Adıyaman'da genel olarak suç işleme oranları azalmasına rağmen; tefecilik, faiz ve fuhşun arttığını belirten Adıyaman Cumhuriyet Başsavcısı Bozan Çevik, "Sahabe Safvan Bin Muattal'ın şehrine yakışmayacak şekilde fuhşun yaygınlaştığını görüyoruz." ifadelerini kulandı.
Suç oranları azalmasına rağmen toplumun kanayan yaralarının devam ettiğini dile getiren Çevik, "2018 yılını 14 bin soruşturma evrakı ile kapatmışken, 2019 yılını bunun Yaklaşık 700 ile 800 dosya altında 13 binlerde, yüzde 8 oranında azalmayla kapatacağız inşallah." dedi.
"Safvan Bin Muattal'ın şehrine yakışmayacak şekilde fuhşun yaygınlaştığını görüyoruz"
Suç işleme oranlarının azalmasının Adıyaman için çok sevindirici bir durum olduğunu belirten Başsavcı, "Suç oranı azalıyor ama hala toplumumuzun kanayan yaraları var. Bunun sadece Adıyaman'a özgü bir şey olduğunu söylersek haksızlık yapmış oluruz. Maalesef bölgemizde özellikle son ekonomik krizin de etkisiyle daha da yaygın hale gelen tefecilik suçu başta olmak üzere, uyuşturucu kullanımının 13 yaşındaki çocuklara kadar düşmesi ülke için de şehrimiz için de kanayan en büyük yaralardan biridir. Tefecilik, uyuşturucu kullanımı, uyuşturucu ticareti ve Sahabe Safvan Bin Muattal'ın şehrine yakışmayacak şekilde fuhşun yaygınlaştığını görüyoruz. Kolluk birimlerimizle birlikte tüm suçlarla mücadele ediyoruz. Ama özellikle bu 3 suçla ilgili daha kararlıyız. Devletin hukuk kuralları çerçevesinde bize verdiği yetkileri sonuna kadar kullanıyoruz. Bu suçları işleyen suçluların bu şehirde barınmasına imkân vermeyeceğiz, bu konuda adımlarımızı atıyoruz." dedi.
"Yaptığımız işlemler niteliği gereği gizli işlerdir"
Yaptıkları çalışmaları tedbir amaçlı olarak gizlediklerini dile getiren Çevik, "Yaptığımız işlemler niteliği gereği gizli işlerdir. Bağırıp çağırarak, 'Biz şu suçlarla ilgili soruşturmalar yapıyoruz.', 'Şu kadar koruma tedbiri, gözaltı, tutuklama yaptık.' diyemiyoruz. Bunu yapmama nedenimiz, vatandaşı bilgilendirmeme değil kesinlikle. Suçla mücadelede diğer suçluların gizlenmesini, saklanmasını suç delillerinin yok edilmesini engelleme amacıyla bu yola başvuruyoruz. İnşallah 2020 yılında daha umutluyuz. Artık şehri tanıyoruz, şehrin dinamiklerini biliyoruz. Vatandaşlarımız bize inanmaya, güvenmeye başladılar. İnşallah 2020 yılında bu suç oranının düşme trendi ivme olarak daha da artarak devam edecektir. Ve 'Adıyaman gerçekten ismine yakışır huzur ve güvenin şehri olacaktır' diye umuyorum." ifadelerini kullandı.
"Halkla ne kadar iç içe olursak suçla mücadelede o kadar başarılı oluruz"
Suça ulaşmada vatandaşlardan gelen bilgilerin önemli olduğuna değinen Çevik, "Günümüzde suçla mücadele yöntemleri çok gelişti. Kriminal, adli tıp, çok kuvvetli olay yeri inceleme birimlerimiz var. Ama yine de suçluya ulaşma ve şikâyette en önemli kaynağımız vatandaşımızdan gelen bilgilerdir. Yani biz vatandaşlarımızla ne kadar iç içe olabilirsek, onların güvenini ne kadar sağlayıp bize gerekli suç bildirimleri yapmalarını sağlarsak suçla mücadelede o kadar başarılı oluruz. Vatandaşlardan özellikle şunu istiyorum: Tefecilik suçu noktasında vatandaşlarımız şikâyet etme noktasında çok tereddüt ediyor. Lütfen tereddüt etmesinler, bu suçla mücadelede en önemli delilimiz bu suçtan zarar görenlerin yapacağım müracaatlardır." şeklinde konuştu.
