Bitlis'te Anadolu Gençlik Derneği (AGD) tarafından Mekke'nin fethi programı düzenlendi.

Bitlis Kültür Merkezinde düzenlenen program, Yılmaz Demir'in Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayıp, sinevizyon gösterimi, Kürtçe ve Türkçe seslendirilen birbirinden güzel ilahi ve ezgilerle devam etti.

Programın açılış konuşmasını yapan Anadolu Gençlik Derneği Başkanı Abdürrahim Doğru, her yıl geleneksel olarak düzenledikleri "İnsanlığa bir inşirah Mekke'nin fethi" programına olumsuz hava şartlarına rağmen katılım sağlamalarından dolayı herkese teşekkür etti.

 

"82 milyon Türkiye ve bir milyar 800 milyon tüm İslam alemi, hepimiz kardeşler topluluğuyuz"

Anadolu Gençlik Derneğinin önemine ve çalışmalarına da değinen Doğru, İslam ümmetinin birlik olmasının elzem olduğuna vurgu yaparak, "Bu salonda bulunan ve bulunmayan 82 milyon Türkiye ve bir milyar 800 milyon tüm İslam alemi, hepimiz kardeşler topluluğuyuz. Aynı zamanda bu gezegende yaşayan 7 milyar 800 milyon insan hepimiz aynı erkek ve kadından meydana gelmiş, Hazreti Adem'in torunlarıyız. Mensubu olduğumuz İslam inancının dört prensibi vardır. Birincisi, bu dünya hayatı hepimiz için bir imtihandır. Bize düşen bu imtihanda hakkı hak bilip hakkın yanında yer almak; batılı da batıl bilip batılıdan uzak durmaktır. İkincisi, İslam vahi dinidir. Mükemmeldir, hiçbir eksiği yoktur. Üçüncüsü, İslam'ın eklemeye veya çıkarmaya bir ihtiyacı yoktur. Dördüncüsü ise İslam konuşulsun diye değil, yaşanılsın diye indirilmiş bir dindir." ifadelerini kullandı.

"İslam'da güç ve kuvvet caydırıcı bir unsurdur"

Programda bir konuşma yapan Van Abdulhakim Arvasi Diyanet Eğitim Merkezi Müdürü Fudayil Erkoç, Mekke'nin fethinin tarihi sürecinden örnekler vererek, fetihlerin gerçekleşmesi için bir güce ihtiyaç olduğunu söyledi.

İslam'da güç ve kuvvetin caydırıcı bir unsur olduğuna vurgu yapan Erkoç, şunları söyledi:

"İslam'da güç ve kuvvet caydırıcı bir unsurdur. Bu yüzden gereklidir, farzdır ve elzemdir. Bugün Müslümanlar, zalimlerin sahip olduğu güç ve kuvvette sahip olsalardı, acaba kendilerine bu şekil saldırma cesareti ortaya konulabilecek miydi? Peygamber Efendimiz, Ebu Süfyan'ın Müslüman olduğu haberinin Mekke'de yayılması için münadilere talimat verdi. Mekke'nin fethinde Peygamber Efendimiz, gençlere bir mesajı verir. Mekke'nin içinde bulunan bütün putları devirirken, büyük put için Hazreti Ali'yi çağırıyor. Ya Ali, 'Kalk omuzlarıma bas, şu putu sen devir.' buyuruyor. Hani tasavvufta bir kural var, 'Emir varsa, edep ikinci planda kalır.' Neden bütün putları devirdi de en büyük putu Hazreti Ali'ye bıraktı? Çünkü Hazreti İbrahim gençti ve baltayı büyük putun boynuna asmıştı. Putları deviren gençlerdir mesajı veriyordu. Bugünkü gençlerin devireceği o kadar çok put var ki kendi heva ve heveslerinden başlamak suretiyle çevresine varıncaya kadar." diye konuştu.

Düzenlenen program, Siyer-i Nebi yarışmasında dereceye giren öğrencilere ödüllerinin verilmesinin ardından sona erdi. (Şükrü Tontaş-İLKHA)