TBMM

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) konusunda ellerinde 10'dan fazla analiz olduğunu belirterek, "Her türlü kombinasyonu denedik. Fakat hiçbirisinin maliyeti sürdürülebilir bir maliyet değil." dedi.

Selçuk, Bakanlığının 2020 bütçesinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda milletvekillerinin eleştiri ve sorularını yanıtladı.

EYT'lilerin sayısı ve maliyeti konusunda Bakanlıkça yapılan bir analizin bulunup bulunmadığının sorulması üzerine Selçuk, "Emeklilik sisteminde temel üç kriter var; birincisi yaş, ikincisi prim ödeme gün sayısı, üçüncüsü sigortalılık süresi. Bunların hepsini tamamlayan kişi emekliliğe hak kazanıyor. Yani emeklilikte yaşa takılmıyor. Biz 2008'de büyük bir reform yaptık. SGK'nin mali dengesi yeniden herhangi bir popülist çizgiye gelinmediği sürece 2071'e kadar sürdürülebilir durumda." diye konuştu.

Bakanlık olarak EYT konusunda çalışma yaptıklarını belirten Selçuk, şunları kaydetti:

"Bakanlık olarak bizim elimizde 10 küsur analiz var. Her türlü kombinasyonu denedik. Fakat hiçbirisinin maliyeti sürdürülebilir bir maliyet değil. Bizim emeklilik için yaş şartını bekleyen 1998 öncesinde işe giren sigortalımızın ortalama yaşı 60 değil, 48. Buradakiler 65 yaşını beklemeyecek, kademeli olarak emekli olacaklar zaten. Burada emeklilik yaşının 65 olduğu iddiası da doğru değil. Şu anda 65 yaş şartı kadın ve erkek sigortalılar için tam olarak 2048'de sağlanacak. Bugün ortalama emekli olma yaşımız 53." 

"Nüfusumuzun genç kalması önemli"

Selçuk, 3600 ek göstergenin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın verdiği bir söz olduğunu anımsatarak, "Bu konuda kapsamlı bir çalışma yapıyoruz. Bunun birçok etkisi var. Hazine ve Maliye Bakanlığı ile meslekler arasında dengeleri de göz önünde bulundurarak bütüncül bir şekilde konuyu değerlendirmeye devam ediyoruz." dedi.

Türkiye'de sosyal güvenlik alanında 2045'te yaşlı bağımlılık oranının genç bağımlılık oranını geçeceğine dikkati çeken Selçuk, "İşte bunun için Sayın Cumhurbaşkanımız 'en az üç çocuk' diyor. Bu dengeyi sağlayabilmemiz için nüfusumuzun genç kalması önemli." değerlendirmesinde bulundu

Selçuk, Türkiye'de erkeklerin ömrünün yüzde 43'ünü, kadıların ise yüzde 46'sını emeklilikte geçirdiğini belirterek, Bulgaristan'da bu oranın erkelerde yüzde 25, kadınlarda yüzde 30, Belçika'da yüzde 32, Fransa'da ise yüzde 33 olduğunu vurguladı.

Dünya Bankasının verilerine göre Türkiye'de 2015'te yüzde 0,3 olan "aşırı yoksulluk" oranının 2016'da yüzde 0,2'ye düştüğünü dile getiren Selçuk, Dünya Bankasının Türkiye'de "aşırı yoksulluk" kavramı kalmadığı sonucuna ulaştığını aktardı.

Bakanlıklarının sağladığı sosyal yardımlarının yüzde 86'sının hak temelli düzenli yardımlar olduğunu ifade eden Selçuk, bu yardımların Türkiye genelindeki sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarınca vatandaşlara ulaştırıldığını söyledi.

"Sosyal yardımları sosyal dayanışma haline getirdik"

Türkiye'de yoksuluğun azaldığını vurgulayan Selçuk, "Buna karşın tematik programlarımızın kapsamı artıyor. Biz sosyal yardımları bir sosyal dayanışma haline getirdik. Yardımlarımız asgari ücretle bağlantılı. Net asgari ücretin üçte birinden az olma koşulu var. Dolayısıyla asgari ücrette yaptığımız her artış kapsamı da artırıyor. Şu anda ulaştığımız hane sayısı 3 milyon civarında." bilgisini verdi.

