HÜDA PAR Genel Başkanı İshak Sağlam, Libya’daki gerilimin müzakere odaklı bir politika ile İdlib’deki katliamların durdurulması için de süresiz ateşkes sağlanabilmesi için harekete geçilmesi çağrısında bulundu.
Libya’daki siyasi gerilimi değerlendiren HÜDA PAR Genel Başkanı İshak Sağlam, "Türkiye garantör ülke rolünü üstlenmeli tarafları siyasi müzakere sürecine ikna etmelidir. Aksi takdirde bir vekalet savaşı sahasına dönüşecek olan Libya, telafisi mümkün olmayacak bir yıkıma maruz kalacaktır." dedi.
Soçi Mutabakatı ile çatışmasızlık bölgesi ilan edilen İdlib’de, bu mutabakata aykırı olarak Rusya ve Esad rejiminin saldırılarını devam ettiğini hatırlatan Sağlam, Rusya’nın, Suriye’de 43 yeni silahı test ettiklerine yönelik açıklamalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
İdlib'e yönelik saldırılar
İdlib'e yönelik saldırılara dair konuşan Sağlam, "Nüfusu yaklaşık 4 milyonu bulan bölgede hastaneler ve sivil yerleşim yerleri bilinçli olarak hedef alınmakta, çatışmalı ortamdan kaçmaya çalışan sivillerin göç yolları da vurularak yüzlerce sivil katledilmektedir. Bunlar savaş suçudur. Saldırı alanlarından kaçan yaklaşık 200 bin kişi Türkiye sınırına sığınmak zorunda bırakılmıştır. Bu durum bir kez daha göçmen sorununun temel çözüm yolunun; göç veren bölgelerdeki kaotik durumun ortadan kaldırılması olduğunu göstermiştir." dedi.
Rusya’nın, Suriye’de 43 yeni silahı test ettiklerine yönelik açıklamalarını değerlendiren Sağlam, "İç savaşın başlangıcından bu yana altına imza attığı mutabakatları da çiğneyerek binlerce sivil katleden Rusya, Suriye’de 43 yeni silah test ettiğini açıkladı. Daha önce Suriye’de kullandıkları elektronik silahlarla gündeme gelen Rusya’nın saldırılarında yaşanan sivil kayıp bilançosu yeni silah teknolojisinin siviller üzerinde test edildiğini açıkça göstermektedir. Savaş suçu niteliğindeki bu faaliyetlere karşı Uluslararası Ceza Mahkemesi harekete geçmeli ve Rusya’nın Suriye’deki eylemlerini soruşturmalıdır." diye kaydetti.
Sağlam, konuşmasına şöyle devam etti: "Aynı zamanda Türkiye ve İran, İdlib’de süresiz ateşkes sağlanabilmesi için harekete geçmeli, bölge tekrar güvenli hale getirilmelidir. Saldırıların yanı sıra kamplara ve Türkiye sınırına sığınan siviller için zorlu kış şartları, gıda sorunu ve salgın hastalıklar ciddi tehdit oluşturmaktadır. Yollara düşen sivillerin insani ihtiyaçlarının karşılanması için de acilen tedbirler alınmalıdır." çağrısında bulundu.
Libya iç savaşı
Libya’da siyasi gerilimini de değerlendiren Sağlam, "Arap baharı sürecinden bu yana iç savaşın hakim olduğu Libya’da; Hafter’in arkasına aldığı dış destekle hükümet merkezine yönelik saldırıları siyasi istikrarı engellemektedir. Son olarak Doğu Akdeniz enerji rezervleri üzerine yaşanan kutuplaşma Libya’yı da etkilemiş ve ülkedeki siyasi gerilim daha da büyümüştür. Suriye benzeri bir iç savaş yaşayan Libya’da çatışan taraflara uluslararası güçler tarafından her türlü siyasi desteğin yanı sıra askeri teçhizat desteği de sağlanmakta, böylece ülkede kaos devamlı hale gelmektedir. Rusya ve BAE gibi ülkelerin özel güvenlik şirketleri daha doğru bir ifade ile paralı askerler aracılığıyla da müdahil olduğu iç savaşta siviller ve göç merkezleri hedef alınmaktadır. Son olarak Türkiye ve Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti arasında imzalanan mutabakat sonrasında, emperyalist ABD ve yandaşlarının desteğindeki illegal Hafter komutasındaki güçler saldırılarını yoğunlaştırmıştır." dedi.
Sağlam son olarak, "Türkiye garantör ülke rolünü üstlenmeli tarafları siyasi müzakere sürecine ikna etmelidir. Aksi takdirde bir vekalet savaşı sahasına dönüşecek olan Libya, telafisi mümkün olmayacak bir yıkıma maruz kalacaktır. Suriye iç savaşından dersler çıkarılmalı, Libya’da müzakere odaklı bir politika izlenmelidir." değerlendirmesinde bulundu. (Ramazan Casuk-İLKHA)