İran İslam Cumhuriyeti İslami Kültür ve İletişim Kurum Başkanı Ebuzer İbrahimi Türkman’ı kabul eden Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, fitne ve tefrika ateşinin İslam ümmetini kuşattığını ifade ederek, "İslam dünyasında yangınlar yükselirken acımız, derdimiz ve duamız ortak olmalıdır." dedi
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, İran İslam Cumhuriyeti İslami Kültür ve İletişim Kurum Başkanı Ebuzer İbrahimi Türkman ve beraberindeki heyeti kabul etti.
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, kabulde yaptığı konuşmada, bu ziyaretin iki ülke ve İslam dünyası açısından çok önemli mesajlar içerdiğini belirtti.
Fitne ve tefrika ateşinin İslam ümmetini dört bir yandan kuşattığına işaret eden Erbaş, "Müslümanların izzet ve onuru tarihte hiç olmadığı kadar bizzat birbirlerinin eliyle yok edilmektedir. Milyonlarca insan yerinden, yurdundan, evinden barkından, hayatından olmaktadır. Fitne ateşinin yükseldiği bu dönemde ümmetin birliği ve kardeşlik hukukunun yeniden tesis edilmesi büyük önem arz etmektedir" dedi.
Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığının, İslam dünyasındaki fitne ateşinin söndürülmesi için elinden gelen bütün imkanları seferber ettiğini ifade ederek, "Dünya Müslümanları olarak bugün bize düşen görev hep birlikte İslam coğrafyasının yeniden barış yurdu olması için çaba sarf etmemiz, birlikte yaşama ahlakını güncellememiz ve barışa dayalı bir hukuk inşa etmemizdir." diye konuştu.
Erbaş, Batı ülkelerinde yaşayan Müslümanların korku, dışlanma ve şiddet tehdidi altında olduğunu kaydetti.
"Filistin davasını, sadece bir toprak meselesi olarak görmemek gerekir"
Batı medyasının özellikle 11 Eylül saldırılarının ardından bilinçli bir şekilde İslam'a ve Müslümanlara dair kara propaganda yaptığına dikkati çeken Erbaş, şöyle devam etti:
İslam dünyasında yangınlar yükselirken acımız, derdimiz ve duamız ortak olmalıdır. İslam ümmetinin ortaya koyduğu tarihi ve dini tecrübeleri yok sayarak bütün geçmişi göz ardı eden, ümmetin birliğine aykırı yorum ve dayatmalar içeren, şiddet ve zorbalık öngören zararlı dini akımlara karşı hep birlikte mücadele etmek zorundayız. Bilindiği gibi Mescid-i Aksa'nın ve Kudüs'ün biz Müslümanlar açısından ayrı bir önemi, ayrı bir yeri vardır. Bugün yaşadığımız Filistin meselesi sadece bölge insanının değil tüm Müslümanların meselesidir. Dolayısıyla bugün her anlamda sürdürülen Filistin davasını, sadece bir toprak meselesi olarak görmemek gerekir. Filistin hepimizin ortak davası, hepimizin ortak meselesidir.
"Bugün Müslümanlar tüm enerjilerini iç savaş ve kısır tartışmalarla tüketmektedirler"
Erbaş, işgalci siyonistlerin Kudüs’e yönelik işgal teşebbüslerine hız vermesinin nedenlerinden birinin İslam aleminin içinde bulunduğu parçalanmışlık olduğunun altını çizerek, "Bugün Müslümanlar tüm enerjilerini iç savaş ve kısır tartışmalarla tüketmektedirler. Başta Filistin meselesi olmak üzere Müslümanların ortak dertlerine deva aranması, Libya’dan Yemen’e, Suriye’den Irak’a kadar İslam dünyasındaki çatışmaların dindirilmesi konusunda bile İslam dünyasında birlik sağlanamaması üzülerek müşahede edilmektedir" şeklinde konuştu.
İran İslam Cumhuriyeti İslami Kültür ve İletişim Kurum Başkanı Ebuzer İbrahimi Türkman ise İslam coğrafyasındaki sorunların emperyalist Batı dünyasından kaynaklandığını belirtti.
Müslümanların dünya emperyalizmi ve İslam adını kullanarak aşırıcılığı yayan gruplarla mücadele etmesi gerektiğini bildiren Türkman, şunları söyledi:
"Türkiye ve İran'ın, Filistin meselesinde aynı fikri paylaşması kutsal bir meseledir. Türkiye'yle hem büyük ortaklıklarımız, yakınlıklarımız hem de büyük iş birliklerimiz vardır. Kanaatimce nasıl ki küfür dünyası bize karşı birlik ve beraberlik oluşturmuşsa, biz de onlara karşı birlik ve beraberliğimizi oluşturmamız ve korumamız gerekiyor. Bugün burada bulunmamızın sebebi Türk kardeşlerimize, İslam dünyasında sizinle her türlü iş birliğine hazır olduğumuzu dile getirmektir." (İLKHA)