Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gölcük Tersane Komutanlığında Yeni Tip Denizaltı Projesi 1'inci Gemisi Pirireis'in Havuza Çekme ve 5’inci Gemisi Seydialireis'in İlk Kaynak Töreni'nde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:
"2022 yılında Pirireis denizaltımız hizmete girmiş olacak"
"Havuza çekilecek Pirireis denizaltımızın inşası yaklaşık 4 yıl önce başladı. İnşallah 2022 yılında Pirireis denizaltımız hizmete girmiş olacak. Pirireis’in ardından Hızırreis, Muratreis ve Aydınreis denizaltılarımızın ilk kaynak törenleri yapılmış ve inşa sürecine geçilmişti.
Bugün yeni denizaltı projemizin 5’ncisi olan Seydialireis’in ilk kaynak törenini de gerçekleştiriyoruz.
İnşallah önümüzdeki yıl bitmeden, serinin son gemisi olan Selmanreis’in inşasına da başlayacağız. 2022 yılından itibaren her yıl bir denizaltımız daha hizmete girecektir. Böylece, 2027 yılında 6 denizaltımızın tamamı da deniz kuvvetlerimizin emrinde hizmet vermeye başlayacaktır.
Denizaltılarımızın şimdiden ülkemize, milletimize, ordumuza, denizcilerimize hayırlı olmasını Allah'tan diliyorum."
"Hedefimiz Milli Denizaltı Projemizi süratle hayata geçirmektir"
"Projenin ilk adımının atıldığı günden şimdiye kadar, yürütülen çalışmalarda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Hedefimiz, bu süreçte elde ettiğimiz tecrübe ve birikimle Milli Denizaltı Projemizi süratle hayata geçirmektir. Milli denizaltılarımızın ilk kaynak, denize indirme ve hizmete girme törenlerinde de, inşallah yine birlikte olacağız."
"Piri Reis'in verdiği mücadele, kahramanlıklarla doludur"
"Denizaltılarımıza isimleri verilen reislerimizin her biri, gerçekten abide kişiliklerdir. Mesela, Gelibolulu Piri Reis’in, 500 yıl önce çizdiği harita ve yazdığı Kitabı Bahriyye eseri, bugün dahi hayranlıkla karşılanıyor. Bütün ömrü denizde ve savaşta geçen Piri Reis’in Akdeniz’de, Aden’de, Basra Körfezinde verdiği mücadele, gençlerimize örnek olacak kahramanlıklarla doludur."
"Seydi Ali Reis adeta bir süper kahramandır"
"Seydi Ali Reis ise, hayatı filmlere konu olacak derecede inanılması zor maceralarla dolu, adeta bir süper kahramandır. Bu yürekli denizcimiz, Kızıldeniz, Aden Körfezi, Umman Denizi ve Hint Okyanusu boyunca savaşa savaşa Hindistan’ın en ucuna kadar gitmiştir.
Yolda tutulduğu fırtınalar ve düşman saldırıları sebebiyle yıpranan donanmasının silahlarını Hindistan’ın en ucundaki kabilelere emanet ettikten sonra da, karadan dönüş yoluna geçmiştir.
Seydi Ali Reis’in, bugünkü Hindistan, Pakistan, İran, Irak, Anadolu üzerinden İstanbul’a kadar karadan süren seyahati gerçekten şaşkınlık ve hayranlık vericidir.
Tabii, daha ilginci, Seydi Ali Reis’ten asırlar sonra bölge halkının, Japonya’ya giderken aynı limana uğrayan Ertuğrul Firkateynine, emanet edilen silahları vermek üzere geri getirmiş olmasıdır. Rabbimize, bize böyle bir milletin evlatları olarak dünyaya gelmeyi nasip ettiği için ne kadar hamd-ü senada bulunsak azdır."
"Geçmişiyle ilişkisi kesik bir tarih anlayışı yerleştirilmeye çalışılmıştır"
"Türkiye olarak geleceğimize güvenle bakabilmek için önce maziden atiye güçlü bir köprü kurmamız gerekiyor. Milletimize uzun yıllar boyunca, bilinçli bir şekilde, tarihi, kültürü, medeniyeti, kahramanlıkları, başarıları unutturulmak istenmiştir. Sanki bu millet ve bu devlet gökten zembille inmişçesine, geçmişiyle ilişkisi kesik bir tarih anlayışı yerleştirilmeye çalışılmıştır."
