16 yaşında arkadaşları ile oyun oynarken 2 metre yüksekliğindeki duvardan yere düşen İhsan Alpyürük (36),düştüğü yerden bir daha kalkamadı. Bu esnada bayılan Alpyürük, arkadaşlarının ve çevredekilerin kendisine uyguladıkları yanlış ilk yardım nedeniyle omurilik kemiği kırıldı. Sinir sisteminin zedelenmesi sonucu bir daha yürüyemeyen Alpyürük, geçirdiği ameliyatın ardından bedensel engelli kaldı.

Bu olay sonrasında omurilik travması sonucu bedensel engelli olarak yaşamını sürdüren, henüz çocuk yaşta engelli kalan Alpyürük, buna rağmen hiçbir zaman hayata küsmedi. Engeli hiçbir zaman “engel” olmayan ve yaşadığı tüm zorluklara rağmen de Allah’a tevekkül ederek hayata tutunan Alpyürük’ün Allah'a olan teslimiyeti ve tevekkülü ise imrendiriyor.

Engelli olmasına ve en basit ihtiyaçlarını bile tek başına karşılamaktan aciz olmasına rağmen, hiçbir zaman için bu durumundan şikâyet etmeyen, umutsuzluğuna düşmeyen Alpyürük, günlük ibadetlerini aksatmıyor, beş vakit namazla birlikte her gün düzenli olarak Kur’an-ı Kerim ve kitap okumayı ihmal etmiyor.

İslami hizmetlerden de geri durmayan Alpyürük, aynı zamanda çevresinde ibir “Peygamber Sevdalısı” olarak tanınıyor. Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed ile ilgili etkinlikler başta olmak üzere bu alanda düzenlenen hiçbir etkinliği kaçırmayan Alpyürük, özellikle Peygamber Sevdalıları tarafından her yıl Diyarbakır’da yüz binlerce kişinin katıldığı “Hazreti Peygamberi Anlama ve Sünnetini Yaşama" etkinliğine ise düzenli olarak katılıyor.

Engelli kaldıktan sonra birçok zorluk ile karşılaştığını ancak Allah'a tevekkül ederek hiçbir zaman için durumundan şikâyet etmediğini ve hayata tutunduğunu söyleyen Alpyürük, kazadan sonra hayata hiç küsmediğini belirterek, bu sayede 36 yaşına kadar mutlu bir şekilde yaşadığını söyledi.

Engeli nedeniyle okula gidemediğini ve liseye kadar da dışarıdan eğitimini sürdürdüğünü dile getiren Alpyürük, “Engelli olunca hayata küsmedim, hayata tutundum. Kendimde bir engel görmeden sürekli olarak hayatın içinde olmaya çalıştım. Ailemin de bana büyük destekleri oldu.” diye konuştu.

“Yanlış ilk yardım sonucu engelli kaldım”

16 yaşında geçirdiği bir kazanın ardından kendisine uygulanan yanlış ilk yardım sonucunda 20 yıldır tekerlekli sandalyeye mahkûm olduğunu anlatan Alpyürük, “16 yaşına kadar ben de bütün sağlam bireyler gibi sağlıklı bir bireydim. 16 yaşında 2 metre yüksekten düşüp küçük bir kaza geçirdim. Ben aslında kazadan dolayı değil de yapılan ilk yardımdan dolayı engelli olarak kaldım. Çünkü bilinçsiz bir ilk yardım yapıldı. Düştüğüm mesafe fazla yüksek değildi. Düştüğümde baygınlık geçirmişim. Bu arada yanımda arkadaşlarım vardı. Beni ayıltmaya çalışmışlar, ayılmayınca fiziki bir müdahale yapmışlar ve kırılan omurilik kemiği sinir sistemine baskı yapıp, zedelemiş. Bundan dolayı 1999 yılında tam 20 yıl önce 16 yaşında iken yapılan ameliyattan sonra belden aşağısı felç olarak kaldım.” dedi.

 

“Her zaman hayata pozitif bakmaya çalıştım”

16 yaşında engelli kaldığını ve bu süreçten sonra hayatında bazı önemli değişikliler yaşadığını belirten Alpyürük, “Engelli olduktan sonra tabi insan hayatını iki evreye ayırıyor. Sağlıklı bir birey iken ve daha sonra imtihanın gelişiyle engelli bir birey olarak, hayatını ister istemez ikiye ayırıyor. Gerek kişi kendisi gerek çevresinin şartları ve imkanları ile alakalı hayatın getirdiği bir gerçek. Bu süreçten sonra da bazı zorluklar ile karşılaştım. Yürüyemedim ama yürüyememe rağmen hamd olsun öyle büyük bir sıkıntı da yaşamadım. Yani çok ağır evreler geçirdim ve çok ağır ameliyatlar geçirdim. Ama buna rağmen hamd olsun, her zaman hayat pozitif bakmaya çalıştım. Ailemde, yakın akrabalarımda sağ olsun benimle iyi ilgilendiler, adeta üzerime titrediler. Bu noktada Rabbimin çok büyük bir kısmeti ile karşı karşıyaydım. Rabbimin bu kısmetinden dolayı fazla bir sıkıntı yaşamadım.” ifadelerini kullandı.

