Diyarbakır'da İdeal Eğitim Vakfı ve Peygamber Sevdalıları Vakfı tarafından "Uyuşturucu Kullanımı ve Madde Bağımlılığı" temalı program düzenlendi. Programda sunum yapan Dr. Mehmet Akdağ, bağımlılık türleri içerisinde en önemlisinin tütün olduğunu belirterek dünya genelindeki kullanım oranına dikkat çekti.

Merkez Yenişehir ilçesi Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Kongre Merkezinde düzenlenen "Uyuşturucu Kullanımı ve Madde Bağımlılığı" temalı program Abdulkadir Keskin Hoca'nın Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.

Sunuculuğunu Şerif Kaçan'ın yaptığı programda sarhoşluk veren maddelerin İslam'daki yeri ve İslam dininin kullanıcılara olan bakış açısını değerlendirmek üzere konuşmacı olarak katılan İlahiyatçı Ömer Çelik, madde bağımlılığının insan maneviyatına verdiği zarar ve etkilerini anlattı.

Uyuşturucu insan vücuduna verdiği zarar konusunda sunum yapmak üzere programa katılan Dr. Mehmet Akdağ ise, madde bağımlığının başta Türkiye olmak üzere tüm dünyada kullanım oranları ve biyolojik etkileri hakkında bilgi verdi.

Uyuşturucu kullanan insanların aklı kullanma hallerine dikkat çeken Çelik, "Uyuşturucu kullanan insanlar akıl melekesini yitirir, sağlıklı bir şekilde düşünemez, suça meyillidirler. Kötü niyetli insanlar, örgütler ve devletler tarafından istenildiği şekilde kullanılabilir, toplumda çok ciddi anlamda sosyal yaralar meydana getirebilir, terörize edebilir ve kaos ortamı oluşturabilirler." dedi.

"6-8 Ekim olaylarında sokaklara salınanların çoğu madde bağımlısıydı"

5 yıl önce yaşanan 6-8 Ekim vahşetinden örnek veren Çelik, "Daha önce yaşanılan 6-8 Ekim olaylarında itiraf ve araştırmalardan öğrendiğimiz kadarıyla sokaklara salınanların azımsanmayacak kadar birçoğu uyuşturucuya müptela olmuş ve yönlendirilmişler. Yoksa o vahşeti aklı selim bir insanın yapması mümkün değildi." ifadelerini kullandı.

Çelik, "İçkinin haram kılınmasındaki etken sarhoşluk vermesidir. Hadiste de belirtildiği üzere 'sarhoşluk veren her şey haramdır.' İslam dini içki ve türevlerinin haram kılınmasını 5 ana madde üzerinde değerlendirmektedir. Bunlar; akıl, din, mal ve neslin korunmasıdır. Dinin korunması içinde sarhoşluk veren şeyler haram kılınmıştır." şeklinde konuştu.

"Niteliği 'sarhoşluk verici' ise haramdır"

İslam'ın maddenin ismine değil niteliğine göre hüküm verdiğini hatırlatan Çelik, "Uyuşturucuya veya içkiye müptela olmuş bir insan dinini ne kadar yaşayabilir? Allah'a karşı olan sorumluluklarını ne kadar yerine getirebilir? Bu tür insanlar her tür kötülüğü yapabilecek duruma geldiklerinden dolayı dinini yaşayamaz. İçkinin ismi aslan sütü veya esrarın adı mutluluk otu da olsa fark etmez. İslam, isme değil faizde olduğu gibi muhtevaya bakar. Bir şeyin niteliği faiz ise, ismi kâr payı olması bir şey değiştirmez. Önemli olan niteliğidir." diye belirtti.

İçki ve uyuşturucunun kişiyi hipnoz ettiğini söyleyen Çelik, "Bu duruma düşen bir insan nasıl ki kendisini hipnoz eden kişinin talimatları ile oturup kalkarsa uyuşturucuya müptela olmuş insanlarda aynen öyledir. Bir gram eroin elde edebilmek için çok rahat bir şekilde insanları öldürebilirler." dedi.

