Hindistan'da Müslümanları dışlayan skandal Vatandaşlık Yasası yoğun protestolara neden olurken, Başbakan Narendra Modi'nin Müslümanları hedef alan nefret ve soykırım geçmişini de bir kez daha gündeme taşıdı.

Modi’nin 2002’de Gucarat eyaletindeki görevi sırasında bir provokasyon sonucu Müslümanları hedef alan şiddet eylemlerinde 3 binin üzerinde kişi yakılarak hayatını kaybetti. Hindu milliyetçilerin başını çektiği soykırım noktasına ulaşan kanlı olaylarda, 200 binin üzerinde Müslüman mülteci kamplarında kalmaya zorlandı. Bölgede yaşayan Müslümanların evleri sistematik bir şekilde yıkıldı, iş yerleri yakıldı, yüzlerce kadına tecavüz edildi ve bir o kadar çocuk vahşice öldürüldü. Olaylarla ilgili tüm kanıtlar, gerçekleştirilen katliamın günümüzde Hindistan Başbakanı olan Modi tarafından yönetilen Gucarat bölge hükümetinin izni ile gerçekleştiğini ve hükümet güvenlik güçlerinin de bu katliama bizzat katıldığını göstermekte. 2019 seçimlerinde ikinci kez Başbakanlık koltuğuna oturan Modi, ağustos ayında Cammu Keşmir'in özel statüsünü kaldırarak bölgeyi ilhak etti. Aralık ayında ise Müslümanları dışlayan ve ikinci sınıf konumuna düşüren Vatandaşlık Yasası'nı yürürlüğe soktu.

SİYONİZMİ KOPYALADI

Modi başında bulunduğu Hindu milliyetçisi Bharatiya Janata Partisi (BJP - Hindistan Halk Partisi) ile 2014 Hint genel seçimlerinde Başbakanlık koltuğuna geldi. Modi'nin yükselişi ile birlikte Hindistan genelinde Müslümanları hedef alan ırkçı saldırılarda ciddi oranda yükseliş gözlenmekte. Modi'nin liderliğini yaptığı Hindistan'da aşırı ırkçı yaklaşımlardan dolayı her yıl Kurban ibadetini ifa ettiği için yüzlerce Müslüman katlediliyor. Uzmanlar bir dönem siyonizmi ırkçılık olarak adlandıran Hindistan’ın, Modi iktidarıyla birlikte ülkedeki Müslümanlara karşı siyonizm politikalarını kopyaladığına dikkat çekmekte. Modi'nin lideri olduğu BJP, hem Hindu dinini kullanıyor hem de ırkçılık fikirleri yayarak kendilerinin dışında olanları yok sayıyor.

 
İSRAİL'İN SİLAH PAZARI

Ülkesinde Müslümanlara yönelik tehcir ve soykırım politikası uygulayan Modi'nin İsraille de ilişkileri stratejik seviyeye çıkarması dikkat çekiyor. Hindistan'ın işgal rejiminden silah ve askeri teçhizat ithalatının yıllık 1 milyar doları bulduğu belirtiliyor. Hindistan, otuz yıla yakın bir süredir işgal rejiminden silah satın alıyor. Modi'ye göre, Hindistan işgal rejimi tarafından satılan tüm silahların yüzde 46'sını satın aldı. Modi, 2017’de işgal rejimini ziyaret eden ilk Hindistan başbakanı oldu. Ziyaret sırasında Modi, “İsrail’i ziyaret eden ilk Hindistan başbakanı olmakla şeref duyuyorum” dedi.

ABD İLE STRATEJİK İŞBİRLİĞİ

Gucarat'ta Müslümanlara yönelik ırkçı politikaları nedeniyle ABD'ye girişi yasaklanan Modi'nin 2014 yılında Başbakan olmasıyla, ilişkilerde yeni bir sürece girildi. ABD, Modi'ye vize yasağını kaldırmakla kalmadı, iki ülke arasındaki ilişkileri stratejik seviyeye taşıyacak kararlar alındı. Hint-Pasifik stratejisi çerçevesinde Modi iktidarı, Washington için Çin'i dengelemede stratejik ortak seviyesine yükseldi. ABD yönetimleri, Pakistan ile Hindistan arasındaki denge politikasını, Yeni Delhi lehine bozma kararı aldı ve Modi hükümetinin ırkçı politikalarına yeşil ışık yakma noktasına geldi.

KÖRFEZLE ARASINDAN SU SIZMIYOR

Müslümanları hedef alan Narendra Modi yalnızca işgal rejimi ile değil  Körfez ülkeleri Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Suudi Arabistan ile de stratejik ilişkilere sahip. Hem Abu Dabi hem de Riyad, Yeni Delhi'ye enerji tedariği sağlayan iki merkezin başında geliyor. Öyle ki 2016 yılında Suudi Arabistan'ı ziyaret eden Modi'ye ülkenin en üst düzeydeki nişanı takdim edildi. Yine Yeni Delhi'yi geçen Şubat ayında ziyaret eden Suudi Arabistan Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın Başbakan Modi ile görüşmesinde ülkeye 100 milyar dolarlık yatırım sözü verdiği belirtildi. Ağustos ayında Cammu Keşmir'i ilhak kararından hemen sonra BAE'ye ziyaret düzenleyen Hindistan Başbakanı Narendra Modi’ye, Pakistan'ın tepkisine rağmen, ülkenin en yüksek sivil nişanı olan Zayed Nişanı takdim edildi.

KAYNAK: YENİ ŞAFAK GAZETESİ