Başbakan yardımcısı Bülent Arınç`ın AK Parti içerisindeki en sağlam, en köklü Milli Görüşçülerden biri olduğunu sanırım biliyorsunuz.

Bülent Arınç`ın Milli Görüş camiası içerisindeki diğer adı `Küçük Erbakan`dır. Gerek hitabet gücü, gerek yumuşak üslubu, gerekse de bilgi birikimi tabanın kendisine bu ismi takmasında etkili olmuştur.

AK Parti içerisinde eski siyasi çizgisini sürdüren birkaç isimden de biridir.

İşte bu Bülent Arınç`ın geçtiğimiz haftasonunda gazetelerle ilgili bir demeci yayınlandı. Bilmem dikkatinizi çekti mi?

Arınç, konferans verdiği gençlere: “İlla gazete okuyacaksanız sadece Zaman`ı okuyun yeter. Başka gazeteleri okuyarak aklınızı karıştırmayın” dedi. Arınç bu sözleriyle, Gülen cemaati ile yakınlık kurma çabasında bir hamle daha yapmış oldu.

Hatırlayalım:

Mavi Marmara seferi için  “İHH İsrail ile uzlaşmalıydı. Bu tip hareketleri tasvip etmiyorum” eleştirisiyle bütün mahallenin şimşeklerini üzerine çeken Fetullah Gülen`e en önemli destek, “Fetullah Gülen hoca her zamanki gibi doğru söylüyor” diyen Bülent Arınç`tan gelmişti.

Üstelik Mavi Marmara gemisi sefere çıkacakken ve olaydan sonra dönerken bu girişime sıcak mesajlarla destek veren de Bülent Arınç`tı. Hal böyle olunca, Fetullah hocanın mahallenin canını sıkan bu mesajına en büyük desteğin Milli Görüşçü Bülent Arınç`tan gelmesi dikkatlerden kaçmamıştı.

Yani Arınç`a göre hem bu sefere çıkanlar kahramandı, şehitti. Hem de ABD`de bir gazeteye verdiği beyanatta bu seferi eleştiren `Fetullah Gülen doğru söylüyordu.`

Milli Görüş geleneğinden gelen siyasetçilerle Gülen cemaati arasındaki ilişkinin şeklini, mesafesini bilenler için Arınç`ın bu tutumu gerçekten şaşırtıcıydı.

Fetullah Gülen cemaati hiçbir dönemde Erbakan`ın siyasi çizgisine yakınlık göstermedi. Destek olmadı. Hatta öyle ki Bülent Ecevit`e gösterilen sempati, verilen destek Milli Görüş hareketinden ve hareketin liderinden esirgendi.

Sanırım cemaatin bu mesafeli tutumunu en iyi bilen, siyasi hayatının büyük bir kısmını Erbakan hocanın yanında geçiren Bülent Arınç`tır.

Gülen cemaatinin Erbakan`a koyduğu mesafe öyle belirgindi ki Fetullah Gülen`in Erbakan`ın vefatı üzerine yayınladığı taziye mesajında bile devam etti.

Sakın yanlış anlaşılmasın. Bülent Arınç`ın Gülen cemaati ile sıcak bir diyalog kurmasından rahatsızlık duyanlardan değilim.

Amacım sadece ortadaki tuhaf duruma dikkat çekmek.

Son birkaç yıldır Bulent Arınç`ın diğer dini cemaatler, yapılar içerisinde Gülen cemaatine pozitif ayrımcılık yaptığını gözlemliyorum. Cemaate yönelik her eleştiride mutlaka Bülent Arınç`tan bir destek açıklaması geliyor.

Arınç`ın cemaate ait TV`lere ve gazetelere sık sık çıkarak cemaatin hoşuna gidecek türden konuşmalar yapması sanırım benim gibi birçok kişinin dikkatini çekiyor. Tuhaf da karşılanıyor.

Arınç`ın gençlere Zaman`ı önermesi bunun devamı, yeni aşaması niteliğinde.

Arınç`ın çizgisindeki bir siyasetçinin Star`ı, Yeni Şafak`ı hatta Sabah`ı değil de Zaman`ı öneriyor olması "haber"dir. Haksız mıyım?

Bülent Arınç durup dururken neden "sadece Zaman okuyun" desin ki? İlginç değil mi?

AK Parti hükümetine ve Arınç`ın siyasi çizgisine daha belirgin, daha stratejik, daha  büyük politik destek veren gazeteler duruyorken, Arınç`ın okunacak tek gazete olarak Zaman`ı önermesinde bir bit yeniği aramam yersiz mi?

Görünen o ki Bülent Arınç`ın bir hesabı var. Yanılıyor muyum?

Peki sizce bu hesap ne olabilir?

Arınç`ın bu "cemaatle yakınlaşma" çabasında benim gibi tuhaflık hissedenlerin ortak görüşü şu: Bülent Arınç Tayyip Erdoğan`dan sonra AK Parti genel başkanlığı için cemaatin desteğini almaya çalışıyor.

Bülent Arınç`ın gerçekten böyle bir amacı var mı? Kesin birşey söylemek zor. Ama ortada bir gerçek var: Bülent Arınç`ın Gülen cemaatine uyguladığı pozitif ayrımcılık epeyce dikkat çekiyor. Yanılıyor muyum?

Cenk Açık / İnternethaber