Liberal ve rasyonel olguların, şehvetle cilalanmış, şöhretle parlatılmış nice sahte yıldızların ve şişirilmiş balonların insanlığın önüne konulduğunu söyleyen Gazeteci-Yazar Özkan Yaman, bundan dolayı her zamankinden daha fazla sahabelerin hatırlanması gerektiğinin altını çizdi.

Diyarbakır’ın merkez Yenişehir ilçesindeki Büyükşehir Kongre Merkezi'nde sunuculuğunu İbrahim Erdoğan’ın yaptığı "Yolumuzu Aydınlatan Yıldızlar Hazreti Sad Bin Ebi Vakkas" temalı program, Hüseyin Taş’ın Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.

Sad Bin Ebi Vakkas’ın (Radiyallahu Anha) hayatını konu alan sinevizyon gösteriminin ardından ilahi ses sanatçıları Bilal Güler, ve Bilal Dalkılıç ilahi ve ezgiler seslendirdi.

Programın selamlama konuşmasını Peygamber Sevdalıları Vakfı Sözcüsü Yahya Oğraş yaptı.  Sahabelerin hayatının öğrenilmesi ve onlar gibi yaşamanın önemine değinen Oğraş, Hazreti Muhammed'in (Sallallahu Aleyhi Vessellem) mesajını aktaran sahabelerin, gökteki yıldızlar gibi olduklarını söyledi.

Daha sonra konuşmalarını yapmak üzere kürsüye çıkan Gazeteci-Yazar Özkan Yaman, Hazreti Sad bin Ebi Vakkas’ın hayatının ve mücadelesinin sahabeler şehri Diyarbakır’da anlatılmasının anlamlı olduğunu söyleyerek, sahabe hayatından önemli kesitler sundu.

"Her zamankinden daha fazla sahabeleri hatırlamak durumundayız"

Böylesi bir zaman diliminde sahabenin daha fazla hatırlanması gerektiğine dikkat çeken Yaman, "Öncelikle şu tesbiti yapalım. Ziyan asrındayız. Kıyamet akşam vakti kopacaktır da belki akşamdan önceki ikindi vaktindeyiz. Öyle bir asır ki maalesef hayata dair, insana dair ne kadar anlam varsa sanki bu çağda silinip alınıyor, tahrip ediliyor. İnsanı insan yapan aidiyetler zayıflatılıyor. Akrabalık, kardeşlik bağları zayıflatılıyor. Öyle bir zamandayız ki araçlar amaç haline getiriliyor. Ayarlar bozuluyor. Ailenin, cinsiyetin, çarşının, pazarın ayarları bozuluyor. Ahlak hedef alınıyor. Ahlak maalesef güce endeksleniyor. Böyle bir zamanda her zamankinden daha fazla yolumuzu aydınlatan yıldızları hatırlamak durumundayız. Sad Bin Ebi Vakkasları ve diğer ashabı çok daha fazla hatırlamak durumundayız. Öyle bir bozulma asrındayız ki tevhidle şereflenmiş ümmetin tekrar putların önünde maalesef kurban edilmek istendiği, özendirildiği bir zamandayız. Maalesef liberal algılar, rasyonel olgular bizi o kadar kuşatmış ki önümüze şehvetle cilalanmış, şöhretle parlatılmış nice sahte yıldızlar koyuyorlar, şişirilmiş balonlar koyuyorlar. Biz diyoruz ki dünya nereye giderse gitsin biz Bilal bin Rebah, Sad Bin Ebi Vakkas, Ammar bin Yasir demeye devam edeceğiz. Onları rehber ve önder görmeye devam edeceğiz. Onların yolunda ahdimizi yenileyeceğiz. Ahir zamanda da olsak, günahın ve isyanın hükmettiği bir zamanda olsak da bizim için kurtuluş asrı saadet ve ortaya koydukları mücadeleleridir." dedi.

