Zor şartlar, imkânsızlıklar ve yokluklara rağmen kadın, erkek, genç, yaşlı 7’den 70’e Müslüman Antep halkının mazlum milletler adına sömürgeci ve işgalci Fransa’ya karşı verdiği şerefli direniş ve zafer abidesi olan Antep Savunması’nın 98’inci yılı idrak ediliyor.
Osmanlı Devleti'nin çöküşünün hemen ardından 15 Ocak 1919 tarihinde Mondros Mütarekesi'nin 7’inci maddesi gerekçe gösterilerek yaklaşık 2 yıl boyunca İngilizler tarafından işgal edilen Antep, daha sonraki süreçte ise İngiltere’nin Musul bölgesindeki petrol yataklarına hâkim olmak için 1919 yılının Eylül ayında işgalci Fransızlara bırakıldı.
Ermeniler, Antep halkına ihanet etti
29 Ekim 1919 tarihinde yıllarca Antep halkı ile birlikte güven içerisinde yaşayan, ev, işyeri sahibi olan Ermeniler, Antep halkına ihanet ederek coşkulu gösteriler ile işgalci Fransızların Antep’e girmesine yardım etti.
İçlerinde gönüllü Ermeni birliklerinin bulunduğu "Fransız işgal kuvvetleri"nin Antep'e girmesi ve yıllarca Antep halkı ile iç içe yaşayan Ermenilerin unutulmaz ihaneti kentte büyük bir tepkiyle karşılandı. 29 Ekim günü 13’üncü Kolordu Kumandanı Ahmet Cevdet Bey tarafından işgalci Fransa’nın kumandanına bir telgraf yazılarak işgal protesto edildi.
5 Kasım 1919 Cuma günü Ermeni tercümanla şehre inen bir Fransız subayının, Akyol Camii'nde asılı olan bayrağı indirmesi ise Antep'in kurtuluşunu ateşleyen bir unsur olarak tarihe not olarak düşerken, Antepliler mücadelenin fitilini ateşleyerek bayrağın yeniden asılmasını sağladı. İşgalcilerin "şımarık" ve "cüretkar" davranışlarına karşı şehirde daha önce başlayan bilinç giderek arttı.
Antepliler, işgalci askerlere karşı Cemiyet-i İslamiye çatısı altında toplandı
İşgalci Fransızların kente yaklaşmasıyla Antepliler, işgalci Fransız askerlerine karşı Cemiyet-i İslamiye çatısı altında toplanarak, işgale karşı durdu. Cemiyet-i İslamiye tarafından 23 Kasım'da kentte büyük bir miting düzenlenerek bir taraftan bu haksız işgal protesto edildi.
1920 yılının Ocak ayında ise şehir dışında ilk karşılıklı çatışmalar başladı. İşgalci Fransızların Maraş ve Kilis’e giden askerleri, henüz daha yollardayken kente girmeleri engellendi. Antep’in Fransa işgalinden kurtuluşu noktasında önemli görevler alan halk arasında Şahin Bey olarak tanınan kumandan Mehmet Sait, Antep-Kilis yolunu kapatarak Fransız garnizonunun Katma'daki tümeniyle irtibatını kesti.
Tesettüre el uzatılması ve Mehmet Kamil’in şehit edilmesi kabul edilmedi
Anteplilerin sabrını taşıran olay ise annesinin tesettürüne el uzatan işgalci askerlere karşı koyduğu için henüz 12 yaşındaki Mehmet Kamil’in şehit edilmesi oldu. Bu olay 21 Ocak 1920 tarihinde yaşandı.
Akşama doğru bugünkü İnönü Caddesinde askeri fırın önünden 12 yaşındaki oğlu Mehmet Kamil ile geçen Kamil’in annesinin peçesi işgalci askerler tarafından açılmak istendi. Bu sırada Mehmet Kamil annesinin tesettürüne el uzatılmasına izin vermeyerek ve annesini korumak için işgalci askerlere taşla saldırdı. Küçük Mehmet Kamil, işgalci askerler tarafından süngülenerek şehit edildi. Mehmet Kamil'in şehit edilmesi halkı derinden yaralarken, işgalcilerin Kamil’in annesinin tesettürüne el uzatması büyük bir tepki ile karşılandı.
İşgalci Fransız askerleri çocukları acımadan katletti
Mehmet Kamil'in şehit edilmesinin ardından kentteki tüm işyerleri günlerce kapalı kaldı ve bölgedeki bazı illerde Antep'e destek mitingleri düzenlenmeye başlandı. Dün olduğu gibi bugün de her fırsatta başörtüsü başta olmak üzere İslami değerlere el ve dil uzatan sömürgeci Fransa askerleri, Antep’in işgalinde Mehmet Kamil’in yanı sıra birçok çocuğu acımadan hunharca katletti.
