Eğitim Bir-Sen Batman Şube Başkanlığı, Türkiye’de eğitimcilere yapılan şiddete dikkat çekmek ve şiddete karşı önlemin alınmasıyla ilgili yazılı bir açıklama yaptı.
Öğretmenlik mesleğinin daha fazla örselenmemesi, şiddete çözümün ötelenmemesi gerektiği belirtilen açıklamada, "Şiddet, her geçen gün sayı olarak da yoğunluk olarak da artıyor, farklı faillerle yeni kulvarlar buluyor, toplumsal bağlarımızı çözüyor, geleceğimizi karartıyor.
Yusuf Elitaş, 15 Temmuz darbe ve işgal girişiminde hainlerin kurşunlarıyla şehit oldu. Şenay Aybüke Yalçın, ömrünün baharında, meslek hayatının başında teröristlerin kurşunuyla aramızdan ayrıldı. Necmeddin Yılmaz öğretmenimiz teröristler tarafından yolu kesilerek katledildi. Ayhan Kökmen öğretmenimizi, kendini bilmez birinin saldırısı sonucu, görevinin başındayken şiddete kurban verdik. Gülhan öğretmenimiz, okul çıkışında sokak ortasında sırtından bıçaklandı. Yücel Düzci öğretmenimiz, okul bahçesinde saldırıya uğrayan öğrencilerini korurken, gözü dönmüş saldırganların şiddetine maruz kaldı. Necmeddin Kuyucu öğretmenimiz, öğrenci kılıklı birinin bıçaklı saldırısı neticesinde hayatını kaybetti. Aslında kaybettiğimiz, sevgimiz, saygımız, merhametimiz, şefkatimiz, vicdanımız, izanımızdır." denildi.
"2017’den bugüne 94 öğretmen şiddet içerikli eyleme maruz kalmıştır"
Şiddet olaylarının giderek tırmandığına dikkat çekilen açıklamada, "Eylül 2017’den bugüne resmî eğitim kurumlarında 94 öğretmen ve eğitim çalışanı değişen tür ve düzeyde şiddet içerikli eyleme maruz kalmıştır. Şiddet eylemlerinin yüzde 78’i adli soruşturmaya konu edilmiştir. Bu eylemlerin yüzde 58’inin adli soruşturma ve kovuşturma süreci devam etmektedir. Sadece üç vakada tutuklama kararı verilerek sanık/sanıklar tutuklu yargılanmıştır. Sonuçlanan kamu davalarında sadece 5 vakada mahkûmiyet kararı verilmiş, tamamında adli para cezasına hükmedilmiştir. Araştırma bulguları, eğitim çalışanlarına yönelik şiddetin, bireysel eylemler olmaktan çıkıp yaygın bir sorun hâline geldiğini ortaya koymaktadır." ifadelerine yer verildi.
"Eğitimciler şiddetin mağduru durumuna gelmiştir"
Eğitim çalışanlarına yönelen şiddetin toplumsal bir sorun hâline geldiği vurgulanan açıklamanın devamında şunlar kaydedildi:
Eğitimciler bugün maalesef şiddetin mağduru durumuna gelmiştir. Eğitimcinin itibarını daha da artıracak, konumunu güçlendirecek, onu tehlikelere karşı koruyacak tedbirleri artık almak zorundayız. Sendika olarak, şiddet sorununun kaynaklarını kurutacak çözümlerin mutlaka üretilmesi gerekliliğini her fırsatta dile getirdik, getiriyoruz. 2018 Mart ayında şiddete karşı etkili caydırıcılık sağlayacak yasal bir düzenleme yapılması talebiyle Türkiye genelinde eğitim çalışanlarıyla birlikte imza kampanyası başlattık ve 520 bin imza topladık. Eğitim çalışanlarına karşı cebir, şiddet veya tehdit kullanan kişilere hapis cezası verilmesini istiyoruz. Eğitim çalışanlarına karşı, her türlü şiddete veya tehdide başvuran kişilere yönelik Türk Ceza Kanunu’nda ve ilgili mevzuatta yeni yasal düzenleme yapılması için bakanlıklar arasında iş birliği başlatmasını önemli ve gerekli buluyoruz.
"Eğitim çalışanlarının sorunları çözüme kavuşturulmadan başarı mümkün değildir"
Eğitim camiasının sadece şiddet değil pek çok sorunlarının da bulunduğunun altı çizilen açıklamada, "Eğitimin, eğitim çalışanlarının sorunları çözüme kavuşturulmadan geleceğe umutla bakmamız, başarıyı yakalamamız mümkün değildir. Onun için diyoruz ki 2023 Eğitim Vizyonu lafta da rafta da kalmamalı, icraat için bir an önce adım atılmalıdır. Öğretmen istihdamında farklı modellerden vazgeçilmeli, atamalar kadrolu yapılmalıdır. Sözleşmeli öğretmenlerimizin acil çözüm bekleyen parçalanmış aile görüntüsüne son verilmeli, aileler kavuşturulmalıdır. İstihdamda güçlük çekilen yerlerde teşvik sistemi hayata geçirilmelidir. Mülakatla atama yönteminden vazgeçilmelidir. Devlet, kaşıkla verdiğini vergi dilimi kepçesiyle geri almaktan vazgeçmelidir. Memurun maaşını küçülten, yükünü büyüten düşük matrah oyununa son verilmeli, vergi dilimi en fazla yüzde 15’te sabitlenmelidir. 3600 ek gösterge, tüm eğitim çalışanlarını kapsayacak şekilde bir an önce hayata geçirilmelidir.
Mali ve özlük haklarında iyileştirmeler yapılmalıdır. Eğitim çalışanlarının serbest kıyafet konusundaki taleplerine duyarsız kalınmamalı, gereği yapılmalıdır." denildi. (Mehmet Fatih Akgül-İLKHA)