Soylu, Bakanlığının 2020 bütçesinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda milletvekillerinin sorularını yanıtladı.

Göç meselesinin 21. yüzyılın en yakıcı olaylarından biri olduğunu dile getiren Soylu, bugün ciddi bir göçle karşı karşıya kaldıklarını söyledi.

Afganistan, Pakistan, Suriye, Irak, Libya, Fas ve Sudan'ın bugünkü geldiği durumda Türkiye'nin herhangi bir dahlinin olmadığını vurgulayan Soylu, şöyle devam etti: "Afganistan, Pakistan, bunlar bizim kardeşlerimiz. Bunlar kurtuluş mücadelemizde bize yardım eden insanlar. Bu yıl 85 bin Afganlı kardeşimizi ülkelerine gönderdik. Türkiye'den deport ediyoruz. O insanların bize bakışları nasıl? Dün bize kolundaki bileziklerini gönderen insanlar, dün bizim özgürlüğümüz, bağımsızlığımız için dua eden insanları biz zor da olsa, içimiz de acısa geri gönderiyoruz."

Bakan Soylu, Türkiye'nin tarihi boyunca zor durumda olan hiçbir etnik gruba sırtını dönmediğini, bunun üzerinden de eleştirildiklerini ifade etti.

Bazı insanların, "Efendim gönderin bunları (göçmenleri)" ifadesini kullandığını aktaran Soylu, "Ölüme mi gönderelim, ölüme gönderilir mi insanlar? Yanımızdaki komşular, 30-40-50 yıl sonra Türkiye bizi ölüme gönderdiler' diyecekler. Böyle bir şey mümkün mü? Bizim onları ölüme gönderecek halimiz yok." diye konuştu.

Yabancı savaşçıların ülkelerine gönderildiğini anımsatan Soylu, şöyle konuştu: "Bizim ülkemiz sizin oteliniz mi? Böyle bir şey söz konusu mu? Ayağa kalktılar, vatandaşlıktan çıkarmaya çalıştılar. Nasıl kabul ettiler peki. Çünkü bizim elimizdeki insanlar ve kanıtlar, uluslararası belgeler o kadar kuvvetliydi ki birebir muhataplarımızla görüştük, bizatihi ben görüştüm. Birleşmiş Milletler kararları, Avrupa Birliği ile imzaladığımız geri kabul anlaşmaları, Avrupa Birliği İnsan Hakları Evrensel Bildirileri... Bütün bunların tamamında biz en sağlamdık. 'Dünyaya rezil ederiz sizi.' dedik. Sakın burada herhangi bir durum ortaya koymayın. Bunları almak zorundasınız, bunu nasıl alacağınızı derleyin tasarlayın. Göndermeye de başladık, göndereceğiz de. Türkiye'nin buradaki eli sağlamdır."

- "FETÖ'ye büyük bir operasyon hazırlıyoruz"

FETÖ üzerine kararlılıkla gittiklerini söyleyen Soylu, şu ifadeleri kullandı: "Şu anda FETÖ'ye yönelik büyük bir operasyon hazırlıyoruz. Ben, onların bu noktada olabileceğini, tekrar böyle bir noktaya gelebileceğini düşünüyor değildim ancak ortaya çıkardığımız operasyonu kamuoyu gördüğü zaman benimle aynı kanaate sahip olacaktır. Terörist başı FETÖ, orada durduğu sürece, Amerika tarafından muhafaza edildiği sürece, Amerika'nın etkisinde bulundurduğu ülkeler, Avrupa'nın bulundurduğu ülkeler, bu hali devam ettirdiği ve onları koruyup kolladığı sürece, 'FETÖ tehlikesi bitti' demek zavallılıktır."

"Alevi evlerinin işaretlendiği" iddiası üzerine Soylu, "Çocuklar tarafından yapıldığını, kamera kayıtları da var bizde, burada. Çocuklar gelmişler, oradaki müziğin fazla çalması sebebiyle evi o zannetmişler, işaretleyip geçmişler. 9-10 yaşında ufacık çocuklar." cevabını verdi.

"Bu yıl 112 bin ruhsat verildi"

Bakan Soylu, havaya rastgele ateş açılmasının engellenmesine yönelik yayımlanan genelgeyle ilgili soruyu, "2016'da bu konuda mağdur sayısı 422, 2017'de 310, 2018'de 382, bu yılın 10 ayında mağdur sayısı 253. Aynı zamanda bu konuda da müdahale oranımız daha da yükselmiş." şeklinde yanıtladı.