"Müracaattan sonra devlet olarak sonuna kadar onların arkasında duracağız." diyen Çevik şöyle devam etti:
En küçük bir tehdidin bile üzerine çok kararlı bir şekilde gideceğiz. O noktada bize güvensinler, gelip sorunlarını, sıkıntılarını anlatsınlar. Bu suçla mücadele noktasında başka argümanlarımız vardır. Ama bire bir bu işin mağdurları olan kişilerin beyanı da en esas unsurdur. Özellikle tefecilik başta olmak üzere; çekinmesinler, devlet olarak sonuna kadar arkalarındayız. Her türlü güvenliklerini alacağımız konusunda da hiç şüpheleri olmasın.
"Akşam olduğu zaman aynı sofraya oturmayı unuttuk"
Adıyaman'ın uyuşturucu kullanımı ve satışı noktasında diğer illere göre daha iyi bir durumda olduğunu belirten Çevik, "Çevre illere göre, Türkiye geneline göre iyi durumdayız. Kullanım noktasında da ticaret noktasında ve meydana gelen olayları aydınlatma noktasında da iyi noktadayız. Ama maalesef tüm ülkede olduğu gibi şehrimizde de uyuşturucu ve uyarıcı maddelerin kullanım yaşı düştü, uyuşturucu maddelere ulaşmak daha kolay hale geldi. Bu noktada ailelere çok büyük sorumluluklar düşüyor. Öncelikle aile kavramının gereğini yerine getirelim. Lütfen evlerimizde herkes odasına çekilmesin. Günün en az 2 saatini çocuklarıyla geçirsin. Şu anda evlerde internet denen bir bela var başımızda. Akşam olduğu zaman aynı sofraya oturmayı unuttuk. Birlikte oturup yarım saat dertleşmeyi, hemhal olmayı unuttuk. Maalesef ailede de bunu görüyoruz." dedi.
"Aileler, aile olmanın gereği olarak çocuklarına sahip çıksınlar"
Ailelerin çocuklarıyla ilgilenmeleri gerektiğini dile getiren Çevik, "Çocuklarımızla oturup konuşalım, onlara şu mesajı verelim; 'Biz senin annen-babanız. Sonuna kadar arkandayız. Her şeyini bize anlatabilirsin.' Maalesef günümüzde aile bireyleri arasında diyalog koptuğu için çocuk aileye güvenmeme noktasına geldi. Yani kendini anlatmaktan geri duruyor çocuklarımız. Ailelerimiz, lütfen aile olmanın gereği olarak çocuklarına sahip çıksınlar. Çocuklarını yeri geldiğinde denetlesinler. 'Çocuğumu okula bıraktım, teslim ettim.' demesinler. Okullara gitsinler, öğretmenleriyle görüşsünler. Her gün eve geldiklerinde çocuklarını sorguya çeker gibi değil ama gün içinde neler yaptıklarını sorgulasınlar. Uyuşturucu kullanan çocuklarda fiziksel olarak değişiklikler oluyor. Bu noktada gözlemlesinler ve tespit ettikleri an bize bildirsinler. Valiliğimizin bu konuda yasal yetkisi var. Bizlere müracaat etsinler. İnşallah biz elimizden gelen yardımı gösteririz." ifadelerini kullandı.
