DOĞRUHABER

2003 yılında havalimanında kaçırılarak türlü işkencelere maruz kalan Dr. Afia Sıddıki’den 3 yıldır haber alınamıyor. Ablasıyla son konuşmasında “Beni kurtaracak bir Müslüman yok mu?” diyerek vicdanlı yüreklere seslenen Sıddıki’ye destek İstanbul’dan geldi. HÜDA PAR İstanbul İl Başkanlığı ABD konsolosluğu önünde Dr. Sıddıki için özgürlük çağrısı yaptı.

ABD’nin Sarıyer’deki İstanbul Başkonsolosluğu önünde yapılan basın açıklamasında HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Eşin, HÜDA PAR Genel İdare Kurulu Üyesi Meryem Kiraz ve Gazeteci-Yazar Bahadır Kurbanoğlu’da birer konuşma yaptı. Doktor Afia Sıddıki için özgürlük sloganlarının atıldığı açıklamaya çok sayıda duyarlı vatandaş katıldı. Basın açıklamasını HÜDA PAR İl Başkan Yardımcısı Seyfullah Sivi okurken metnin İngilizcesini ise Kadın Kolları Başkanı Münevver Aktaş okudu.

“EĞİTİM DEVRİMİNİ GERÇEKLEŞTİRMEK UMUDUYLA YOLA KOYULDU”

Amerikan’ın demokrasi maskesi altında kendinden olmayanlara haksızlıkları reva gördüğü ifade edilen açıklamada, “Bu anlamda Dr. Afia SIDDIKİ’ye uyguladığı insanlık dışı muameleyi, reva gördükleri işkenceleri ve uyduruk delillerle verilen hapis cezasını bir kez daha kınadığımızı belirtmek istiyoruz. Dr. Afia SIDDIKİ’ye yapılan kötü muameleler ve uygulanan tecritler, vicdanı kirlenmemiş her kişi ve kurumun şiddetle karşı çıkması gereken bir insan hakları ihlali olduğu kuşkusuzdur. Bugün burada toplanmamızı gerektiren Dr. Afia SIDDIKİ kimdir, önce kısaca kamuoyunu bilgilendirmek istiyoruz. Dr. Afia SIDDIKİ Hanımefendi hafızdı, Kur’an ile yaşamını bütünleştirme gayreti içerisindeydi. İslam’ın günümüzde de bütünüyle bir hayat biçimi olduğuna gönülden inanıyordu. En büyük hayali Kur’an-ı Kerim öğretilerini modern ve beşeri ilimlerle birleştirmekti. İnandığı idealler uğruna Pakistan ve tüm İslam ülkelerinde bir eğitim devrimini gerçekleştirmek umuduyla yola koyuldu. İlk durak olarak İslamabad'a giderek bu hayalini gerçekleştirecekti.”

İŞKENCEYLE DELİL ÜRETTİLER

Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi: “Fakat 2003 yılında üç çocuğu ile birlikte Pakistan otoriteleri veya onların işbirlikçisi ABD istihbaratı tarafından Karaçi havalimanından kaçırıldı. Beş yıl boyunca kendisinden hiçbir haber alınamadı. Dr. Afia SIDDIKİ'nin kaçırılmasından sonra Afganistan'da ölüm ve katliamlarla anılan Bagram üssündeki bir hapishanede tutulduğu ortaya çıktı. Çocuklarının akıbetinin ne olduğu ve nerede tutuldukları ise hala bilinmiyor. Amerika askerleri SIDDIKİ’yi teslim almak için geldiklerinde içlerindeki subayın silahıyla yaralandı. Midesinden yaralanan Dr. Afia SIDDIKİ helikopter ile Bagram Hava Üssünde bulunan Craig Joint Theather Hastanesine kaldırıldı. Kaldığı süre içerisinde hiçbir şekilde ailesiyle görüştürülmedi, avukat, konsolosluğu bilgilendirme vb. konularda kendisine hiçbir hak tanınmadı.

SIDDIKİ, mahkemedeki yeminli ifadesinde gizli bir hapishanede işkence gördüğünü, işkence edenlerin delil üretmeye çalıştıklarını ve kendisine söylenenleri yapmadığı takdirde kendisine ve çocuklarına işkence yapılacağı yönünde sürekli tehditlerle karşı karşıya kaldığını ifade etti.”