“Hiçbir zaman engelli olduğum için şikayetçi olmadım”

Engelli kaldıktan sonra ailesinin de tüm plan ve programlarını kendisini dikkate alarak yaptığını ifade eden Alpyürük, “Yani 20 yıldır engelliyim ve geriye dönüp baktığım zaman sanki bu 20 yılı bir gün bile engelli değilmişim gibi hamd olsun güzel bir hayat yaşadım. Çok şükür engelli olmam bende bir hasar bırakmadı. Bunun da en önemli noktası insanın kendisine sıkıntı yapmamasıdır. Yani üstadın deyimi ile zaten bir imtihan içerisindeyiz, bir musibet var. Bu imtihanda eğer kişi psikolojik olarak kendisini etkilerse ‘neden ben, niye böyle oldu, ben neden yürüyemiyorum. Neden akranlarım gibi değilim?’ dersen o zaman cephe sayısını çoğaltırsın. Hem kendi ruh halinle hem de hayatın getirdiği şartlarla mücadele edeceksin.” diye konuştu.

“Allah insana kaldıramayacağı yükü yüklemez”

Alpyürük, “Bakara Suresi’nin 286’ıncı ayetinde geçen ‘Allah insana kaldıramayacağı yükü yüklemez’ sırrını bir kavrayabilirsek ve idrak edebilirsek gerçekten bizler için büyük birçok büyük bir hazinedir. Çünkü bu söz alemlerin Rabbinin sözüdür. Bir beşerin, bir alimin sözü değildir. Bizim bu imtihanımız, musibetimiz bizim kaldırabileceğimiz bir potansiyelde verilmiştir ve bu gerçek Allah’ın (Celle Celaluhu) ayeti ile sabittir. Eğer ki bu şuurla bakabilirsek, o zaman psikolojik cepheyi devre dışı bırakırız. Bunu devre dışı bıraktığımız zaman mücadele edeceğimiz cephe sayısı azalacaktır. Allah'ın (Celle Celaluhu) izniyle engel oranı ne kadar yüksek olursa olsun, insan isterse Rabbim onlara yollar açar ve o imtihan çok hafif bir şekilde geçer. Biz Allah’ın (Celle Celaluhu) rahmetine sığındığımız ve O’nun dediklerini yerine getirdiğimiz takdirde cepheyi bire düşürürüz ve inşallah galip geliriz.” dedi.

“Bir engelli kesinlikle hayata küsmemelidir”

Engelli kaldıktan sonra hayata hiç küsmediğini ve bu sayede çok mutlu bir şekilde yaşadığını söyleyen Alpyürük, engellilere tavsiyelerde bulunarak, şöyle konuştu:

“Bir engelli kesinlikle hayata küsmemelidir, hayata küsmeyi aklından bile geçirmemelidir. Rabbimizin birçok ayeti kerimesi var. Bu ayetlere baktığımızda engelli bir birey, kendisine çok güzel ışıklar, yollar bulur. Allah (Celle Celaluhu) yine Bakara suresinin 155’inci ayetinde ‘Andolsun ki mutlaka sizi birazcık korkuyla, açlıkla, mal, can ve ürünlerden eksiltme ile imtihan edeceğiz ve sabredenleri müjdele’ diyor. Yani bu ayette Rabbimizin bize verdiği bir mesaj var. Bu can ve mal bize imtihan için verilmiş. Ayetin sonu da muazzam derecede bir müjde ile bitiyor. Eğer bu imtihan sürecini güzel bir şekilde atlatırsak ve dini vecibelerimizi yerine getirirsek, Rabbimizin müjdesi ile karşı karşıya kalırız.”

“Engelli olmamız kesinlikle ibadet etmemize engel değildir”

İbadetlerini hiç aksatmadığını belirten Alpyürük, engelli olmanın ibadete engel olmadığını belirterek, şunları söyledi:

“Engelli olmamız kesinlikle ibadet etmemize engel değildir. İbadetlerimizi yerine getirdiğimiz takdirde hakikaten insan maneviyatında, insanın iç aleminde çok büyük güzellikler meydana geliyor. Yani kaza geçirdikten sonra Rabbimiz bizi ıslah etsin, bir-iki sene uzak kaldığım ortamları oldu, o ortamlardaki maneviyatsızlıktan kaynaklanan, insanı etkileyen birçok sebep çıkıyor. Ama insan Rahman'a yaklaştığı zaman insanın gerçekten manevi dünyası çok değişiyor. İnsan Kur'an-ı Kerim’i okuduğu zaman elde ettiği feyzi hiçbir sohbette bulamıyor. İnsanın yüreği, bedeni kuş gibi hafifliyor.”

“Sosyal hayatın içerisinde yer alalım”

Engellilerin sosyal hayat içerisinde olmaları gerektiğini belirten Alpyürük, “Yani gerçekten bir engelli kendine eve kapatmamalıdır. Özellikle engelli erkek kardeşlerimden bunu özellikle istiyorum. Çünkü Allah (Celle Celaluhu) erkeğin tabiatını sosyal hayata göre yaratmış ve kişi ne kadar ağır engelli olsa da bir şekilde sosyal hayata katılmalıdır. Yine Resulullah'ın hayatına baktığımız zaman çok güzel örnekleri vardır. Abdullah Bin Ümmi Mektum’a o kadar görev vermesinin hikmeti buydu. Abdullah Bin Ümmi Mektum ama bir sahabeydi. Ama Resulullah ne zaman Medine'nin dışına bir sefere çıktığı zaman, onu yerine vekil bırakıyor. Bu konuda da Peygamberimizi ve sahabelerini örnek almalıyız.” diye konuştu. (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)