"Benim içimde hiçbir Müslüman kardeşime karşı kin, husumet, su-i zan geçmez"

Günümüzde çılgın bir narşizm ve hedonizmin revaçta olduğunu, bununla birlikte zevkperest bir gençliğin hedeflendiğine dikkatleri çeken Yaman, böyle bir tuğyana karşı gençliğin tek kurtuluş ilacının ashabı anmak ve hatırlamak olduğunu vurguladı.

Yaman konuşmasını şöyle sürdürdü: "Öyle sahneler var ki Sad Bin Ebi Vakkas’ın hayatında. Kur’an-ı Kerim önce levhi mahfuza sonra yere inmiştir. Sanki daha ayetler inmeden bu sahabeler bu ayetleri yaşamışlardı. Şu ayet hepinizin malumudur; ‘Müslümanların ilki olmakla emrolundum.’ Daha bu ayet inmeden sanki Sad Bin Ebi Vakkas bu ayeti okumuş gibi yaşıyor.

Vefat edeceği zaman çocukları üzülüyorlar. Sad’ın yüzü gülüyor. ‘Ben cennete gideceğim’ diyor. ‘Ben cennetle müjdelenmişim.’ der Sad Bin Ebi Vakkas. Çünkü o Habibi Ekrem’in cennetle müjdelediğine öyle yakin olmuş ki ‘Allah Resulü öyle dediyse ben cennetliğim’ diyor. Peki, ne zaman dedi? Bir gün Resulullah sahabelerine diyor ki; ‘az sonra bu kapıdan cennet yolcusu birisi girecek.’ Herkes kapıya bakıyor. Kapıdan Sad Bin Ebi Vakkas giriyor. Abdullah bin Amr soruyor; ‘sen ne yaptın da Efendimiz sana cennetlik diyor, seni cennetle müjdeliyor.’ Sad Bin Ebi Vakkas diyor ki; ‘ben birşey yapmıyorum. Benim kalbimde hiçbir Müslüman kardeşime hased geçmez. Benim içimde hiçbir Müslüman kardeşime karşı kin, husumet, sui zan geçmez.’ diye cevap veriyor"

"Böyle tavizsiz bir insan aynı zamanda dengenin öğretmenidir"

Sad Bin Ebi Vakkas’ın ilkeli duruşa sahip olduğunu sözlerine ekleyen Yaman, "Sad Bin Ebi Vakkas için tek söz söylersek yeter; tavizsiz duruş, kahraman duruş, ilkeli duruş. Hepsi Sad Bin Ebi Vakkas’a uyar. Annesi onu yolundan, imanından vazgeçirmek için elinden geleni yapıyor. ‘Sen bu dinden dönmezsen yemeyeceğim, içmeyeceğim’ diyor. 3 gün yemeden, içmeden kalıyor. Sad henüz yeni Müslüman olmuş. Öyle bir imanlı ki; ‘Vallahi anne senin yüz tane canın olsa, her gün bu canların teker teker çıksa ben kesinlikle bu dini bırakmam, bu yolumu bırakmam. Şimdi ister ye, ister yeme’ diyor. Annesine son derece saygılı ve bu sözleri söylerken de annesini kırmadan söylüyor. Böyle tavizsiz bir insan aynı zamanda dengenin öğretmenidir." ifadelerini kullandı.

Sad Bin Ebi Vakkas’ın hayatından önemli kesitler sunan Yaman, "Bir kimse sahabelere küfrediyor. Sad onu uyarıyor. Adam ‘sen kimsin’ diyerek karşı çıkıyor. Aradan 1 saat geçmeden bir deve gelip o adamı ayaklarının altına alıp öldürüyor. Onun ilkeli duruşundan bize lazım. Onun cesur, tavizsiz imanından, dirayetinden bize lazım. Rabbim bize Sad Bin Ebi Vakkas’ın yolundan yürümeyi nasip etsin." şeklinde konuştu. (Ramazan Casuk, Ramazan Zeren, Gıyasettin Tetik-İLKHA)