Açlık ve yokluğun yanı sıra yer yer çocukların da birebir müdahil olduğu savaşta, çocuklar büyük bir kahramanlık destanı yazarken, Fransızlara karşı ağır kuşatma altında verilen bu mücadelede çocuklar saklanmak yerine işgalci askerleri bile hayrete düşüren faaliyetlerde bulundu. Henüz oyun çağındaki bu çocuklar ateş altındaki büyüklerine ekmek ve su taşıdı.
Ön siperlerde çatışan babalarına tüfeklerden düşen boş kovanları toplayan çocuklar, bu kovanları ise boyunlarına astıkları torbalara doldurup fişek yapılması amacıyla imalathaneye götürdüler. Kahraman çocuklar, patlamayan mermi ve bombaları hayatları pahasına ustalara ulaştırdılar. Büyük fedakarlıklar gösteren çocuklardan kimisi şehit, kimisi gazi oldu.
Şehir dışındaki birliğe mektup götürmek için dilenci kılığına giren 2 çocuk, işgalci askerleri tarafından yakalandı. Mektubu toprağa gömen çocuklardan 12 yaşındaki İsmail, işgalci askerler tarafından şehit edilirken, 10 yaşındaki Mehmet ise yaralandı ve bir ayağı kesildi.
İşgalci Fransız askerlerinin kentte yaptıkları zulümler arasında halen belleklerde yer alanların başında Dokurcum Değirmeni olarak bilinen bölgede 14 çocuğu kurşunlayarak öldürdükleri katliam yer alıyor. Bu çocuklar, Şahin bey ve silah arkadaşlarına erzak götüren, yaşları 12 ile 18 arasında olan çocuklardı.
Şahin bey şehit edildi
Şahin Bey, 28 Mart 1920’de Antep’e girmeye çalışan işgalci Fransız askerlerine izin vermemesi üzerine Elmalı Köprüsü üzerinde çıkan çatışmada şehit düştü. Şahin beyin şehit olmasının ardından, 1 Nisan 1920'de şehirde şiddetli bir çatışma başladı.
Çatışma esnasında dönemin ağır silahı olan toplarla saldırılar yapılırken, saldırılarda evler, cami, okul, medrese ve tarihi hanlar büyük bir hasar gördü. Kentteki tarihi binalar, Fransız zulmünün şahitliğini yaparken, tarihi camiler başta olmak üzere tarihi binalarda da, o günlerden kalma şarapnel ve mermi izleri halen duruyor. Kenti işgal eden, önlerine gelen canlı-cansız her şeye zarar veren işgalci Fransız askerlerinin yaptıkları katliamlar ve acımasızlıklar, aradan geçen 98 yıla rağmen halen unutulmuyor.
Antep halkı, açlık, sefalet ve mühimmat sıkıntısıyla karşı karşıya kaldı
Şehrin birçok mahallesine bir semt reisi tayin edildi ve Antep halkı 1 Nisan 1920'den, 7 Şubat 1921'e kadar Fransızlara karşı büyük bir mücadele vererek unutulmaz bir direniş gösterdi. Bu süre içerisinde Antep halkı, açlık, sefalet ve mühimmat sıkıntısıyla karşı karşıya kaldı.
Ancak tüm bu zorluk ve sıkıntılara rağmen Antep halkı, dünyaya örnek gösterilecek ve unutulmaz bir zafere imza atarak, İslam ile yoğrulmuş bu toprakları canı, malı ve her şeyi pahasına müdafaa etti.
Yaklaşık 11 ay süren, aralarında kadın, çocuk ve yaşlıların da bulunduğu binlerce Antepli şehit ve gazi olurken, kentte çatışmalar sürerken, yapılan fedakârlıklara karşılık TBMM tarafından Antep'e 8 Şubat 1921 tarihinde “Gazi” unvanı verildi ve yüzlerce yıldır ismi "Ayıntap” ve “Antep” olan şehrin adı ise bu unvandan sonra “Gaziantep” olarak kayıtlara geçti.
İşgalci Fransızlar Ankara Antlaşması'nın ardından 25 Aralık 1921 tarihinde şehri boşaltmaya başladı ve İngiltere’nin işgali ile birlikte yaklaşık 3 yıl süren işgalden sonra Gaziantep'te, tekbir, zafer ve özgürlük nidaları yükseldi. (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)