Bakan Selçuk, bazı milletvekillerinin Sayıştayın engelli raporlarıyla ilgili tespiti üzerinden yaptığı eleştirileri, şu şekilde yanıtladı:

"Biz Sağlık Bakanlığında olan raporlar üzerinden engelli aylıklarını bağlarsak o zaman engellilerimizi mağdur etmiş oluruz. Çünkü Sağlık Bakanlığı ile bizim Bakanlığın sistemi şu anda tam entegre değil. Veri tabanında yer almayan raporların düzenlenmemesi sonucu buradan çıkmaz. Sağlık Bakanlı ile Bakanlığımız arasındaki gereki entegrasyon sağlandığı zaman Sayıştay raporundaki husus ortadan kalacak."

Niğde'de 500 kişinin 65 yaş aylığının kesildiği yönündeki iddialara da cevap veren Selçuk, "Niğde'deki hadise yerinde incelendi. Aylığı kesilenlerin yüzde 34'ünün nedeni ölüm, yüzde 18'inin gerekçesi muhtaçlık durumunun ortadan kalkması, yüzde 15'inin sebebi sosyal güvencesinin tespiti, yüzde 9'unun nedeni rapor süresi dolduğu halde raporun yenilenmemesi, yüzde 7'sinin gerekçesi kendi ayrılması, yüzde 17'sinin ise 18 yaşı doldurması ve adres değişikliği gibi farklı nedenler." diye konuştu.

"15 Temmuz bağışlarının 1 kuruşuna dokunulmadı"

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, "15 Temmuz bağışlarının 1 kuruşuna dokunulmadı. 330 milyon liranın üzerindeki para fonda duruyor." dedi.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda milletvekillerinin eleştiri ve sorularını yanıtlayan Selçuk, sosyal yardımlar, sosyal güvenlik ve sosyal hizmetlerin bir arada olmasının Bakanlığın içindeki koordinasyona güç kattığını belirtti. 

SGK'nin aktüeryal dengesine ilişkin sorulara karşılık Selçuk, 1999'da yüzde 69'larda olan gelirlerin giderleri karşılama oranının 2019 yıl sonu tahminine göre yüzde 91.5 olarak öngörüldüğünü kaydetti. 

Bakan Selçuk, devlet katkısının hariç tutulması halinde bu oranın yüzde 76 olduğunu vurgulayarak, "Sosyal güvenlik sistemleri içinde yüzde 70'in üzeri sürdürülebilir gelir gider oranları olarak adlandırılıyor. Prim gelirlerinin emekli aylık ve sağlık giderlerini karşılama oranlarına baktığımız zaman da 1999'da yüzde 60'lardayken, 2019 yıl sonu tahminimize göre yüzde 72 oranında. Dolayısıyla biz burada da bir sorun görmüyoruz. Eğer EYT gibi herhangi gibi bir yaklaşımın içine dahil olmazsak 2071'e kadar." diye konuştu.

Sayıştay Denetim Raporuna göre, vefat eden hastaların vefat tarihinden sonra mezarda sağlık hizmeti aldığına ilişkin bir soruya Selçuk, "Ölüm olayının bize 10 gün içinde Nüfus Vatandaşlık İşlerinden bildirilmesi gerekiyor, bildirildiği an kesiyoruz. Bizde Sayıştay bulgusunda yer alan 411 kişinin kaydı var. Biz bunları incelediğimizde Genel Müdürlükten bize kayıtların 2 ila 416 gün arasında değişen sürelerde kaydedildiği... Bu bir entegrasyon sorunu. Biz bu konuyu İçişleri Bakanlığımızla konuştuk. Bu konuda gerekli incelemeleri yaparak tahsil için il müdürlüklerine talimat verdik." yanıtını verdi.

"8 bin 833 ilaç geri ödemede"

Selçuk, 2002'de bedeli ödenen ilaç sayısının 5 bin 423 iken bugün itibarıyla 8 bin 833 ilacın geri ödemede olduğunu, bunların 781'inin kanser ilacı olduğunu kaydetti.

Bakan Selçuk, "80 milyon vatandaşımız için ödediğimiz ilaç tutarı 35 milyar. Yaklaşık 2 milyon diyeceğimiz kanser hastamız için ödediğimiz ilaç tutarı da 5 milyar. Bu da bizim aslında sağlığa maliyet unsuru değil. Vatandaşımız söz konusu olduğu zaman her daim bir bütçe hesabı yapmadığımızın göstergesi." diye konuştu.

Sendikal örgütlenme oranlarının 2014'de yüzde 10.6 iken 2018'de 12.8, 2019'da 13.9 olduğunu belirten Selçuk, bu oranın artmasını istediklerini söyledi.