86 YIL CEZA VERİLDİ

Açıklamada yargılamanın hukuksuzluğuna değinilerek, “23 Ekim 2010 tarihinde NewYork'ta yargılanmaya başlayan Dr. Afia SIDDIKİ, ABD askerlerini ve FBI ajanlarını öldürmeye teşebbüs etmek suçlamasıyla 86 yıl hapse mahkum edildi. Yargılamada davaya konu olan öldürmeye teşebbüs hikayesi ise 2007’de Afganistan’daki Gazne polis merkezinde tutulduğu esnada Dr. SIDDIKİ’nin yere bırakılmış bir tüfeği ateşlediği iddiasına dayandırılmıştır. Söz konusu merkezde silahın ateşlemesiyle herhangi bir ölüm ya da yaralanma hadisesi gerçekleşmemiş olmasının yanında adli tıp laboratuvarından gelen inceleme raporlarında bahse konu silah üzerinde herhangi bir parmak izine rastlanmadığı gibi, silahın ateşlendiğine dair bir bulguya da rastlanmamıştır. Adli tıp bulguları ve SIDDIKİ’nin defalarca tekrarladığı ifadesine rağmen mahkeme, ABD askeri kaynaklarının temelsiz iddialarını delil kabul ederek 86 yıl gibi uçuk bir cezaya karar vermiştir.

Duruşmaların başlamasından bugüne kadar Dr. SIDDIKİ, Texas'ta Forth Worth Deniz Üssünde bulunan federal hapishanede tutulmaktadır.” denildi.

AİLESİ 3 YILDIR KENDİSİNDEN BİLGİ ALAMIYOR

Açıklamanın devamında Sıddıki’nin zehirlenmeye çalışıldığına değinildi ve şu ifadelere yer verildi: “Konsolosluk görevlilerince Dr. SIDDIKİ ile yapılan görüşmede, Dr. SIDDIKİ'nin sürekli psikolojik ve cinsel şiddete maruz kaldığı, kimseyle görüştürülmediği, yiyecek ve içeceklerine fosfat ve fosforik asit konularak zehirlenmeye çalışıldığı, yaşadığı tüm zorluklara ve uygunsuz ortama rağmen ibadetlerine devam etmeye çalıştığı belirtilmiştir. Ailesinden aldığımız bilgiye göre son üç yıldır kendisinden haber alınamamaktadır.

Dr. Afia SIDDIKİ hakkında yapılan asılsız suçlamaları, aksi yöndeki somut delillere rağmen kabul etmek; Dr. SIDDIKİ'yi çocukları ile kaçırmak ve onlara işkence uygulamak; kendisinin durumu hakkında ve çoğu zaman nerede tutulduğuna dair ailesine bilgi vermemek; en önemlisi de bir bayanı erkeklere ait bir hapishanede tutmak, insan hakları ihlalleri kategorisine giren tüm suçları bir arada işlemek anlamına gelmektedir.”

VİCDAN SAHİBİ HERKES SEFERBER OLSUN!

“Müslüman olduğu için küresel haydutlar tarafından derdest edilen Dr. SIDDIKİ için ehl-i vicdanın bu hukuksuzluğa karşı çıkması için, bir kez daha haykırıyoruz” denilen açıklamada, “CIA’nın gizli operasyonlarıyla İslam dünyasının farklı yerlerinden derdest edilerek gizli hapishanelerde aynı akıbeti yaşayan sayısız kişinin bulunduğunu, Dr. SIDDIKİ’nin ise sadece bunlardan birisi olduğunu belirtmek istiyoruz. İnsan haklarını ayaklar altına alan bu uygulamalara karşı Müslümanlar daha fazla ses çıkarmalı, insan hakları iddiasındaki kuruluşlar da çifte standartları bırakıp Amerika’nın yaşattığı bu zulümlere karşı insani tavırlar geliştirmelidirler.

Yaşatılan zulümlerdeki mağdurların sembol ismi haline gelen Dr. Afia SIDDIKİ için vicdan sahibi herkesi bir kez daha seferber olmaya ve 17 yıldır çekilen bu zulme son vermeye çağırıyoruz. Acilen Dr. SIDDIKİ'nin psikolojik ve fiziksel sağlığından emin olunmalı, ülkesi Pakistan'a emin bir şekilde dönüşü sağlanmalı ve çocuklarının yeri tespit edilerek ailesine teslim edilmesi sağlanmalıdır.” ifadelerine yer verildi.