"Yılda yaklaşık 800 boşanma gerçekleştiriyoruz"
Adıyaman'da nüfus oranına göre boşanmaların çok fazla yaşandığına değinen Çevik, "Adıyaman merkezde, Aile Mahkememiz bir tanedir ama iki hâkimimiz bakıyor. Maalesef baktıkları işlerin yüzde 60'ı boşanma davalarıdır. Yılda yaklaşık 800 boşanma gerçekleştiriyoruz. Adıyaman özelinde çok yüksek rakamlar bunlar. Boşanma için birçok sebep sayılabilir ama bu sebeplere sığınılmaması gerektiğini düşünüyorum. Her öğle vaktinde, yemekhanemizde hâkimlerimizle beraber yemek yeriz ve duruşma günlerinde yemekhanede artık onu sorar oldum: Bugün boşanma oldu mu? diye. Ve gerekçelerini sorarım. İnanın yüzde doksanı incir çekirdeğini doldurmayacak şeyler. Maalesef toplum olarak bu hale geldik." şeklinde konuştu.
"Boşanmaların sadece yüzde 10'unun gerçek manada haklı mazereti var"
Boşanmaların altında birçok sebebin yattığını dile getiren Çevik, "Bunun altında birçok sebep arayabiliriz. Ama elimizdeki tablo budur. Yüzde 10'unun gerçekten haklı mazeretleri var. Sürekli şiddet gören bir eşin, şiddeti ömür boyu görmesini bekleyemeyiz. Aldatılan bir eşin aynı kişiyle aynı çatı altında yaşamasını beklemeyebiliriz. Bu da haklı ve makul boşanmadır. Ama işten eve geldiğimde yemeğim hazır değil, sofram kurulmamış… Son zamanlarda en çok boşanma nedenlerinden biri -ki üzülerek söylüyorum bunu- çok zengin, müteahhit… ekonomik kriz nedeniyle ekonomik olarak biraz dara düşmüş… Kadın; iyi günde, kötü günde sözünün gereği olarak arkasında durması lazımken 'Benim yaşam standartların düştü.' diye boşanma davası açıyor. Birçok sebep var: Eğitim, ahlaki altyapı… Sosyal kontrolün çok önemli olduğunu düşünenlerdenim burada. Adıyaman'da nispeten sosyal kontrol devam ediyor. Çok basit boşanmalar olduğu zaman eskiden toplumda bir utanma duygusu olurdu." diyerek boşanmaların toplumda vardığı boyuta işaret etti.
"Boşanma birileri tarafından topluma empoze ediliyor, biz de satın alıyoruz"
Boşanmaların birileri tarafından topluma hoş gösterilmeye çalışıldığını dile getiren Çevik "Eskiden erkek için de kadın için de dul kalmak ayıplanırdı. Ama maalesef bu bir ayrıcalıkmış gibi bize birileri tarafından empoze edildi ve biz de maalesef toplum olarak bunu satın aldık. O boşanma sürecinden tutun, çocuğun velayet yetkisine dayanarak icra yoluyla çocukların alınması, nafakaların ödenmesinde yaşanan mağduriyetler… Sürekli basından takip ediyoruz. Bakanlığımızın da çalışması var. Ömür boyu nafaka gerekli mi, değil mi? gibi birçok sorun ortaya çıkıyor. Ve bu işin asıl mağdurları çocuklar oluyor. Devletin çok güzel imkânları var. Barınmadan eğitime, sağlığa, her türlü imkânı sağlıyor ama anne-baba şefkatini hiçbir şeyle karşılayamıyorsun." ifadelerini kullandı.
"Cenneti annelerin ayakları altına seren bir dinin mensuplarına, kadına şiddet uygulamak kesinlikle yakışmıyor"
"Şiddetin her türlüsü yanlıştır." diyen Çevik son olarak, "Cenneti annelerin ayakları altına seren bir dinin mensuplarına, kadına şiddet uygulamak kesinlikle yakışmıyor. Hiçbir mazeret olmamalıdır. Kadınlar başımızın tacı olmalıdır. Onlar bize emanettir. Hepsi birer anne adayıdır. Bu bilinçle hareket edip kadına karşı şiddet noktasında da toplum olarak gerekli hassasiyeti göstermeliyiz. Adliye olarak kadına karşı şiddet noktasında sıfır tolerans ilkesiyle hareket ediyoruz." (Cemil Özdaş-İLKHA)