Çağımızın sorunlarından biri haline gelen uyuşturucu bağımlılığı her geçen gün maalesef toplumu biraz daha etkisi altına alıyor. Resmi rakamlara göre sadece İstanbul'da 500 bin kişinin uyuşturucuya direkt olarak bulaştığı ifade ediliyor.

Son dönemde ciddi anlamda uyuşturucu sorunu ile karşı karşıya kalan Esenyurt ilçesinde bazı metruk binalar uyuşturucu bağımlılarının uğrak mekânı haline geldi. Bölgede oturan halk durumdan tedirgin olurken, sorunun yetkililer tarafından bir an önce çözüme kavuşturulması çağrısında bulundular.

Uyuşturucuya bulaşanların bağımlılıktan kurtulabilmesi için yapılması gerekenler hakkında İLKHA muhabirine konuşan vatandaşlar, maddi manevi ve psikolojik desteğin birlikte verilmesi gerektiğini, gençlerin ellerinden tutarak onlara öncülük edilmesi gerektiğini ifade ettiler.

 

"Bağımlı diye ötekileştirirsek çocuk nasıl düzelecek"

Öncelikle uyuşturucu bağımlılığının altında hangi sebeplerin olduğuna bakmak gerektiğini belirten bir vatandaş, "Eğitimin olmaması, örf ve adetlerden uzak durmak, saygı-sevginin bitmesi, çoluk çocuğumuza sahip çıkmamak, işsizlik gibi sebepler bu işe yönlendirir. Toplum kendi haline, ekmek parasının derdine düşmüş. Çoluk çocuğu düşünen yok. Adam sabah 5'te işe çıkıyor akşam 8'de eve geliyor. Sokaklarda, caddelerde uyuşturucu kullananlardan adım atamazsınız. Herkes üzerine düşeni yapsaydı toplum bu halde olmazdı. Yine onlara ancak biz yardımcı olacağız. Çocuk zaten bataklığa düşmüş, kendi kendine yardımcı olamaz. Ona sahip çıkıp iş bulacağız, hastaneye yatıracağız, kendi masamızda oturtup yemek yedireceğiz ki bu adam düzelsin. Fakat 'bağımlı' diye ötekileştirirsek nasıl düzelecek?" diye sordu.

"Esenyurt bölgesinde çok fazla madde bağımlısı var ve bundan rahatsızız"

"Gerek parklarda gerek meydanlarda madde bağımlısı olan çok kişinin gezdiğini görüyoruz." diyen Ömer Yılmaz, "Gerçekten bunlara acıyoruz. Bonzai denilen lanet şeye bulaşanlar sabahları işe gidenlerin önlerini keserek uyuşturucu alabilmek için 1-2 lira para almaya çalışıyorlar. Bazıları olay çıkartıyor. Biz buna karşıyız. Esenyurt bölgesinde çok fazla madde bağımlısı var ve bundan rahatsızız. Sağlıklı, huzurlu bir yaşam istiyoruz." şeklinde konuştu.

"Madde bağımlılığının insan sağlığı ve çevreye zararlı olduğunu çocuklarımıza kesinlikle öğretmeliyiz"

Eğitimin öncelikle evde başladığını ve okul ile devam ettiğini söyleyen Yüksel Aslan, "Biz çocuklarımızı gerçekten iyi eğitemiyoruz. Bunun sebebi bana göre maddiyattır. Kendimi örnek göstermek istiyorum. Ben, eşim ve çocuğum 3 kişilik aileyiz. Sadece eşim çalışıyor. KOAH hastası olduğum için çalışamıyorum. Eşim kira mı verecek, elektrik, su, doğalgaz mı verecek, oğlumun eğitimine mi para harcayacak, ya da benim hastalığımla mı uğraşacak? Çevremde dünya kadar madde bağımlısı var. 10 sene önce mahallemde çocuk beni gördüğünde saygı duyar, selam verirdi. Şimdi ne selam veriyor ne de kimseden korkuyor. Elinde sigara geziyor. Akşamları bazen sarhoş kafayla gezdiklerini görüyorum. Dolayısıyla çocuklarımızı önce evde yetiştireceğiz. Madde bağımlılığının insan sağlığı ve çevreye zararlı olduğunu kesinlikle öğretmeliyiz. 13-14 yaşlarında bir çocuğun yerlerde süründüğünü düşünebiliyor musunuz? Bir de bu çocuğun sizin çocuğunuz olduğunu düşünün!" ifadelerini kullandı.

