HÜDA Ağrı İl Başkanı Şaban Gökhan, İl Koordinatörü Burhan Aslan ve İl Başkan Yardımcısı Ahmet Karhan, yerel ve ulusal basın temsilcilerine nezaket ziyaretinde bulundu.
Kentte görev yapan yerel ve ulusal basın mensuplarını bürolarında ziyaret eden partili heyet, kent ile ilgili fikir alışverişlerin bulundular.
Ağrı'da basın görevini yürütmenin zorluğunun olduğuna dikkat çeken İl Başkanı Şaban Gökhan, basın mensubunun neye mal olursa olsun ilkelerinden ve doğrularından taviz vermemesi gerektiğinin altını çizdi.
Basın mensubunun gerçekleri özgür bir şekilde dile getirmeleri gerektiğini belirten Gökhan, Hazreti Muhammed'in (Salallahu Aleyhi Vesellem) kendi döneminde basına büyük önem verdiğini kaydetti.
İlkeli hareket etmenin artılar getirdiğini söyleyen Gökhan şunları söyledi: "İnsanlardaki irşad ruhu öldü, kendi asli vazifeleri unutturuldu maalesef. Şu unutulmamalıdır ki maddi sorunların telafisi mümkündür ama manevi sorunların çözümü çok zordur. Bu çerçevede işte basına ihtiyaç duyulduğunu zikretmekteyiz. Basın özgür bir bakış açısı ile hareket edip gerçekleri yazmalıdır ki insanlar bazı durumlara vakıf olabilsinler. Basın gerçekleştirdiği icraatları ile yanlışa yanlış doğruya doğru diyebilmelidir. İnanın, bizim müracaat noktamız Kur'an olursa Allah'ın yardımı üzerimizden eksik olmayacaktır. Şu bir gerçektir ki memleketimizde bu mesleği icra etmek elbette zorlukları beraberinde getirmektedir. Ama zorluklara karşı ilkelerden taviz vermeden faaliyet sürdürmek ise birçok artıyı beraberinde getirecektir."
"Resulullah basına çok önem verirdi"
Basının önemli bir misyon yüklendiğini ve birçok noktada kilit öneme sahip görevler icra ettiğini belirten Gökhan, "Ne kadar vakıfsınız bilmiyorum ama Resulullah basına çok önem vermiş. O dönemin basını ise şairlermiş. Bir gelişmeyi, olayı şiirserleştirerek insanlara aktarırlarmış. İşte Resulullah'ın vermiş olduğu büyük önem, ehemmiyet ve üzerinde titizlikle durması belki onun davasını insanlara en iyi bir şekilde insanlara götürmesi noktasında ön ayak olmuş, yardımcı olmuştur. Nasıl; o dönem basın, panayırlarda şiirlerin söylenmesi, güzel sözlerin bir araya gelmesi, haberlerin en yüksek yerlerde duyulması ve ilan edilmesiyle oluyordu. O dönemde Kaab bin Eşref vardı, biliyorsunuz. Müşriklerin basın alanındaki en ileri gelen adamı. Resulullah (s.a.v.)'a hakaret eden şiirler yazıyor. Bakın basın bir savaşın kaderini, ekonominin gidişatını değiştirebiliyor. İnsanlar ve ülkeler arası diyalogları farklı lanse edebiliyor. Akı kara, karayı ak olarak gösterebiliyor. Ama bir Müslüman bunu kendine bir görev olarak bilirse ve ben Allah rızası için insanlara doğruyu göstereceğim derse hedefinden şaşmaz." şeklinde konuştu. (Ömer Adıgüzel - İLKHA)