Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bugün ilk kez uygulamaya geçirilen ara tatil uygulamasını değerlendiren Eğitim-Bir-Sen Şanlıurfa Şube Başkanı İbrahim Coşkun, ara tatil uygulamasının faydalı olacağını umduğunu ifade etti.
Coşkun, ara tatil uygulaması, sınır ilçelerindeki telafi eğitim, kamuoyunda tepki toplayan 10 Kasım etkinlikleri, Suriyeli öğrenciler problemi ve öğretmene şiddet olayları ile ilgili İLKHA mikrofonlarına konuştu.
Bu öğrencilerin karnesiz ilk ara tatile girdiklerini belirten Coşkun, “2019-2020 eğitim öğretim yılında ilk kez bir değişiklik yapıldı. Birinci ara tatil ve ikinci ara tatil dediğimiz kısımlar eklendi. Tabi bunun faydalı olup, olmadığını öğrenciler üzerinde uygulandıktan sonra öğrenci, öğretmen ve velilerden sorup, öğrenmek gerekir. Bizim açımızdan öğrencilerin bol bol dinlenmesi, kitap okuması önemlidir. Birde bu konuda Bakanlığın 16 başlıktan oluşan çalışması olacak. Sportif faaliyetler, gezi, okuma yazma ve diğer çalışmaları olacak. Ayrıca öğretmenlerinde mesleği eğitim çalışmaları olacak. İnşallah faydalı olur diye umut ediyoruz. Bir de ilk olması hesabıyla nasıl bir dönüt olacağını sorarak ve öğrenerek görmek gerekir. Bizde bu konuda öğrencilerle ve öğretmenlerle görüşmelerimizin ardından kamuoyuna gerekli açıklamaları yapacağız.” ifadelerini kullandı.
Sınır ilçelerinde başlayan telafi eğitimlerine vurgu yapan Coşkun, “Telafi eğitimi ile ilgili olarak yetkililerden aldığımız bilgiye göre sınır ilçelerinde 12 gün iş günü eğitim öğretime ara verilmişti. Bakanlık, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri, bu durumun telafisi ile ilgili çalışmalar başlatmıştı. Özellikle hafta sonları ve ara tatillerde, imkânlar dâhilinde bu açık peyderpey kapatılacak. En azından bu öğrencilerin diğer normal eğitim gören öğrencilerin seviyesine ulaştırılması gerekir. Bununla ilgili çalışmalar devam etmekte, bu konuda bir sorun oluşacağını zannetmiyorum.” şeklinde konuştu.”
10 Kasım’da yapılan etkinliklerle ilgili bilgi veren Coşkun, “Bunlar eğitim formasyonuyla ilgili olmayan davranışlardır. Cumhuriyetin kurucusunu anacağız, gereken saygıyı göstereceğiz. Bakanlık bu tür faaliyetleri gösterenlerle ilgili bir soruşturma başlattı. Usullerin çerçevesinde, eğitim öğretimin dışına çıkmaya kimsenin hakkı yoktur. Bu konuya Bakanlık el attıktan sonra bizim bir şey söylememize gerek yok.” diye konuştu.
“Tedbir alınmazsa öğretmen açığımız 10 bini bulacak”
Şanlıurfa’daki öğretmen açığı ile ilgili rakamlar paylaşan Coşkun, “ İl Milli Eğitim Müdürü’nün değişimi Şanlıurfa’ya olumlu bir hava getirdi. Şanlıurfa’nın stabil olan eğitim sorunları mevcut. Öğretmen açığımız halen devam ediyor. Gönül ister ki tüm öğrencilerimiz kadrolu öğretmenlerle buluşsun. Ücretli ve sözleşmeli öğretmenlerde kadroya geçirilip, tüm sınıflar mutlaka öğretmenle buluşması gerekir. Şu an 4 bin civarında öğretmen açığımız mevcut. Ben buradan yetkilileri uyarıyorum. Eğitim öğretim yılının sonu olan 19 Haziran’da okul bittikten sonra öğretmenlerin yer değiştirme hakkı var. Sözleşmeli öğretmenler kadro aldıktan sonra ilk kez tayin hakkı isteyecekler. Urfa’ya atanan 4 bin 100 sözleşmeli öğretmenden yüzde 70’i buradan gidecekler. Birde kadrolu olanlardan bin ile bin 500 öğretmen Urfa’dan gittiği zaman 4 bin ile 5 bin öğretmen açığı olacak. Hali hazırdaki öğretmen açığımız ile birlikte 10 bin öğretmen açığımız olacak. Bu sebeple şimdiden bunun tedbirinin alınmasını istiyoruz.” dedi.