"Hükümet insanları caydırmak için durmadan zam yapıyor"

Yücel Terzi, "Hükümet insanları caydırmak için durmadan zam yapıyor. Sigara içmeyin diyor ama insanlar bağımlı, nasıl bırakacaklar? Adam çocuğunu sokağa salıyor. Çocuk akşam cebi para dolu olarak geliyor. 'Oğlum bunu nereden getirdin' diye sormuyor. O çocuk uyuşturucu satıyor. Çevremde satıcı görmedim ama hep televizyonlardan görüyoruz." diye konuştu.

"Sadece maddi değil manevi anlamda da destek verilmeli ki kişi bağımlılıktan kurtulabilsin"

Daha önce uyuşturucu bağımlısı olan ve gördüğü tedavinin ardından kurtulmayı başaran Tolga Gürel, "Uyuşturucu bağımlılığı bu çağın sorunu. Madde bağımlılığı Avrupa'da yayıldı. 1990 yılından sonra da Türkiye genelinde, özellikle de İstanbul'da yaygınlaştı. Esenler'de, Bağcılar'da, Fikirtepe'de bulunan uyuşturucu satıcılarının hepsi buraya geldi. Jandarma zamanında böyle bir sıkıntı yoktu. Polis geldikten sonra sıkıntılar arttı. Devletin bu konuda hiçbir çabası yok. Sözde AMATEM var ama sadece ilaç veriyorlar. İlaç da yasal eroin. Bu tamamıyla ilaç şirketlerini zengin etmek için ortaya çıkarılmış bir ilaçtır. Ne rehabilitasyon tedavisi, ne iş ayarlama, ne de gelecek hazırlıyor." şeklinde konuştu.

Madde bağımlılığının en büyük sebebinin boşluk olduğunu dile getiren Tolga Gürel, "İnsanı boşluktan kurtarıp ona bir gelecek vadedemezsen, çözüm olmaz. Uyuşturucuyu bırakmak sorun değil. Bir hafta 10 gün tedavi olduktan sonra bırakılabiliyor. Ancak ardından yapılması gereken rehabilitasyon kısmında sıkıntı var. Türkiye genelinde rehabilitasyon kliniklerinin açılması lazım. En az bir sene tedavi olmalı ki bırakılabilsin. AMATEM 21 gün tedavi yapıyor, 22'inci gün 'Ne halin varsa gör.' diyorlar. Bu adama iş ayarlanması gerekir mi? Buna bir gelecek vad edilecek mi? diye düşünmüyor. Bağımlıların çoğu sabıkalı oluyor. Öyle olunca da toplum tarafından dışlanıyor. Bu sebeple iş bulamıyor. Toplum baskısı da var. Esenyurt genelinde madde bağımlılığı çok yaygınlaştı. Madde bağımlısı olan kişilerde sosyal kişilik bozuklukları, giyim kuşamda değişiklik, çevresine zarar verme gibi olumsuz durumlar ortaya çıkıyor. Sadece maddi değil, manevi anlamda da destek verilmeli ki kişi bağımlılıktan kurtulabilsin." ifadelerine yer verdi.

"AMATEM'de verilen 21 günlük tedaviyle ilaç bağımlısı olunuyor"

Uyuşturucu illetine bulaşıp ardından tedavi ile kurtulan Emre Gürel ise, tedavi sürecinde nelere dikkat edilmesi gerektiğini şu şekilde aktardı:

Tedavi sürecinde psikolojik destek önemli. Ben 2 kere tedavi gördüm. Tedavimin birisini Esenyurt Belediyesinde gördüm. Aslında sistem güzel. Bir ay yatılı kalıyorsunuz, ikinci ay sadece hafta sonu eve gönderiyorlar, üçüncü ay işe gidip gelir gibi tedaviye gidiyorsunuz. Sonrasında her hafta gruplara gidiyoruz. Bir yıl boyunca psikolojik destek vererek bırakmanızı sağlıyorlar. Fakat diğer hastanelerde 21 günlük verilen tedaviyle ilaç bağımlısı olunuyor. İlaç sadece krizi atlatmanıza vesile oluyor. İlacı bıraktığınızda tekrar başlayabiliyorsunuz. Arkadaş ortamı bu işe sürüklüyor.

