'Noel kutlamak günahtır, Hristiyan âdetidir.' şeklindeki konuşmaların toplumun üzerinde artık bir etkisinin olmadığını dile getiren Siirt Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Abdulkadir Karakuş, Noel’in adının dahi anılmaması gerektiğini ve Müslüman bir şahsiyetin onu kutlamasının mümkün olamayacağını, bunu bilmeyenin de olmadığını ifade etti.
"Müslümanlar olarak çok iyi biliyoruz ki ne Hristiyanların Noel’i ne de Allah’ın yasakladığı içkinin bir Müslümanın hayatında olmaması" gerektiğine vurgu yapan Karakuş, "geçirdiğimiz bu yılı muhasebe etmemiz ve kendimizi hesaba çekmemiz gerektiğini" kaydetti.
Karakuş, "Dünyada gerek Hristiyan âlemi gerek ekonomik gücü elinde bulunduran güçler bizlere dayattıkları bir kültüre teslim olmaya doğru yol alıyoruz ve her yılbaşı geldiğinde bu konuşulur. Hristiyan’ın Noel’ini bir Müslümanın kutlaması mümkün mü? Mümkün değil, bunu bilmeyen de yoktur. Ama maalesef yılbaşı kutlaması her geçen gün toplum arasında yaygınlaşıyor. 'Noel kutlamak günahtır, Hristiyan âdetidir, Batı kültürüdür, kültür emperyalizmidir.' şeklinde konuşmaların şimdiye kadar gördük ki bizlere çok bir faydası olmadı. O zaman biz şunu konuşalım; Noel’i biz yok farz edelim, Noel’i ağzımıza almayalım ama şunu da konuşalım; bir yılı tükettik, Allah bizlere sayılı bir ömür vermiş. Bu ömür içerisinde dünyada güzel şeyler yapmamız gerekiyor. Dünyayı imar etmemiz gerekiyor. 'Ömür sürmek' demek imar etmek anlamına geliyor." dedi.
"Geride bıraktığımız yılın muhasebesini yapmamız gerekiyor"
Yeni bir yıla girerken kendimizi yenilememiz, geçmiş hatalarımızdan ders almamız ve ileriye yönelik kendimizi yetiştirmemiz gerektiğini belirten Karakuş, topluma karşı sorumluluklarımızı öğrenmek, anlamak, idrak ve telafi etmek gibi yeni planlar yapmamız gerektiğine dikkat çekti.
Karakuş, "Ahlaki, ekonomik, ailevi, nesli, nefsi, insanlığı, şehirleri, mahalleleri, köyleri, yaşadığımız mekânları ne kadar güzel imar etmişsek o kadar güzel bir ömür yaşamış olacağız. Allah, buna göre güzel bir mükâfat verecek ve bizi ona göre hesaba çekecek. Allah’ın huzuruna varıp da 'Ben güzel bir ömür yaşadım.' diyebilmemiz için imar etmemiz gerekiyor. Bunu soralım kendimize; 'Bir yıl geçirdin, ne yaptın kardeşim bir yıl içerisinde, hangi doğruların, hangi yanlışların var?' Bunu konuşalım. Çünkü zaman, daimi eriyip giden çok iyi bir sermayedir ve bu sermayeyi iyi değerlendirmemiz lazım. Bir yılı geçirdik yeni bir yıla giriyoruz bir muhasebe yapmamız gerekiyor. Buna öz eleştiri, nefis muhasebesi, nefsimizi muhasebe etmemiz, hesaba çekmemiz lazım. Dolayısı ile yeni bir yıla girdiğimizde yılbaşına bu gözle bakmamız lazım." dedi.
"Batı, hayat benim hayatım kimse karışamaz.' diyor"
Karakuş, Batı’da yaşayan insanları hiçbir şeyin bağlamadığı, frenlemediği bir özgürlük anlayışına doğru yol aldığını ifade etti.
"Batı dünyasını biz Hristiyan âlemi olarak görüyoruz ama Batı dünyasının gerçekte Hristiyan olmadığı çok açık." diyen Karakuş, "Batı dünyasında Hristiyanlık bir ideolojik algıdan öte bir şey değil. Genelde insanlar artık Hristiyanlığın hiçbir ilkesine kendini tabi görmüyor. Hayat benim hayatım, kimse karışamaz diyor. Allah’ı dahi karıştırmak istemiyor bu hayatına. Allah’ın bizlere mutluluk vermesi için ön gördüğü ilkelerden kendini soyutlayıp içkinin, kumarın, şehvetin, kadının, paranın, makam ve mevkinin kölesi haline geliyor. Kendini özgür kılmak isteyen insanlar bugün uyuşturucu illetinden kurtulmak için hastane odalarına mahkûm oldu ve orada tedavi edilmeyi bekliyorlar." şeklinde konuştu.
