Dargeçit Belediye Kültür Merkezi Konferans Salonunda düzenlenen programın sunuculuğunu Musab Şengül yaptı.
Program, Yeni Camii Müezzin-Kayyımı Mevlüt Mücahit Özkan'ın Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı.
Program öğrencilerin ashab-ı kiramı öven şiir okumaları ile devam etti.
Ardından Eğitimci Yazar Dr. Abdulkadir Turan, Hazreti Sad Bin Ebi Vakkas'ın hayatı ve mücadelesi hakkında bir konuşma yaptı.
Sad Bin Ebi Vakkas'ın Müslüman olduktan sonra annesinin, İslam'dan ve Hazreti Muhammed'den (Sallallahu aleyhi vesellem) ayrılmasını istemesi üzerine sergilediği tavrı anlatan Turan, şunları söyledi: "Ey Anneciğim; Vallahi ben seni seviyorum, sen benim annemsin, senin emeğin üzerimde çoktur, şunu unutma anacığım; beni de seni de yaratan biri var. Muhammed de Allah'ın peygamberidir, Allah onu gönderdi, o kurtuluş rehberidir, bütün insanlık için rehberdir. Vallahi ben ne Muhammed, ne de Muhammed'in davasından ayrılmam. Anacığım, unutma senin gibi yüz can olsa ve yüz canını da tek tek önümde verip, açlık grevine girip ölürsen ben Muhammed'i asla ve asla bırakmam. Evet, imana, samimiyete ve teslimiyete bakın. Öyle bir iman ki dağlar gibi güçlü sarsılmaz bir iman."
Hazreti Muhammed'in dua ve övgüsüne mazhar olan Hazreti Sad’ın bazı özelliklerini aktaran Turan, "Onun İslâmiyet ile ilk şereflenen sahâbîlerin beşincisi veya yedincisi olduğu söylenir. Müslüman olduğu zaman daha on yedi yaşında bir delikanlıydı. Onun bir özelliği de Allah yolunda ilk ok atan ve ilk kan döken kimse olmasıdır. İlk kan dökmesi olayı şudur: Sad (radiyalllahu anhu) İslâmiyet’i kabul ettiği zaman müşriklerden biri ona hakaret etti. O da bir devenin çene kemiğini kaptığı gibi adamın başını yardı. Allah yolunda yere düşen ilk kan bu oldu. Uhud Gazvesi’nde düşmana bin ok attı. Bu savaşta Resûl-i Kibriyâ Efendimiz ona bir yandan ok veriyor, bir yandan da 'Anam, babam sana fedâ olsun, ey Sad! At' buyurarak kendisini destekliyordu. Bütün savaşlarda Hazreti Peygamber’in yanından ayrılmadı ve onun daha nice hayır dualarını aldı. Onun başarılarını artıran Efendimiz’in 'Yâ Rabbî! Okunu doğrult ve duasını kabul et!' şeklindeki niyâzlarıdır. Bu sebepledir ki, Hazreti Sad attığını vurur, Cenâb-ı Hakk’a arzettiği dualar kabul edilirdi. Bunu bilenler onun bedduasını almaktan korkarlardı. Resûl-i Ekrem’in Hadis-i şerifte haber verdiği mucize gerçekleşti ve nice ülkeler onun eliyle fethedilerek İslâm diyarı oldu. İran fâtihlerinin ilki, Kâdisiyye Savaşı’nın başkumandanı ve Kûfe’nin kurucusu o idi. Daha sonra Kûfe valisi oldu." dedi.
Programda çocuklardan oluşan grup, ezgi ve ilahiler seslendirdi.
Program yapılan dua ile son buldu. Program çıkışında misafirlere etli pilav ikramında bulunuldu. (Süleyman Tunç-İLKHA)