İkinci Ergenekon davası sanıklarından Fatma Cengiz, "MİT`çilerin beni götürdüğü yerde Başbuğ`u görüntülü olarak izledim. Bana Hem Genelkurmay`dan hem emniyetten istediğimiz yerden görüntü alabiliyoruz dediler" diye konuştu.

İkinci Ergenekon davasının 123. duruşması başladı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi`nce, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi`nde oluşturulan salonda görülen davanın bugünkü duruşmasına, gazeteciler Tuncay Özkan ve Mustafa Balbay ile özel harekatçı İbrahim Şahin`in de aralarında bulunduğu tutuklu 19 sanık katıldı.

Tutuklu sanıklardan eski Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, eski İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu ve Oğuz Bulut duruşmaya gelmedi. Duruşmada, OdaTv`ye yönelik operasyonun ardından "Ergenekon" soruşturması kapsamında tutuklanan bu davanın tutuksuz sanığı Yalçın Küçük de duruşmada hazır bulundu.

TELEFON KAYITLARINI SORDU

Mahkeme heyetine başkanlık yapan üye hakim Hasan Hüseyin Özese, tutuklu sanıklardan Fatma Cengiz`in dosyada bulunan İbrahim Şahin ve oğlu Ömer Salih Şahin ile yaptığı bazı telefon kayıtlarını dinleterek sorular yöneltti. Özese, Cengiz`in, Ömer Salih Şahin ile yaptığı telefon kaydında yer alan "Milli Güvenlik Kurulundan İbrahim Şahin ile ilgili karar çıktı" şeklindeki konunun ne olduğunu sordu.

BAŞBUĞ`U DA İZLEDİLER

Cengiz de, görüştüğü MİT`çilerden Selahattin adlı kişinin Şahin`in MİT`e verileceğini söylediğini kaydetti. Özese, konuşmalarda TVK`da olduğunu söyleyen Cengiz`e, "Bu TVK konusunu açar mısınız?" diye sordu. Bunu savunmasında da anlattığını belirten Cengiz,
"MİT`çiler beni kendi çalıştıkları yere götürdüler. Arabanın pencereleri perdeli olduğu için tam olarak nereye gittiğimizi bilmiyorum. Yeşil boyalı bir binaydı.
Cam kapıdan içeri girdik. Orada 3-4 masa ve bilgisayarlar vardı. Çay da ısmarladılar ama o gün gittiğimizde içerideki odaya beni almadılar" diye konuştu.

Cengiz, Kayseri`de kendisiyle görüşen MİT`çilerden Kağan adlı kişinin bir kereye mahsus olmak üzere kendisini MİT tarafından kullanılan bu odaya aldığını ifade ederek, "6 tane büyük bilgisayar vardı. Büyük ekranlar vardı. Radyolarda kullanılan ses ayarlarını yapan cihazların daha büyüğü vardı. Ekranlarda Kayseri`den Ankara`dan görüntüler vardı. Kağan bey bana, `Hem Genelkurmaydan hem emniyetten istediğimiz yerden görüntü alabiliyoruz` dedi. İlker Başbuğ`un görüntüsünü gösterdi. `Ses yok mu?` diye sorunca, `Ses de alıyoruz, o daha sonra` dedi. Bağlantıyı odada bulunun 4-5 kişi yapıyordu" diye konuştu. Özese`nin "Bu sistemin TVK`da kurulu olan sistem mi?" sorusuna Cengiz, "Sanırım öyle" yanıtını verdi.

"HİLMİ ÖZKÖK İLE TELEFONDA GÖRÜŞTÜM"

MİT`çilerden Musa adlı kişinin emekli Orgeneral Hilmi Özkök ile görüştüğünü de ileri süren Cengiz, "Bir sefer de beni kendi telefonundan Özkök ile görüştürdü. Hal hatır sorduk. Hilmi beyden telefon numarasını istedim. Olup bitenlerden haberi var mı, yok mu bilmiyordum" dedi.