SGK'de üç ayrı sistemin birleştiğine, muhasebe sistemleri arasında entegrasyon sorunu bulunduğuna değinen Selçuk, şöyle devam etti:

"Biz bunu 2020'den itibaren büyük bir proje olarak başlatıyoruz. İnşallah ilk etabını 2020'nin sonunda tamamlamayı düşünüyoruz. Bu üç sistem arasındaki sistem sağlandığı zaman muhasebeden kaynaklı Sayıştay bulgularının da önüne geçmiş olacağız. Bu sorunun çözümüne dair özellikle işveren, emektar, icra, güvence, MEDULA gibi alt sistemlerimizin, 2010'dan beri kullandığımız MOSİP'in entegrasyonunu, buna dair analiz, tasarım, test süreçlerinin birinci fazını 2020 sonunda tamamlamayı hedefliyoruz."

"Devletin iki tip programı var"

İşsizlik ödeneğinden daha kolay faydalandırılma konusunda çalışma yaptıklarını anlatan Selçuk, işsizlik ödeneğinden yararlanabilmek için hizmet akdinin sona ermesinden önceki son 120 gün prim ödeyerek çalışma şartının esnetildiğini ve genişletildiğini bildirdi.

Selçuk, aktif iş gücü programlarını kullanarak istihdamı, işvereni, pasif iş gücü programlarıyla da işsiz kalan çalışanların desteklendiğini belirtti.

Toplum Yararına Program'da (TYP) amacın işsizlerin çalışma hayatından kopmalarının engellenmesi ve işsizlere geçici gelir sağlamak olduğunu ifade eden Selçuk, illerin ve ilçelerin sosyoekonomik gelişmişlik durumlarına, gelen taleplere, bütçe imkanlarına göre TYP tahsis edildiğini vurguladı.

Selçuk, TYP'lerin büyük çoğunluğunun "güvenli okul güvenli gelecek" kapsamında her sene Milli Eğitim Bakanlığına verildiğini aktardı.

İş sağlığı ve güvenliğinde 2 bin 569 teftiş

Bakan Selçuk, "Kadına karşı şiddetle mücadele konusunda bu sene ilk defa 70 maddeyi aşan Adalet, İçişleri, Sağlık, Milli Eğitim bakanlıklarımız, Diyanet İşleri Başkanlığı ile beraber çok kapsamlı bir eylem planı hazırladık. Bunu 25 Kasım'da açıklayacağız. Kadına karşı şiddetle mücadele bütün bakanlıklarımızla beraber çözmemiz gereken bir konu. Bu eylem planıyla beraber büyük bir ivme kazanacak." dedi.

Bakanlıktaki kadın çalışan oranının yüzde 40 olduğunu aktaran Selçuk, bunun diğer bakanlıklara göre yüksek bir oran olduğunu söyledi.

15 Temmuz bağışları konusunda çok soru geldiğini kaydeden Bakan Selçuk, "15 Temmuz bağışlarının 1 kuruşuna dokunulmadı. Kampanya için toplanan 310 milyon nemalandırılarak 330 milyon liranın üzerinde bir para Tek Hazine Kurumlar Hesabı Uygulaması kapsamında Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu altında duruyor. Tek kuruşuna dokunulmadı." ifadesini kullandı.

Bakan Selçuk, gazi ve şehit yakınlarından sağlık hizmetleri için katılım payı ve ilave ücretin alınmadığını belirtti.

İş müfettişleri tarafından önleyici teftiş yapılmasına ilişkin Selçuk, 2 bin 569 teftişin iş sağlığı ve güvenliği yönünden yapıldığını, program dışı teftişler kapsamında toplam 576 teftişin gerçekleştirildiğini kaydetti.

Selçuk, emeklilerden 1 milyon 100 bin kişinin 1.100 liranın altında aylık aldığına ilişkin soruya karşılık, "1.100 liranın altında aylık alan dosya sayısı 1 milyon 100 bin' diyor. 1 milyon 100 bin denilen aylık dosya sayısı kaç? 87 bin. 1.300 lira aylık alan dosya sayısı ne deniyor iddia olarak? 1 milyon 350 bin? Peki gerçek rakam ne? 157 bin." yanıtını verdi.

Selçuk'un konuşmasının ardından Bakanlık ve bağlı kuruluşların 2020 yılı bütçeleriyle 2018 yılına ait kesin hesapları kabul edildi.

Kaynak, AA