Polis ve jandarma sorumluluk bölgesindeki son 5 yıllık silah ruhsatları sayısını açıklayan Soylu, "2015'te toplam 139 bin 436 ruhsat verilmiş, 2016'da 123 bin, 2017'de 156 bin, geçen yıl 159 bin, bu yıl 112 bin. Yani orada da bir denge ve düşüş görülmektedir." dedi.

Soylu, 3600 ek gösterge konusunda ise şu bilgileri verdi: "Sayın Cumhurbaşkanımız hem partimizin Merkez Yönetim Kurulu'ndaki toplantıdan sonra Sayın Ömer Çelik'e açıklattırdı. Cumhurbaşkanımız, başta Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı, Hazine ve Maliye Bakanımıza talimat verdi. Bu konuda topyekün bir çalışma yapılıyor. 'Artık bu konuyu bitirelim, bir daha bu konuyu gündeme getirmeyelim.' dendi. Şimdi, o konu üzerinden Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatı çerçevesinde değerlendirilmektedir, çalışılmaktadır."

Yaklaşık 40 yıldır PKK ideolojisinin, Türkiye'yi kardeşliğinden ve istikametinden ayırmaya çalıştığını belirten Soylu, bu konuda bazı kesimlerin meseleyi başka taraflara çekme çabası içinde olduklarını ifade etti.

Soylu, "Terör hesabını Kandil'den sorun." diyenlere "Biz hesabını soruyoruz. Allah'a ve millete yeminimizdir, Murat Karayılan lime lime olacak." yanıtını verdi.

PKK'nın önde gelenlerinden Cemil Bayık'ın, Van'ın Saray Belediyesindeki örgüt elemanlarına "Acilen paraları faturalarla birlikte hemen aktarın." talimatını verdiğinin tespit edildiğini belirten Soylu, "281 bin 845 liralık harcama. Fatura var, iş yok. 314 bin 989 lira... Fatura var, iş yok. 293 bin 124 lira... Fatura var, iş yok. Bunların hepsi şu anda mülkiye müfettişlerinin yaptığı yeni tespit. Parayı tek başkanın imzasıyla hiçbir mal almadan, ihale yapmadan, hiçbir şey ortaya koymadan teker teker alıyormuş gibi gösterip başka taraflara göndermişler." diye konuştu.

"Diyarbakır Anneleri"nin, çocuklarının dağa HDP binasından gittiğine yönelik ifadelerini hatırlatan Soylu, HDP'li milletvekillerine bununla ilgili sorumluluk duyup duymadıklarını sordu.

Soylu, "Bugüne kadar hiçbir terör örgütü, emperyalizmin oyuncağı olmamıştır. Emperyalizm, terör örgütlerini kullanmıştır ama ilk kez dünyada bir terör örgütü PKK, emperyalizmin oyuncağı haline gelmiştir." dedi.

Bakan Soylu, Ankara'da Hacı Bayram Camisi arkasında DEAŞ'ın örgütlendiği ve DEAŞ'lı İlhami Balı'nın Ankara'da bir otelde kaldığı iddialarının "tezvirat ve dedikodu"dan ibaret olduğunu söyledi.

Bakanlığına bu yıl gelen soru önergesi sayısının 2 bin 198 olduğunu ifade eden Soylu, her birine 10 dakika ayırması halinde 1,5 aylık mesaisini bu iş için harcayacağını dile getirdi.

 "Mahkemenin tamamlayacağı işi hep beraber görelim"

Rabia Naz Vatan'ın ölümüne ilişkin soru üzerine Soylu, şunları kaydetti: "Adli tıp karar vermiş, diyor ki 'bu düşmedir.' Ayrıca mülkiye başmüfettişinin genel kanaati, genel yorumu 'düşme'dir. Mahkeme sonuçlanacak, babanın bugüne kadar iddia ettiği hiçbir bulguyla karşı karşıya kalmadık. Rabia Naz Vatan'ın ölümü başta olmak üzere şüpheli çocuk ölümlerini araştırmak için kurulan TBMM Araştırma Komisyonunun kurulması da başka bir tartışma alanıdır. Yürüyen bir mahkemede bir meclis komisyonunun kurulması konusu her zaman buranın tartışma alanıdır. Anayasa ile ne kadar bağdaşır, bağdaşmaz, mahkeme karar verecek. Mahkeme, belli safahata kadar getirmiş ve tamamlayacak. Mahkemenin tamamlayacağı işi hep beraber görelim."

Komisyonda, İçişleri Bakanlığının bütçesinin yanı sıra Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının bütçeleri ile Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığının kesin hesabı kabul edildi.