Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı'nda düzenlenen 2. İstanbul Uluslararası Ombudsmanlık Konferansı'nda hitap ediyor.
Başkan Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle;
"KENDİ İNSANININ SESİNE KULAK VERMEYEN DEVLETLER..."
İnsan merkezli olmayan her yapının yıkılmaya mahkum olduğunu unutmuyoruz.
Halkının sahip çıktığı bir ülkeyi hiçbir gücün ve etkinin yıkabilmesi mümkün değildir.
Bugünün dünyasında vatandaşıyla güçlü bağlar tesis edemeyen devletlerin iç ve dış müdahalelere karşı çok daha korunmasız kaldığını görüyoruz.
Kendi insanının sesine kulak vermeyen, sıkıntılarına çözüm yolu aramayan, tam tersine itirazları hoyratça bastırmaya çalışan devletler çok büyük acılar ve yıkımlarla karşılaşabiliyor.
Milletimizin kamu kurumları karşısındaki hak arayışını ne kadar çoğaltır, çeşitlendirir ve etkin hale getirirsek devletimizin o derece güçlü olacağına inanıyorum.
"2053 VE 2071 VİZYONLARIMIZIN EN ÖNEMLİSİ"
Kamu imkanlarını belirli güç odaklarının tekelinden çıkarıp milletimizin emrine verdikçe içeride ve dışarıda çok güçlü adımlarla yolumuza devam etmeye başladık.
Önümüzdeki dönemde de bu adımları atmayı sürdüreceğiz. 2053 ve 2071 vizyonlarımızın en önemli vizyonlarından bir tanesi de işte bu sağlam altyapı olacaktır.
Yaptıkları sorgulanmayan devlet yönetimi artık geride kalmıştır. Bunun yerine hukuka, insan haklarına dayalı, şeffaf ve güvenilir devlet yönetimi genel kabul haline gelmiştir.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Ülkenin başına erken emekliliği dolayanlar siyasi rant peşinde. Bu milletin zararına, seçim kaybetsek de yapmayacağız. Bu hesap kötü, şer, zararlı bir hesaptır. Biz bunu politik hesaplarla yapmayacağız. Arkadaşlarıma söylüyorum beni bu yola asla teşvik etmeyin. Seçim kaybetsek de yokum" sözleriyle dile getirdiği Emeklilikte Yaşa takılanlarla (EYT) ilgili bir düzenleme yapılması halinde devlet altından kalkamayacağı ağır mali yükle karşı karşıya kalacak.
EYT'lilerin sayısının 5 ilâ 6 milyon civarında olduğuna dikkat çeken sosyal güvenlik uzmanları, en düşük emekli maaşı olan bin 600 lira üzerinden hesap yapılsa bile yıllık maliyetinin 100 milyar liranın üzerinde olacağına dikkat çekti. 5.9 milyon kişinin şu anda EYT'li olduğu biliniyor.
Şu andaki rakamlarla fatura en az 113 milyar TL. Sosyal güvenlik sisteminin sürekli açık vermesine yol açan Eylül 1999 tarihinden önceki uygulama ile kadın 20, erkek 25 yıl sigortalılık 5 bin gün prim koşulunu yerine getirerek emekli olabiliyordu.
YAŞA NASIL TAKILDILAR?
1999'dan sonra üçüncü bir şart olarak yaş şartı getirildi. Emeklilik yaşı kadınlarda 58, erkeklerde 60'a, prim gün sayısı 7 bine yükseltildi. 8 Eylül 1999'dan önce işe girenler için kadınlarda 40 ile 58, erkeklerde de 44 ile 60 yaş arasında değişen kademeli geçiş süresi getirildi.
Yaş sınırı Emekli Sandığı ve Bağ-Kur kapsamındakiler için de uygulandı. 23 Mayıs 2002'den geçerli olmak üzere yeni bir kademeli geçiş takvimi kabul edildi. SGK'nın uygulaması sürerken muhalefetin de kışkırtmasıyla bir kampanya başlatıldı. Muhalefet, kanun teklifi verdi, komisyon kurulmasını istedi. Ama komisyon kurulması ve teklifler devlete büyük maliyet getireceği için AK Parti ve MHP tarafından reddedildi.
UZUN VADEDE ZARAR 754 MİLYAR
Emeklilikte yaşa takılanların sayısının 6 milyona yakın olduğu belirtiliyor. İlgili devlet kurumlarının yaptığı ileriye yönelik projeksiyonlarda ise bu durumdakilerin emekli olmaları ve 20 yıla yakın maaş almaları durumda devlete gelecek ağır yük ise yıllık 754 milyar lirayı geçiyor.
Başkan Erdoğan konu her gündeme geldiğinde devlete getireceği ağır yükü dikkate alarak erken emekliliğe karşı çıktı. Erdoğan bu arada Cumhurbaşkanlığı Danışmanı Vedat Bilgin'e araştırma yapması talimatı verdi. Taraflarla görüşen Bilgin'e, EYT ile ilgili sunulan bir raporda bu durumdakilerin sayısının 5 milyon 954 bin 225 kişi olduğu ileri sürüldü.