Adıyaman İl Müftülüğü tarafından TPAO Konferans Salonu’nda düzenlenen Mevlid-i Nebi etkinliğine katılan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed'in insanlığı karanlıktan nura çıkarmak için gönderildiğini belirtti.

Erbaş "Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed (aleyhisselatu vesselam) Kur'an'ın ifadesi ile bizleri karanlıktan aydınlığa çıkarmak için gönderildi. Cahiliyenin en azgın olduğu bir dönemde bizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için gönderilen bir peygamberdir. Ve kıyamete kadar da cehaleti ortadan kaldırmak, karanlıkları ortadan kaldırmak için O'nun getirdiği Kur'an-ı Kerim bütün insanlığın önünde rehber olacak. Allah Resulü Efendimizin sünneti de insanlığı aydınlatmaya hep devam edecektir." dedi.

Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed'e inen son ayette, Allah'ın dinini kemale erdirdiğinden bahsedildiğini dile getiren Erbaş "Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed'e inen son ayete 'Bugün sizin üzerinizdeki dinimi kemale erdirdim ve sizin üzerinizdeki nimetlerimi de kemale erdirdim. Sizin için İslam'ı seçtim. O'ndan razı oldum.' Buradan bir şey daha anlıyoruz, yeryüzünde insanoğluna verilen en büyük nimetin İslam olduğunu anlıyoruz. Size birisi sorsa sizin için en büyük nimet nedir? ‘Benim için en büyük nimet Müslüman olmuş olmamdır.’ diye cevap vermeniz gerekiyor." ifadelerini kullandı.

Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed'in bizler için en büyük örnek olduğunu belirten Erbaş "Bir şahit, bir müjdeci, bir uyarıcı bir davetçi olarak gönderildi. Kur'an'ın başka yerlerinde veya Allah Resulünün kendi ifadesiyle muallim olarak gönderilmesi, mürşit olarak gönderilmesi, vaiz olarak gönderilmesi, imam olarak gönderilmesi ve her şeyde örnek olması, bize örnek olarak gönderildiğini anlıyoruz Efendimizin. O yüzden diyoruz ki Allah Resulü Efendimiz bütün bu cehalet unsurlarının ortadan kaldırılması için nasıl mücadele ettiyse onun ümmeti olarak bizler de bugün bu cahiliye unsurları ile mücadele etmek zorundayız." şeklinde konuştu.

"Şeytan ordusu kıyamete kadar var olacaktır"

İslam'a karşı mücadele veren şeytan ve avanelerinin karşısında yer almak gerektiğini dile getiren Erbaş "Bugün biz ne ile mücadele edeceğiz? Cahiliye unsurları o gün vardı, bugün de var. Kıyamete kadar da olacak. Çünkü bu kulların imtihanıdır. Şeytan ve ordusu kıyamete kadar var olacaktır. Onlar cahiliye unsurları tarafında yer alıp onların çalışması için mücadele edecek. Şeytanın karşısında yer alan, Allah'ın rızası doğrultusunda hareket edenlerse karşı tarafta yer alacaktır. Önemli olan nerede yer aldığımızdır. Kız çocuklarını diri diri toprağa gömenlerin yanında mı karşısında mıyız, faizcilerin yanında mı karşısında mıyız, sömürgecilerin yanında mı karşısında mı yer alıyoruz?" diye sordu.

"İnsanlığa bırakılmış en büyük miras Veda Hutbesi’dir"

Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed'in insanlığa bırakmış olduğu en büyük mirasın evrensel insan beyannamesi niteliğinde olan Veda Hutbesi olduğunun altını çizen Erbaş "Veda Hutbesi'nde Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed insanları içten içe kemiren en önemli kötülükleri ortadan kaldırdığını bütün insanlara duyuruyor. Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed 'Bir kötülük gördüğünüz zaman onu elinizle düzeltiniz, elinizle düzeltemezseniz dilinizle düzeltin, bunu da yapamazsanız kalbinizle buğz ediniz.' buyuruyor. Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed bizim için nasıl numune-i imtisal ise en güzel baba, en güzel dost, en güzel öğretmen, en güzel lider, en güzel devlet başkanı ve her şeyde en güzel örnekse o zaman bir baba olarak biz de çocuklarımız için en güzel örnek olacağız. Anneler en güzel örnek olacak, gençlerimiz için en güzel örnek olacağız. Eğer böyle olursak Mevlid-i Nebi haftasının bizim için bir anlamı olur. Bunun için uğraşıyoruz, iyi bir aile olalım diyoruz." ifadelerini kullandı.

"Aile bağlarımızı koparmaya çalışıyorlar"

Türkiye'de İslam'a karşı mücadele veren bir kesimin toplumun temel dinamiklerinden olan ailenin yıkılması için çalıştığının altını çizen Erbaş "Çünkü dünyevileşme arttıkça aile bağları da kopuyor. Her şeye rağmen dünyada aile bağları en güçlü olan toplum bizim toplumumuzdur. Düşmanın topundan, tüfeğinden ve gelişmiş silahlarından daha tehlikeli bir silahı vardır ki; o fitnedir, tefrikadır, ahlaksızlıktır, aile bağlarını koparmak için yaptıkları sinsi planlardır. Bundan dolayı çocuklarımıza sahip çıkalım, gençlerimize sahip çıkalım. Bu silahlar diğer silahlardan daha tehlikelidir. Uyanık olalım." şeklinde konuştu.

"Bir dakikalık diziye dahi tahammülleri yok"

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından aileye yönelik çevrilen bir dakikalık diziye dahi tahammül edemeyenlerin meclise önerge sunduğunun altını çizen Erbaş şöyle devam etti: "Diyanet İşleri Başkanlığı olarak çevirmiş olduğumuz kısa bir filmi dahi hazmedemeyenler var. Eşine çay götüren bir bayanın eşinden kendisiyle ilgilenmemesinden yakınıyor. Farkındalık uyandırmak için, eşlerin birbirine daha sıcak davranması, daha yakın olsunlar, aile olsunlar, aile olduklarını göstersinler diye, bir dakika bile değil bu film, buna bile tahammül edemeyen kesimler var. Meclise önerge veriyorlar. Böyle bir şey olur mu diye. Böyle bir şey neden olmasın. Bizim geleneğimizde, medeniyetimizde eşler birbirine hizmet etmeyecek mi? Kadının kocasına bir çay getirmesine tahammül edemiyorlar. Getirmeyecek mi? Kadın görevini yapacak, erkek görevini yapacak. Aile bağları bu şekilde yok edilmeye çalışılıyor. Bizim bu anlayışımızı dışında olan kesimler sürekli i bir şeyler pompalıyor, bağlarımızı zayıflatmaya çalışıyor, kötülükleri arttırmaya çalışıyor. Çocuklarımıza gençlerimize sahip çıkalım." (Cemil Özdaş - İLKHA)

]]>