“Yakında yine ikili eğitime geri dönülebilir”
Şanlıurfa’daki öğrenci sayısı, tarım işçisi öğrenciler ve taşımalı eğitim ile ilgili sorunlara dikkat çeken Coşkun, “Şanlıurfa’da 800 bine yakın öğrencimiz var. Bu kadar bina, derslik yapılmasına rağmen hali hazırda var olan yoğunluğu aşabilmiş değiliz. Bir ara okulların çoğu normal eğitime geçti, yakında yine ikili eğitime geçme durumunda kalacağız. Başka önemli bir sorunda mevsimlik tarım işçisi öğrencilerdir. Nisan ayında okuldan ayrılıyorlar, kasım ayının ortalarına doğru eğitim öğretime başlıyorlar. Dolayısıyla bu da okula ve öğretmene alışabilme, adaptasyon dediğimiz sorunun giderebilme ile ilgili büyük sıkıntılar var. Urfa’da yaklaşık 100 bin civarı bu durumdan ister istemez etkilenmektedir. Taşımalı eğitim hakeza büyük bir sıkıntı. Çünkü öğrencilerin sabahın erken saatinde uyanıp, kendi okuluna taşıma aracı ile gidiyor. Bu da ister istemez eğitimi olumsuz yönde etkilemektedir.” şeklinde konuştu.
“Öğretmeni mutlu etmediğiniz müddetçe azami verimi de alamazsınız”
Sözleşmeli Öğretmenlik sorununa vurgu yapan Coşkun, “ Sözleşmeli öğretmenler, kadrolu öğretmenler gibi sonuçta aynı üniversiteden mezunlar, aynı işi yapıyorlar. Ama kadrolu öğretmenlerle aralarında 20-25 sosyal ve mali özlük hak farklılığı var. Bu sebeple sözleşme öğretmenlik uygulamasının kaldırılarak kadroya geçirilmelidir. Sözleşmeli öğretmenler, kadrolu öğretmenin sahip olduğu tüm özlük haklardan faydalanmaları gerekir. Çünkü siz öğretmeni mutlu etmediğiniz müddetçe azami verimi de alamazsınız. Buna rağmen tüm öğretmenlerimiz, her türlü fedakârlığı göstererek eğitim öğretime son sürat devam etmektedirler.” diye konuştu.
“Suriyeli öğrencilerle birlikte sınıflarda yoğunluk arttı”
Suriye’de 400 bin ile 500 bin arasında Suriyeli öğrenci olduğunu belirten Coşkun, “ Suriye öğrencilerde bizim muhacir kardeşlerimizdir. Onlar için gereken ne ise yapacağız. Sonuçta bu durumda eğitimi olumsuz etkiliyor. Daha önce Geçici Eğitim Merkezleri’nde (GEM) okuyorlardı. Daha sonra bunlar kapatıldı. Daha sonra bizim çocuklarla birlikte aynı sınıfta okumaya başladılar. Zaten sınıflarımız kalabalıkta bunlarında gelmesiyle sınıflardaki yoğunluk arttı. Dil ile ilgili ister istemez bir sıkıntı oluştu. Öğretmenlerde bu konudan muzdarip olmaktadır. Bu da ister istemez eğitim öğretimi etkilemektedir.” şeklinde konuştu.
“Öğretmene şiddet olayına ağır cezalar verilmeli”
Son zamanlarda öğretmene yönelik şiddet olaylarına değinen Coşkun, “ Son günlerde öğretmene şiddet olayları artmaya başladı. Bu durum münferit olmaktan çıkıp, toplumsal bir sorun haline dönüştü. Buradan özellikle Bakanlığa sesleniyorum! Bu tür durumlara yeltenen, tenezzül eden ve yapan insanların ağır cezalarla cezalandırılması gerekir ki diğer insanlarda kendilerine çeki düzen versinler. Kafası bozulan, sıkıntı yaşayan, morali bozulan, okula gideyim de kendimi rahatlatayım anlayışından artık kurtulmamız gerekir. Velilere de çağrıda bulunmak istiyorum! Öğretmende bir anne ve baba anlayışı vardır. Zannetmiyorum hiçbir öğretmen kendi keyfi duygularını yerine getirmek için öğrenciye sıkıntı oluştursun. Hepimiz insanız. Bazen tavırlarımız farklı olabilir. Mümkün mertebe bunları muhafaza etmek gerekir.” ifadelerini kullandı.
Coşkun sözlerini şu ifadelerle tamamladı:
“Her yıl İŞ-KUR üzerinden Milli Eğitim Müdürlüğü’ne temizlik elamanları alınıyor. Okulun açılacağı ve kapanacağı tarih bellidir. Bu tür çalışmaların mutlaka okul açılmadan önce halledilmesi gerekir. 2 ay geçiyor bakıyorsunuz eleman ile ilgili sorunlar yaşanıyor. İnşallah yetkiler okul başlamadan önce bu sorunu hallederler.” (Abdurahman Uğurlu-İLKHA)
]]>