Çelik, yapılan araştırmalara göre uyuşturucu kullanan erkek veya kadın, gelecek nesil üzerinde kalıtsal olarak en az 50 yıl boyunca etkili olabildiğini belirtti.

"Yayınlanan dizi ve filmler, dolaylı olarak kişileri uyuşturucuya özendiriyor"

Madde bağımlılığına özentide televizyonun önemli rol oynadığını söyleyen Çelik, "Televizyonlarda yayınlanan dizi ve filmlerde dolaylı olarak da olsa uyuşturucu özendiriliyor. Alınan bir karar doğrultusunda TV'de sigara görüntüleri buzlanıyor. Fakat çok rahat bir şekilde içki içile biliniyor ve şehirlerin mafya baronları tarafından yönetildiği izlenimleri verilerek özenti oluşturuluyor." ifadelerini kullandı.

Bağımlılığı, bir nesne veya eylem üzerinde kontrolün kaybedilmesi olarak tanımlayan Dr. Mehmet Akdağ ise, "Bağımlılığı kolaylaştıran bazı etmenler bulunmaktadır. Bunlar; madde kullanımının erken yaşta başlanılması, çoklu yasadışı madde kullanımı, 15 yaşından önce depresyon veya davranış bozukluğunun yaşanması ve son olarak genetik yatkınlık durumudur." dedi.

"Bireyler bazı sözlerle kendini avutarak bağımlılığa düşmektedir"

Bağımlılığın gelişme sürecine değinen Akdağ, “Çoğunlukla bağımlılığa giden süreçte kişi bu durumun farkında değildir. Öncelikle 'bağımlı olmam, kendimi kontrol edebilirim, iradem güçlüdür, istediğim zaman bırakırım, çok kişi kullanıyor bir şey olmuyor, keyif veriyor, beni rahatlatıyor, derdi-kederi azaltıyor, içiyorsam bu durum kimseyi ilgilendirmiyor' gibi bazı sözlerle kendini avutarak bağımlılığa düşmektedir.” şeklinde konuştu.

Akdağ, "Kişi bağımlı olmadan önce kişiyi bu sürece sürükleyen en önemli etken merak duygusudur. Maddeyi kullanan bireyler bağımlılık sürecinin ilk anlarını yaşarken merak ve korku duygularını aynı anda yaşamaktadırlar. Korkuyu merak duygusundan daha fazla hisseden bireylerin madde bağımlısı olma yolunda daha erkenden vazgeçtikleri görülmektedir. Bu, Allah korkusu, ebeveyn korkusu veya yasak olma durumu korkusu olabilmektedir." ifadelerini kullandı.

"Dünya üzerinde 1,1 milyar insan tütün kullanmaktadır"

Bağımlılık türleri hakkında bilgi veren Akdağ, daha sora şöyle konuştu: "Bunlardan en fazla ve en yaygın olanı tütün sonra alkol gelmektedir. Bu durumu sırasıyla sosyal medya, teknoloji, ekran, internet, oyun oynama, esrar, sentetik uçucular, kokain ve son olarak eroin almaktadır. Bağımlılık türleri içerisinde üzerinde durulması gereken en önemli unsur tütün bağımlılığıdır. Çünkü tütün, dünyada en yaygın kullanılan bağımlılık yapıcı maddedir."

Akdağ, "Dünya üzerinde 1,1 milyar insan kullanmaktadır. Ve her yıl tütünden 4,9 milyon kişi hayatını kaybetmektedir. Tütün bağımlılığının üzerinde durmamızın başka önemli bir unsuru diğer madde bağımlılıkları tütün bağımlılığından yaklaşık bir yıl sonra görülmesidir. Bu noktada madde bağımlılıkla olan mücadelenin temelini tütün oluşturmaktadır." diye belirtti. (Ramazan Zeren, Cihat Altun-İLKHA)