FARUK KUZU- HABER YORUM

Normalde beklenen budur, ancak Rus lider Putin’in, modern Sovyetlerin kurucu lideri Lenin hakkında sarf ettiği sözler bu geleneği de yıktı.

Çok da iyi oldu aslında. Lider kültü altında yıllarca insanları ezmek ve hatalarla dolu bazı fikirleri “Nas’mış” gibi insanlara dayatmanın eleştirilmesi gerekiyor.

Ayrıca Putin’in konuştuğu yer de önemli. Dünya İnsan Hakları Günü'nde Kremlin'de organize edilen oturumda, Putin “Sivil Toplumu ve İnsan Haklarını Geliştirme Konseyi” toplantısında yaptığı konuşmada Putin, "Bir zamanlar Lenin adında bir adamın yeni bir Rusya uydurmaya kalktığını ve işin sonunun toplu mezarlara kadar vardığını, Lenin'in uydurduğu devlet yapısının Rus devlet geleneğinin altını oyduğunu" söyledi.

Putin 2016’da da Lenin ile ilgili şu önemli tespitlerde bulunmuştu. Lenin’in ölümünün 92. Yıl dönümünde Profesör Mihail Kovalçuk'un, Boris Pasternak'ın "Yüksek Hastalık" adlı şiirinde Lenin ile ilgili yazdığı mısralar okuması, "Lenin'in bir düşünce akımını da yönettiğini ve eğitim alanında düşünce akımını yöneten kuruluşlar olması gerektiğini" söylemesi üzerine Putin araya girerek fikrini beyan etti.  “Lenin'in fikirlerini, ülkeyi yönetmek için bir akım gibi kullanmayı başardığı" vurgulanan mısrayı Putin şöyle yorumladı:

“Fikirleri bu istikamette yönetmek doğru. Ama bu fikirler doğru sonuçlar doğurmalı, Vladimir İlyiç'inki (Lenin) gibi olmamalı. Son tahlilde bu fikirler Sovyetler Birliği'nin sonunu getirdi.  Orada şöyle pek çok fikirler vardı:  Otonomi ve benzer şeyler... Adına Rusya denen binanın altına atom bombası yerleştirdiler ve sonra  yıkıldı, dağıldı. Bize dünya devrimi gerekmiyordu.”

Komünist Partisinin veya Lenin’e taparcasına sevgi besleyenlerin yıkıcı eleştirilerini hiç umursamadan tespitlerini dile getirmesi takdir edilecek bir şey.

Lenin ile ilgili yeni yeni ortaya çıkan bilgiler ışığında (yanına valizler dolusu paranın verilerek İsviçre’den trene bindirilip ‘Devrim’ için Moskova’ya gönderilmesi…) Ekim Devriminin aslında başka bir arka planı olduğu bir yana “Leninizm” ve SSCB modelinin ağır eleştirilere uğraması önemli bir gelişmedir.

Tabi bu konuda iki kesimin örnek alıp almayacağı merak konusu.

1-      “Kemalizm” söylemini neredeyse paganist bir anlayışla ele alanlar Putin’den hareketle “Dokunulmaz” kıldıkları eylem ve fikirler konusunda yeni bir yoruma gidecekler mi?

2-      Abdullah Öcalan’ın kurduğu “Marksist-Leninist” olarak takdim edilen Pkk, Putin’in bu açıklamalarından sonra ne yapacak? Kraldan kralcı davranıp Leninizmi bir model olarak sunmaya devam mı edecek yoksa halkın değerlerine ve Ortadoğu gerçeklerine uygun bir yenilenmeye mi gidecek?