FARUK KUZU – HABER YORUM

Merhum İbn Haldun; “Mağluplar galipleri taklit eder” derken aslında insan psikolojisine de vurgu yapmış oluyordu.

Özellikle 19.yy’ın son çeyreğinden itibaren bürokraside yer edinmeye başlayan Türkçülük akımı Avrupa’daki teknik gelişmeleri hayranlıkla takip ediyordu. O günden bu güne değişen pek bir şey olmamış gibi.

Mezkur bürokrasinin yetiştirdiği taban Batı hayranlığını o kadar ileriye götürüp Doğuya ait olan her şeyden o kadar uzaklaşmış ki Doğu’lunun (Tabii İslam ülkelerinin ve halklarının) övgülerinden bile uzak durmaya çalışıyorlar.

Böylesi olaylardan biri dün yaşandı:

“Kırıkkale Üniversitesi Genç Kalemler Topluluğu ile Bilim ve Sanat Topluluğu Dünya Arapça Günü ile ilgili bir etkinlik gerçekleştirdi. Etkinliğe ait broşürlerde, İstiklal Marşı'nın Arapça okunmasının da programa alındığı görülmüştü. Sonrasında ise sosyal medyada İstiklal Marşı'nın Arapça okunduğu görüntülerinin paylaşılması üzerine, görüntülere tepki gösterildi.”

Ne garip değil mi herhangi bir Batı ülkesinde bir çocuk bir vesileyle İstiklal Marşı’nı kendi ana diliyle okusa, bu dil ırkçısı grubun keyiften kanatlandıkları görülür. Hele hele Batılı bir siyasetçi(siyaseti gereği dahi olsa) Türkçe ‘Merhaba’ vs. derse bu güruhun başı göğe ermiş gibi takla atarak sevinçlerini olayı haberleştirerek dile getirmekle gösterdikleri görülür. Acaba marş İngilizce okunsaydı bu ırkçı şovenlerin tepkileri nasıl olurdu?

Ama İstiklal Marşını bir ARAP çocuğun kendi diliyle okuması veya kendi diline tercüme etmesi onları çileden çıkarır. “Araplar bizi sırtımızdan vurdu” saçmalığına yapışırlar da İngilizler İstanbul’u işgal etti, biz Avrupa ülkeleriyle savaştık, Yunan’ı üzerimize saldılar demezler. (Osmanlı’nın son zaferi) Kut’ul Amare’de İngilizleri yenenler Arap kabilelerdi gerçeğini de hiç hatırlamazlar.

Oysa İstiklal Marşı’nı yazan merhum M. Akif Arnavut kökenli bir Müslüman olup bu marşı Türkler veya başka bir kavim için değil ÜMMET için yazmıştı. İslam Coğrafyasında yüreği Ümmet Şuuruyla atan her kesin bu marşta hakkı ve payı vardır. Her ne kadar bu marş daha sonra Türkün ve Türkçülüğün bir şiarı haline getirilmişse de şiirin içeriğine bakıldığında Ümmete seslendiği rahatlıkla anlaşılmaktadır.

Konuyla ilgili rahatsız edici durumlardan biri de Kırıkkale Üniversitesinin ve bazı İslami kesimlerin ‘Yanlış anlaşılma var, yok yanlışlık oldu, yok öyle bir şey olamaz’ tarzı hemen savunma pozisyonuna girmeleridir.