"Metruk binalarda gençler, kadınlar ve çocuklar uyuşturucu kullanıyor"

8 yıldır Esenyurt'ta fırın işletmeciliği yapan Mehmet Ebinç, "Esenyurt başını alıp gitmiş. Her akşam en az 50 kişi Pınar Mahallesinde bulunan sakız fabrikası bölgesindeki metruk binaya girip uyuşturucu kullanıyorlar. 8 yıldır o inşaatın orada olduğunu biliyorum. Benden önce ne kadar süredir öyle duruyor bilmiyorum. Orada gençler, kızlar, kadınlar, çocuklar uyuşturucu kullanıyor. Gözümüzle görüyoruz. Sokak bekçileri de sadece meydanda geziyorlar. Yaşananlarla ilgilenen yok. Bazen millet çocuğu kayboldu diye televizyonlara çıkıyor. Çocukların yeri belli. Gelsinler o inşaata baksınlar. O inşaatı kapatsalar ya da faaliyete geçirseler kimse orada durmaz." dedi.

"Devlet istese bu işi çok kısa sürede bitirir"

Vatandaşlardan Murat Kaya ise, "Adam 24 saat içip geziyor. Dünya umurunda değil. Öldü mü kaldı mı, kimsenin haberi yok. Uyuşturucu kullanımı çoğaldı. Polis içenlere hiçbir şey demiyor. Satıcıların peşine düşmüşler. Önce içicilere önlem alınmalıdır ki ardından satıcılara gidilsin. Yıllardır burada uyuşturucu satılıyor. Gerekli önlem alınsaydı bu kadar çoğalmazdı. Aile de hiçbir şey yapamıyor. Çocuk dışarı çıkıyor, aile de işe gitti zannediyor. Oysa ki bonzai içmeye gidiyor. Devlet istese kısa sürede binayı yıkar, bu işi bitirir. Yıllardır o inşaat öyle duruyor ama hiç kimse bir şey yapmıyor. Bekçiler de 1-2 tur atıp ardından gelip meydanda çay içiyorlar. Sabah 8 olunca da evlerine gidiyorlar." diye konuştu.

"Manevi boşluğa girenler teröristlerin tuzağına düştüler"

"İstanbul'da iddia edildiği gibi eğer 500 bin kullanıcı varsa bunun 350-400 bini Esenyurt'tadır." diyen Ahmet Yıldırım, "Esenyurt'ta bu işin bu kadar çoğalmasının tek sebebi, ailelerin çocuklarını başı boş bırakmalarıdır. Esenyurt'ta satılan bütün evler kredi ile alınmıştır. Adam köyünde güzel bir aile babasıyken buraya gelip krediye girince her ay 2-3 bin lira ödemesi oldu. Böyle olunca hem hanımını hem de çoluk çocuğunu boşladı. Gerekli şekilde ilgilenemediği için, işin içerisine manevi boşluk girdi ve gençler teröristlerin tuzağına düştüler." şeklinde konuştu.

"Dinini seven, Allah'tan korkan bir insan bu tip yollara başvurmaz"

Yıldırım, son olarak şu ifadeleri kullandı:

"Esenyurt'un en büyük sorunu, maneviyattan uzak bir toplumun yetişmesidir. İnsanların din ile terbiye edilmesi gerekir. Dinini seven, Allah'tan korkan bir insan bu tip yollara başvurmaz. Devletin bu konuda yapması gereken en öncelikli iş, bunu piyasaya sürenleri, satanları tespit edip bu işi yapanları pişman etmesi gerekiyor ki bir daha bunu yapmasınlar." (Nizamettin Aşkın- İLKHA)