"Bıçak gırtlağa dayanana kadar sükunetimizden asla taviz vermedik"
"Denizcilerimizin ağırlıkta olduğu şu platformda, Doğu Akdeniz ve Libya meselesiyle ilgili politikalarımızın üzerinde biraz daha durmak istiyorum. Yunanistan ve onu destekleyen kimi ülkeler, uzunca bir süredir, Türkiye’yi adeta denize adım atamaz hale getirmenin hazırlıkları içindeydi.
Akdeniz’e komşu kimi Arap ülkeleri ile israil’in de benzer çabalar içinde bulunduğunu biliyoruz. Bizim, durduk yere kimseyle maraza çıkarmak, kimsenin hakkını-hukukunu gasp etmek gibi bir niyetimiz yoktur. Bıçak gırtlağa dayanana kadar da sükûnetimizden asla taviz vermedik. Ancak geldiğimiz noktada artık bu suskun ve çekingen politikayı sürdürme lüksümüz yoktur."
"Vazgeçersek, olta atacak sahil bile bırakmayacaklar"
"Bir kez daha tekrar ediyorum, şayet Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Libya ile başlattığımız süreçlerden vazgeçersek, bırakınız ekonomik faaliyetleri, bize denize girecek kıyı, olta atacak sahil bile bırakmayacaklar. Karşımızdakilerin hak, hukuk, adalet, ahlak, insaf diye bir dertleri kesinlikle bulunmuyor.
Türkiye’ye ve Türk Milletine karşı öyle bir kinleri var ki, ellerinden gelse bizi sadece Anadolu’dan söküp atmakla kalmayacak, dünyadan kökümüzü kazıyacaklar. Hamdolsun ülkemiz artık, bu tür niyetlere, bu tür sinsi veya açık saldırılara karşı kendi hakkını, hukukunu, çıkarlarını koruyabilecek güce, iradeye, imkana sahiptir."
"Tamamen dışlanmış bir Türkiye'ye rıza göstermemizi kimse beklemesin"
"Ülkemizin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Libya ile yaptığı anlaşmalar, uluslararası hukuka, Birleşmiş Milletler sözleşmelerine, diğer yerlerdeki benzer örneklere tamamen uygundur.
Akdeniz’de en uzun kıyı şeridine sahip Türkiye’nin, balıkçılıktan ancak yüzde 1 oranında pay alabileceği bir düzene elbette razı olmayacağız. Aynı şekilde, deniz altındaki hidrokarbon kaynaklarının aranması ve işletilmesinden tamamen dışlanmış bir Türkiye’ye rıza göstermemizi kimse bizden beklemesin."
"Masa başında çizilen haritalarla, emrivaki yapılmasına izin veremeyiz"
"Ege’deki egemenliği kendine ait olmayan ada, adacık ve kaya parçaları üzerinden hazırladıkları bir proje ile Türkiye’nin haklarına göz dikenler, meydanın boş olmadığını bilmelidir. Masa başında çizilen haritalarla, çevre hassasiyeti veya bilimsel faaliyet kisvesi altında ülkemize emrivaki yapılmasına izin veremeyiz. Bizim, gerek kıta sahanlığı, gerek münhasır ekonomik bölge ve deniz yetki alanları meselesinde, yerleşik uygulamalara aykırı hiçbir adımımız yoktur."
"Libya ile 10 yıl önce ilk adımları attık"
"Libya ile yaptığımız “Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına Dair Mutabakat Muhtırası”nın, kendi hukukumuzla da, uluslararası hukukla da çelişen yönü bulunmuyor. Üstelik bu konudaki çalışmalar bir anda ortaya çıkmış da değildir. Türkiye olarak, deniz yetki alanları konusunda Libya ile 10 yıl önce ilk adımları attık.
Halen Deniz Kuvvetleri Komutanlığımızın Kurmay Başkanlığını yürüten Tümamiral Cihat Yaycı’nın bu konuda hazırladığı raporlar, haritalar, yazdığı makaleler ve kitaplar ortadadır. Dönemin Libya Devlet Başkanı merhum Kaddafi ile bu meseleyi, harita üzerinde konuşmuş, anlayış birliğine varmıştık.
Ülkemizin Libya’ya bakan kara bölümü ile Libya’nın ülkemize bakan kara bölümü arasındaki deniz yetki alanı çakışması, uluslararası mevzuata ve uygulamalara göre bize bu hakkı veriyor. Bölgedeki karışıklıklar sebebiyle, mutabakat metninin hukuki zemine taşınması biraz gecikti. Meşru Libya yönetimi ile 27 Kasım’da yaptığımız anlaşma, bundan 10 yıl önce hazırlanan haritalar üzerinden yürümüş ve neticelenmiştir. İnşallah bu anlaşmanın gereklerini tümüyle yerine getireceğiz."
