FARUK KUZU – HABER YORUM

Son günlerde camilerin içerisindeki oturma düzeni hızla değişmeye başladı.

Ne yazık ki (Sanki birden bire olmuş gibi) camilerin içi yavaş yavaş kiliselere benzer görüntüler ortaya çıkmaya başladı.

Hamdolsun bu görüntü (şimdilik) asıl olan Mimari konusunda değil de sadece ‘İç Dizayn’ konusundadır.

Camilerdeki yeni dizayn ile ilgili sosyal medyada paylaşılan bir fotoğraf ve yapılan yorumlar tepkilere yol açtı:

“Üsküdar'da bir camide çekilen fotoğrafta caminin yan tarafında halının rengiyle uyumlu sıraların yerleştirildiği görülüyor.

Bu fotoğrafı paylaşan bazı kullanıcılar ise; İstiklal Caddesi'ndeki St. Antuan Kilisesi'ne atıfla Üsküdar St. Antuan Camii yorumunu yapıyor”

Kiliselerden bilinen “Sıra Dizisi” Camilerde her gün artarak yayılıyor. Yerde cemaatle namaz kılma imkânı olmayan hasta/yaşlı bireyler için eskiden bir iki taneden ibaret olup en arka saflarda bırakılan tabure(ler) yerini; gelişmelere ayak uydurup önce sandalyelere sonra sıralara bırakmaya başladı.

Tabii bunlar Caminin arka saflarında gerçekleşiyordu. Ne gariptir ki artık bu da yavaş yavaş değişmeye başlayarak arka tarafa konulan sıralar Caminin içinde bir kenarı tam kapatacak şekilde dolmaya başladı.

Doğrusu bu haliyle de Kilise görüntüsü vermeye başladı. Öyle ki bazı camilerde bu durum çok sıradanmış gibi normalleştiriliyor. Doktor raporu veya tıbben bir sorunu olmayanlar da rahatlık olsun diye bu sıralarda oturup namaz kılıyor.

Sandalyede v.s namaz kılmak elbette ki hastalık, yaşlılık gibi nedenlerle bazı kimseler için caiz, ancak camilerdeki bu hızlı artış insanın aklına bazı sorular getirmiyor değil;

-Acaba Camilerde yaşlıların sayısı mı artıyor? Bazı araştırma kuruluşları “Dindarlığın azaldığına dair” sonuçlar verirken camilerin yeni nesil açısından öksüz kaldığı gerçeğini de ıskalamamak gerekmez mi?

-Dindarlığın sadece “Yaşlıların” işi olduğu yönündeki algının toplumda yerleşmesi ayrı bir sorun değil mi?

- Mesela 50 yıl 100 yıl sonra camilerdeki yaşlı nüfus artığında her taraf ( Kilisedeki gibi) sıra mı olacak?

-“Caminin süsü içindeki insanlardır!” sözünün yanına “Camilerin süsü içindeki çocuklardır!” şeklinde değiştirmek gerekmez mi?

-Camilere çocukların ve gençlerin gitmesi için bir devlet politikası yapılmasının vakti gelmedi mi? Devlet yöneticileri “Dindar gençlik/nesil” söyleminin içini doldurmanın en verimli yolunun camiler olduğunu ne zaman anlayacak?

-28 Şubat öncesi ve sonrasıyla camilerde bu topluma dinini anlatmaya çalışan bir kısım insanın halen cezaevlerinde tutulduğu gerçeği yöneticilerin camiler konusunda cesur adımlar atmalarının önünde bir engel mi?

-Diyanet, camilere bunca ‘Sıra’nın konulmasına ne diyor, neden herhangi bir açıklama yapmıyor, müdahale etmiyor? sorusu sorulurken nihayet Diyanetten ferahlatıcı bir genelge yayınlandı. Genelgede bu sıraların kaldırılması isteniyor.İnşallah Cami İmamları bu genelgeyi hakkıyla uygularlar.