Dış Haberler Servisi
Hindistan’da iktidardaki Hindistan Halk Partisi'nin (BJP), Müslümanlara yönelik baskı ve işkenceleri had safhaya ulaştı. İslam karşıtı politikalarıyla ülkedeki Müslümanları dışlayan Başbakan Narendra Modi ve hükümeti, bölgenin kanayan yarası Keşmir’in özel statüsünü kaldırarak eyaleti ikiye böldü. Irkçı Başbakan daha sonra, çıkardığı Vatandaşlık Yasasıyla 2014’ten önce ülkeye gelen bütün göçmenlere vatandaşlık verdi ancak Müslümanları bu yasanın dışında tuttu. Keşmir’de alıkonan binlerce Müslüman erkek de zindanlarda çeşitli işkencelere maruz kalıyor. Bazıları zindanlarda hayatını kaybediyor. Modi’nin ırkçı ve İslam karşıtı politikalarına karşı dünya Müslümanlar sessiz kalsa da ülkedeki Müslümanlar bir süredir sokaklarda. Ancak sokaklardaki Müslümanlar da zorba yönetimden nasibini aldı. Gösterilerde şimdiye kadar 25 kişinin katledildiği belirtildi.
PROVOKATİF KEŞMİR KARARI
Irkçı Modi hükümetinin Müslümanlara olan kini çok eski zamanlara dayansa da Keşmir sorunuyla dünya gündeminde yer aldı. Hindistan hükümeti, 5 Ağustos'ta anayasanın yarım asırdan uzun süredir Cammu Keşmir'e ayrıcalık tanıyan 370'inci maddesini iptal ederek bölgenin özel statülü yapısını ortadan kaldırdı ve eyaleti ikiye böldü.
Tartışmalı kararın ardından Pakistan ve Hindistan, karşı karşıya geldi. İki ülke birbirini savaşla tehdit ederken Pakistan, kararı tanımadığını açıkladı ve dünya kamuoyunun karara tepki göstermesini istedi. Ancak Birleşmiş Milletlerden şu ana kadar tatmin edici bir ses çıkmadı.
Kararın ardından Hint güvenlik güçleri, Cammu Keşmir'de asayiş operasyonlarını ve halk üzerindeki baskıları yoğunlaştırdı. Halka sokağa çıkma yasağı ile internet, telefon ve ulaşımda yasaklar getirilirken, bölgedeki partilerin yöneticileri ve üyeleri gözaltına alındı.
KEŞMİR’DE HİNDU ZULMÜ DEVAM EDİYOR
Hindistan askerinin Keşmir’deki zulmü devam ediyor. Yaklaşık 10 gün önce düzenlenen silahlı saldırıda şehit olan Asif İqbal’in ardından başlayan olaylara müdahale eden Hindistan güvenlik güçleri onlarca Müslüman’ı yaraladı.
Bölgede insan hakları alanında çalışan Avukat Parvez İmroz, verdiği bir demeçte, “Olay Keşmir'de hesap verebilirlik olmadığını ve cinayetlerin devam edeceğini gösteriyor.” Dedi. İmroz, "Kuvvetler burada muafiyetten hoşlanıyor, bu olaylar gerçekleşecek, çünkü geçen hafta bir kadın ordu tarafından öldürüldü ve şimdi bu şoför öldürülüyor. Hesap verme sorumluluğu olmadığı sürece bunlar devam edecek." ifadelerini kullandı.
ZİNDANLARDA DA ÖLDÜRÜYORLAR
Keşmir’de halkın sokağa çıkacağı korkusuyla uzun süredir olağanüstü hal ilan eden Hint hükümetinin binlerce kişiyi alıkoyduğu belirtiliyor.
Tutukladığı kişilerin zindanlarda nasıl bir muameleyle karşı karşıya olduğu tam olarak bilinmiyor. Ancak geçtiğimiz günlerde Keşmirli siyasetçi Ghulam Muhammed Bhat’ın tutuklu bulunduğu zindanda şüpheli bir şekilde hayatını kaybetmesi, birçok soruyu da beraberinde getirdi.
“Önleyici tutuklama” kapsamında cezaevinde tutulan Bhat'ın hayatını kaybetmesi, benzer şekilde hapishanelerde tutulan binlerce Keşmirlinin ailesinin de endişelenmesine yol açtı.
Cammu Keşmir Sivil Toplum Koalisyonu'nda araştırmacı İrfan Mehraj, tutukluların ailelerinin endişeli olduğunu çünkü yakınlarıyla hiçbir şekilde iletişim kuramadıklarını belirtmişti.
Bölgede faaliyet gösteren siyasi örgüt Cemaat-i İslami Keşmir'in önemli üyelerinden olan Ghulam Muhammed Bhat, Kamu Güvenliği Yasası kapsamında önleyici tutuklama yapılan binlerce kişiden biriydi.
Hindistan İçişleri Bakanlığı, geçen ay, 4 Ağustos'tan bu yana Cammu Keşmir'de "önleyici tutuklama" kapsamında 5 bin 161 kişinin gözaltına alındığını, 609 kişinin gözaltı sürelerinin devam ettiğini açıklamıştı.
Hindistan'da yayın yapan haber sitesi ThePrint, Cammu Keşmir'de 30 Eylül'e kadar 4 bin 844 kişinin gözaltına alındığını, bunlardan 3 bin 563'ünün serbest bırakıldığını, bin 281 kişinin gözaltında tutulmayı sürdürdüğü belirtmişti. Haber sitesi ayrıca 177 siyasetçinin gözaltında olduğunu duyurmuştu.
MÜSLÜMANLAR VATANSIZ BIRAKILMAK İSTENİYOR
Irkçı Modi hükümetinin bir diğer uygulaması da Müslüman göçmenlere vatandaşlık vermemesi oldu.
Hindistan'da Pakistan, Afganistan ve Bangladeş'ten gelen 6 dini gruba vatandaşlık yolunu açan, ancak aynı durumdaki Müslüman göçmenleri kapsam dışı bırakacak şekilde değiştirilen ayırımcı Vatandaşlık Yasası, ülkedeki Müslüman nüfusun tepkisini çekti.
Yürürlüğe giren kanun kapsamında, söz konusu ülkelerden gelen Budist, Sih, Jain, Parsi, Hindu ile Hristiyanlar kimliklerini ve Hindistan'da 6 yıldan uzun süredir yaşadıklarını kanıtlamaları halinde vatandaşlık elde edebilecek, aynı pozisyondaki Müslümanlar ise kapsam dışında tutulacak.
Yasa, dünyada en çok Müslüman nüfusa sahip ülkelerden biri olan Hindistan'daki Müslümanları ikinci sınıf vatandaş haline getirmek ve birçoğunu vatansız bırakmak için atılan bir adım olarak değerlendiriliyor.
PROTESTOLARDA 25 KİŞİ KATLEDİLDİ
İslam karşıtı provokatif politikalarıyla gündeme gelen Modi hükümetine karşı ülkenin çeşitli eyaletlerinde protestolar devam ediyor.
9 Aralık'tan bu yana devam eden protestolara, polisin tepkisi sert oldu. Ülke çapında düzenlenen gösterilerde protestocularla polis arasında çıkan çatışmalarda 19'u Uttar Pradeş'te olmak üzere 25 kişi hayatını kaybetti.
Eyalette bulunan Aligarh Müslüman Üniversitesi (AMU) kampüsünde protestolar sırasında hayatını kaybedenler için ellerinde mumlarla yürüyüş yaptıkları gerekçesiyle haklarında işlem yapılan öğrenci sayısı 1200'e çıktı.