"Herkesle görüşmeye, yeni yollar bulmaya açığız"
"Elbette bu konuda hak sahibi olduğunu söyleyen herkesle de görüşmeye, konuşmaya ve hakkaniyet esasına göre yeni yollar bulmaya açığız. Ama hiç kimse bizi dışlama, kıyılarımıza hapsetme, ekonomik çıkarlarımızı gasp etme niyetiyle karşımıza gelmesin. Ege’nin de, Akdeniz’in de sahibi, bu denizlere kıyıları olan ülkelerin tamamıdır. En uzun kıyı sahibi ülke olarak biz de, buradaki haklarımızı korumak için sonuna kadar, tüm imkanlarımızla mücadele etmekte kararlıyız."
"Türkiye’nin zincirlerini kırmaya başladığını görenler, adeta panikledi"
"Esasen, son dönemde bölgemizde yaşanan ve ülkemizin de içine çekilmeye çalışıldığı gayet açık olan istikrarsızlıkların gerisindeki sebeplerden biri de, Türkiye’nin bu çerçevede elde ettiği neticelerdir. Demokraside, ekonomide, altyapıda kat ettiği mesafe yanında bölgesinde ve dünyada geliştirdiği onurlu politika ile Türkiye’nin zincirlerini kırmaya başladığını görenler, adeta panikledi.
15 Temmuz başta olmak üzere, ülkemizde son yıllarda hep birlikte yaşadığımız kimi sıkıntıların gerisinde de işte bu saik vardır. Türkiye’yi durdurmak için terör örgütleri dahil, uluslararası hukukun ve teamüllerin çiğnenmesi dahil, akıl ve izanla izahı mümkün olmayan her türlü tehdit dahil, tüm yolları denediler. Hala da aynı yolda yürüyorlar. Ama hamdolsun, Allah’ın yardımı, milletimizin dirayeti ve desteği, güvenlik güçlerimizin mücadelesi sayesinde, önümüze kurulan tuzakları birer birer bozarak hedeflerimize doğru yürümeye devam ediyoruz."
"Belli güçlerin piyonu olan bir savaş baronuna sahip çıkıyorlar"
"Türkiye’nin yürüttüğü mücadeleyi anlayıp destek verenler yanında, anlamadığı veya husumet çukurunda debelendiği için, aleyhinde çalışanlar da var. Bu durumla, terörle mücadelemizin her safhasında defalarca karşılaştık. Suriye’de gerçekleştirdiğimiz harekatlarla nasıl büyük bir oyunu bozduğumuz apaçık ortadayken, bunları kötülemek için çırpınanlar hala mevcuttur.
Şimdide de, tarih ve hukuk bilmez bazı gafiller, kimi zaman içlerinden, kimi zaman da açıkça “Libya nere, Türkiye nere” diyebiliyor. Güya ülkemizi ve bizi maceracılıkla suçluyorlar. Birleşmiş Milletlerin tanıdığı meşru hükmet yerine, belli güçlerin piyonu olan bir savaş baronuna, illegal bir şahsa sahip çıkıyorlar. Halbuki Türkiye ile Libya, denizden komşudur."
"Türkiye, kesinlikle geri dönmeyecektir"
"Bugün Kuzey Afrika’nın her yerinde olduğu gibi Libya’da da, sayıları milyonla ifade edilen ve kendilerini Anadolu halkıyla kardeş gören soydaşlarımız bulunuyor. Kuzey Afrika’daki Arap kardeşlerimizin ülkemize olan derin muhabbetini, bölgeyi ziyaret etmiş herkes bizzat görmüştür, yaşamıştır.
Netice itibariyle, Türkiye, ne Suriye’de attığı adımlardan ne de Libya ile vardığı mutabakattan kesinlikle geri dönmeyecektir. Meşru Libya hükümetini yıkmaya yönelik çabaların yoğunlaşmasının sebebini gayet iyi biliyoruz."
"Gerekirse her türlü imkanları değerlendireceğiz"
"Son dönemde meşru Libya yönetimine çok ciddi desteklerimiz oldu. Gerekirse bu desteklerin askeri boyutunu artıracak; karada, denizde ve havada her türlü imkanı değerlendireceğiz.
Bu duygularla bir kez daha havuza çekilen Pirireis denizaltımız ile ilk kaynağını yapacağımız Seydialireis denizaltımızın ülkemize, milletimize, ordumuza hayırlı olmasını diliyorum. Projede emeği geçen herkesi tekraren tebrik ediyorum. Sizlere sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum."
Kaynak, TRT Haber