Diyarbakır’da 2010 yılından bu yana üzerinde yasal işlemler yapılarak trafikten men edilen binlerce araç, otoparklarda çürümeye terk edilmiş durumda.

27.04.2005 tarih ve 25798 sayılı resmi gazetede yayımlanan 5335 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 11’inci maddesi gereği trafikten men edilen araçların sahiplerinin altı ay içerisinde teslim almaları gerekmektedir. Belirtilen süre içerisinde teslim alınmayan veya aranmayan araçların satılarak bedelleri ise emanet hesabına yatırılması gerekir.

Yasal olarak, iki defa satış ihalesine çıkarılıp satışı gerçekleşmeyen araçlar ile Taşıt Muayene ve Kontrol Raporu ile hurda olduğu tespit edilir. Söz konusu araçlar 20.03.1971 tarih ve 7/2156 sayılı Bakanlar Kurulu gereğince, Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca 6 ayda bir belirlenen bedel üzerinden 1.11.1995 tarih ve 212 sıra no’lu Milli Emlak Genel Tebliği esasları çerçevesinde Makine ve Kimya Endüstri Kurumuna satılır.

Diyarbakır merkez Sur ilçesi Mardin yolu üzerinde otopark işletmeciliği yapan Esat Güngörür, ilgili kanun ve maddelerin açık ve net olmasına rağmen Diyarbakır otoparklarında yaklaşık 3 bin, Türkiye genelinde ise 300 bin araç olduğunu belirtti.

Otopark işletmeciliğine ilişkin bazı yasal süreçler hakkında bilgi veren Esat Güngörür, “Kolluk kuvvetlerince alıkonulan araçların kaldırılması amacıyla ekipler tarafından tarafımıza bilgi verilmesi ile çekicilerimizi göndererek söz konusu araçları resmi bir tutanakla teslim alıyoruz. Teslim aldığımız araçları dört bir yanından resimlendirerek daha önceden meydana gelmiş tüm kırık, çatlak ve çizikleri kayıt altına alıyoruz. Himayemize geçen taşıtları en güzel bir şekilde depolarımızda muhafaza ediyoruz.” dedi.

“2010 yılından bu yana otoparkımızda bekletilen araçlar var”

Otoparklarda bekletilen araç sayılarına dair bilgileri paylaşan Güngörür, “Otoparkımızda ortalama 300 adet otomobil, kamyonet, minibüs çekici ve 400 tane de motosiklet var. Diyarbakır genelinde kesin rakamla olmamakla beraber 2 bin 500- 3 bin civarında, Türkiye genelinde ise 300 bin araç olduğu söyleniyor.” ifadelerini kullandı.

Yaklaşık 9 yıldan bu yana işlem görmüş araçların otoparklarında bekletildiğine dikkat çeken Güngörür, “Otoparkımızı 2010 yılında açtık ve o günden bu yana bekletilen araçlar var. Bu konuda araçların 6 ay sonra satışa çıkarılmasına ilişkin Maliye Bakanlığının bir tebligatı var. Nitekim bu tebligat uygulansa yani 180 gün sonra satışlar başlamış olsa, hiçbir yerde bu kadar araç yığınlığı olmazdı.” dedi.

“70 bin liralık taşıt 10-15 bin liraya düştü”

Uzun süre bekletilen taşıtların hem kurumlara fayda sağlamadığını hem de araç sahipleri açısından ciddi mali kayıplara yol açtığını ifade eden Güngörür, “2010 yılından beri bekletilen araçlar var ve bunların fiyatı o günkü fiyatıyla 70-80 bin lira ediyordu. Bugün ise, o araçların değeri yüzde 200 oranında değer kaybetmiş ve 70 bin liralık taşıt 10-15 bin liraya kadar düşmüş durumdadır.” diye belirtti.

Güngörür, “Söz konusu araçlar o vakit satılmış olsaydı, borçlu borcunu ödemiş olurdu. Şu anda ise, borçlu olan araç sahibinin borcu yüzde 300 faizle çok yüksek bir miktara çıkmış ve adam o borcunun altından kalkamıyor.” ifadelerini kullandı.

“İlgili kurum yetkilileri görevlerini yerine getirmiyor”

Yetkililerin görevlerini yerine getirmediğinden dolayı herkesin zarar ettiğini belirten Güngörür, “Biz defalarca ilgili kurumlarla ve icra dairesiyle görüştük. Farklı kurumlara ait araçların haciz şerhi var. Onlarla irtibata geçtiğimiz de farklı cevaplar alıyoruz ve meseleyi çözemiyoruz. Bunu çözebilecek tek merci Milli Emlak Müdürlükleridir. Ne yazık ki, yetkililer görevini yerine getirmediğinden dolayı bizler, vatandaşlar, hukukçular ve devlet kısacası herkes zarar ediyor. Görevlerini düzgün yapmış olsalardı herkes kazançlı bir şekilde işin içinden çıkmış olurdu.” dedi.

Geri dönüşüme yönelik kurumlarla yazıştıklarını ve akla ziyan cevaplarla karşılaştıklarını ifade eden Güngörür, şunları söyledi:

 “Geri dönüşümle ilgili yetkili kurum Milli Emlak olduğu için yazılar yazdık, verdikleri cevap ise; ‘Eleman yok, personel olmadığından dolayı satışları gerçekleştiremiyoruz.’ Görevlerini yapmış olsaydılar kimse mağdur olmaz diye düşünüyorum. Yetkililere çağrımız şudur; tüm kurumlar görevlerini yapsın. Milli değer taşıyan araçlar çürümez. Çürümeyen araçların satışları en güzel şekilde yapılır.” (Gıyasettin Tetik, Ramazan Zeren-İLKHA)