunda kaldığı için üzüldüğünü dile getiren Titiz, ''Bu ağaçları keserken sanki bu tahra ile elimin ortasını kesiyormuş gibi hissediyorum. Çünkü bu topraklar babalarımız ve dedelerimiz tarafından bizlere miras kaldı. Yüzyıllarca bu topraklar üzerinde yaşamlarını sürdürdüler şimdi ise biz bunlardan vazgeçiyoruz ve ölülülerimizi bile su altında bırakmak zorunda kaldık.'' diye konuştu." (Murat Orhan-İLKHA)