"İnsanlar özgürlük söylemleriyle pek çok şeyin kulu ve kölesi haline getiriliyor"
"Hristiyanlık âlemi, Hristiyanlık ilkelerine bağlı değil ki Hristiyanlığın özünde içkinin olmadığını ve içkiden kaçmak gerektiğini anlasın." diyen Karakuş, "Bir özgürlük anlayışı tutturulmuş, insanlar özgürlük söylemleriyle pek çok şeyin kulu ve kölesi haline getiriliyor. İsteyerek, bilmeyerek veya birileri yönlendirerek geliyor ama bu bir şekilde empoze ediliyor. Özgürlükler bağlamında bu bizim toplumumuza da özgürlük adı altında empoze ediliyor. Hiçbir kuralı tanımamaya, Allah’ı hayatımıza karıştırmamaya doğru yol aldık gidiyoruz. Ama Allah’tan kendimizi kurtarırken binlerce eşyanın kölesi haline geliyoruz ve bundan da haberimiz yok. Yılbaşı kutlaması dendiği zaman içkili toplantılar, içkili âlemler akla geliyor ama bu Hristiyanlığın aslında olmayan bir şeydir. Bizim dinimizde hiç olmaması gereken bir şeydir." dedi.
"İçkiyi, kumarı ve Allah’ın yasakladığı şeyleri hayatımızdan çıkaralım"
"Buradan Müslüman ve imanlı kişilere seslenerek diyoruz ki 'Kardeşlerim bakın hesap var, Allah bu dünyaya boşuna göndermedi.' 'Sana verdiğim ömrü nasıl harcadın?' sorusuna muhatap olacağız." diyen Karakuş, insanların bu soruya hazırlıklı bir hayat yaşaması gerektiğini dile getirdi.
Karakuş, "Allah’ın yasakladıklarından kaçınalım. İçki aklı giderir, başımızı döndürür, akıl Allah’ın verdiği en önemli nimettir. Akıl olmadığı zaman hiçbir şey olmaz. Dini sorumluluk da olmaz, Allah bizleri muhatap dahi kabul etmez. Aklı olmayan kişilere der ki 'Dünyada istediğin gibi yaşa seni ahirette de istediğin gibi yaşatacağım.' onları sorumlu bile tutmaz. Akıl, insanlar için en büyük nimettir. Kim deli olmak ister? Kim aklını kaybetmek ister? İstemez. Dolayısı ile içki aklın düşmanıdır. Nice insanlar vardır 'Benim arkadaşım dünyanın en iyi insanı ama içtiği zaman bana hakaret eder, benimle kavga eder, beni öldürmeye kalkar, çoluğuna çocuğuna zulmeder, hanımını döver." şeklinde hikâyeleri çok duymuşuzdur. Dolayısı ile bunlardan ibret alalım içkiyi, kumarı, Allah’ın yasakladığı şeyleri hayatımızdan çıkaralım." diye konuştu
"Adı milli bile olsa Milli Piyango kumar ve haramdır"
Adı milli dahi olsa kumarın her türlüsünün haram olduğunu belirten Karakuş, "Kumar denilince bizim adına Milli Piyango dediğimiz bir illetimiz var. Tabi ki Mili Piyango kumar ve haramdır. Adı milli bile olsa adı dini piyango dahi olsa bu sistem üzerine devam ettiği sürece haramdır. Allah yasaklamıştır, bunlardan kaçınalım, bir mü'min olarak kardeşlerimize bunu tavsiye ediyoruz. Çünkü tavsiye etmek bazı şeyleri hatırlatmak Rabbimizin ifadesiyle insanlara fayda verir. Bunları ben anlatırken ilk önce kendi nefsime hatırlatıyorum. 'Ey Abdulkadir! Dikkat et, Allah hesap soracak, Allah’a hesap verecek şekilde yaşa dolayısı ile Allah’ın yasakladığı şeylerden kaçın. Helaller ile yaşamayı kendine şiar edin.' diye kendime söylüyorum ve mü'min kardeşlerime de hatırlatmış oluyorum." şeklinde konuştu. (Murat Orhan-İLKHA)