Son günlerde tek bir merkezden uygulamaya konulan 10 Kasım anma törenlerine tepki gösteren Diriliş Postası gazetesi yazarlarından Abdullah Şenaslan, "Tüm yaşanan bu kepazeliklerden İslami hassasiyetleri yüksek ailelerin çocuklarını korumamız gerekiyor." dedi.
"Okullar ilim irfan merkezleri olmaktan çıkarılıp, Kemalizm’in tapınma ve putperest nesiller yetiştirme merkezlerine dönüştü." diyen Şenaslan, "Yaşanan safsatalıklara tepki veremiyoruz çünkü bunların hepsi 5816 ile korunuyorlar." ifadelerini kullandı.
Şenaslan'ın yazısının tamamı:
29 Ekim ve 10 Kasım anmalarıyla birlikte ayyuka çıkan Kemalizm hastalıklarına bir yenisi daha eklendi. Kemalist zihniyet bayram ve anma yapmanın ötesinde nispet yaparak tabiri caizse geçmişten öç almanın yollarını aramaktadırlar. Örnek verecek olursak; metroda cübbeli sarıklı bir genci taciz etmeleri sonrasında atmış oldukları kutlama tweetleri ve daha sonrasında Mehmet Avcı diye birinin çıkıp anamıza avradımıza sövmesi gibi… Tüm bunları yaparlarken 5816 Sayılı Kanun’u kendilerine kalkan yapıyorlar ve yer yer de 5816’yı kılıç olarak kullanmaktan geri durmuyorlar.
Son günlerde sanki tek bir merkezden uygulamaya konulan 10 Kasım anma törenlerine hepiniz şahit oldunuz; MEB’in öğretmenleri tarafından LGBT sembolleri altında Gazi Mustafa Kemal’in heykel ve resimlerine körpecik beyinleri secde ettirerek, Mustafa Kemal Atatürk Yaratıcı dedirten hastalıklı Kemalist zihniyete. Saçma sapan bir anmaya maruz bırakılan çocukların bu görüntüsü kâbus gibi çöktü ülkenin üstüne. Okullar ilim irfan merkezleri olmaktan çıkarılıp, Kemalizm’in tapınma ve putperest nesiller yetiştirme merkezlerine dönüştü. Öyle ki Kemalizm dininin dindar nesilleri yetiştiriliyor. Tüm bu yaşanan safsatalıklara tepki veremiyoruz çünkü bunların hepsi 5816 ile korunuyorlar. İslam’ı sembolize eden her şeyi görmeye tahammülsüz bir nesil yetiştiriyorlar.
Tüm yaşanan bu kepazeliklerden İslami hassasiyetleri yüksek ailelerin çocuklarını korumamız gerekiyor. Çünkü sınıfsal sınırlar gitgide esnemekte. Mütedeyyin ve muhafazakâr sınıfın dönüşümü demek gelecek Türkiye’nin karanlık yarınlara hapsedilmesi demektir. Hali hazırda hastalaşan bu bölünmüş zihinlerin hiç birisinde söz konusu sorunların sebebi ile ilgili veya daha önemlisi sorunların çözümleriyle ilgili kendisinin bir şeyler yapması gerektiğine dair bir sorumluluk duygusu yok. Daha önemlisi değişimin kendisinde başladığına dair bir bilinç veya bir şeyler yapabileceğine dair en ufak bir umut yok. Tabiri caizse Kılıç artığı bir nesil olma yolunda hızla ilerlemektedirler. Kılıç artığı; bir toplumun yiğitleri topluca kılıçtan geçirilirken gıkını çıkarmayıp teslim olduğu için öldürülmeyip bırakılan zavallılar için kullanılır. Ömür boyu akranlarını kesen kılıcın gölgesinde yaşarlar.
Ne putperest bir nesil yetişmesine izin vereceğiz ne de kılıç artığı bir nesil yetiştireceğiz! (İLKHA)
]]>