Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD), Uluslararası İş Forumu (IBF) ve Avrupa İslami Finans ve Ekonomi Akademisi (EAIFE) ortaklığında düzenlenen “Gerçekler ve Yükümlülükler Işığında İslami Mali Pazarlar” konulu konferans MÜSİAD Genel Merkezi’nde gerçekleştirildi.

Panelde söz alan Dünya Müslüman Alimler Birliği Genel Sekreteri Dr. Ali Karadaği, "Gerçekler ve Yükümlülükler Işığında İslami Mali Pazarlar" konulu bir konuşma yaptı.

Panelin gerçekleşmesinde emeği geçenlere teşekkür eden Karadaği, İslami ekonomisini devreye koyabilecek en büyük gücün devletler olduğunu vurguladı.

Devletlerin, ekonomi konusunda iş verme, işletme ve para yönetimi konularına önem vermesi gerektiğini belirten Karadaği, "Bizler 40 yıl boyunca İslami ekonomi konusunda bazı çalışmalar yürüttük ve bu kapsamda bazı adımlar da attık. Ama kurumların bu tür çalışmaları yapması veya bu adımları atması İslami ekonomiyi hayata geçirebilmek için yeterli değildir. 40 sene önce bu işlere öncülük ettiğimden beridir üç önemli isteğimiz vardır. Birincisi; İslam ekonomisine dört dörtlük bir meşruiyet kazanmasını istiyoruz. Çünkü bugün sosyalizm\komünizm ekonomisi 1991 yılından beridir çökmüş durumda. Kapitalist ekonomi ise özellikle 2008’den bu yana çökmek eşiğinde. Hatta 2008 krizinin etkileri hâlâ da yaşanıyor." dedi.

"Umudumuz İstanbul’un İslam ekonomisine öncülük edecek şehir olmasıdır"

Karadaği, "Şu anda kapitalist ekonomiyi çok yakından takip eden ve Batılı ekonomistler ile toplantılar yapan biri olarak görüyorum ki; onlar kapitalist ekonominin yıkılmaması için bütün güçleriyle çalışıyorlar. Neden biliyor musunuz? Çünkü alternatif bir ekonomi yok. Ben şuna inanıyorum ki eğer İslam ekonomisi herhangi bir ülkede tam manasıyla uygulanabilirse ve bu ülke diğer ülkelere örnek olabilecek bir seviyeye gelirse dünya bunu kaçırmaz. Bu yüzden bizim umudumuz İstanbul’un İslam ekonomisine öncülük edecek şehir olmasıdır." diye konuştu.

"Amacımız dünyadaki dolara endeksli sistemi tamamen ortadan kaldırmaktır"

Karadaği, şöyle konuştu: "ABD’nin 1944 yılında yapmış olduğu konferansla tüm para birimlerini dolara endekslemiş ama 1971 yılında bu sistemden vazgeçtiğini açıklamasıyla sistem çökmüş oldu. Bizim amacımız dünyadaki bu dolara endeksli sistemi tamamen ortadan kaldırmaktır. Bugün Çin ve bazı Avrupa ülkeleri bu bağlamda adımlar atarken maalesef İslam ülkeleri buna karşı hiçbir tavır takınmamaktadır.

Bunu başarmak kolay değil. Ya da bunu bir iki sene içerisinde gerçekleştirmek mümkün olamayabilir ama uzun vadede imkansız değildir. Bu bağlamda tecrübeli iş adamları hukukçulardan ve ekonomistlerden oluşan bir komisyon kurarak adım atabiliriz. Ve yine kendimize ait uluslararası para fonu kurabiliriz. Eğer bu konuda adım atılırsa netice alınacağı kanaatindeyim. Kesinlikle buna karşı ellerimiz bağlı bir şekilde oturarak bu hapishanede (sistemde) yaşamamız caiz değildir. Ne zamana kadar bu hapishanede yaşayacağız?"

"Atılgan olmalı ve bunlara karşı alternatifler oluşturmalıyız"

İslam tarihinden ve Kur'an-ı Kerim'den örnek veren Karadaği, "Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Mescid-i Nebeviyi inşa ettikten sonra soruyor: “Orası nedir?' diye sordu. 'Burası Beni Kaynuka çarşısıdır' dediler. 'Orada ne var?' dedi. 'Orada silahlar ve imalathane var' dediler. Başka bir tarafa dönerek 'Burası nedir?' diye sordu. 'Burası Beni Nezir çarşısıdır' dediler. 'Burada neler var' diye sordu. 'Burada her şey var' dediler. Resulullah hemen, bundan sonra inşa edilen tüm camilerin yanına birer çarşı merkezinin de kurulmasını emrediyor. Bu yüzden atılgan olmalı ve bunlara karşı alternatifler oluşturmalıyız. Ama bunun için öncelikle bir adım lazım. Ve derhal bu hapisten (sistem) kurtulmalıyız. Teferruatları bırakmalıyız, önceliklerle ilgilenmeliyiz. Bugün en büyük öncelik de ekonomidir.

"Allah’ın bizi başına bekçi olarak diktiği paraya sahip çıkmalıyız"

Kur'an-ı Kerim’de ekonomiye çok büyük önem veriliyor. Kur'an-ı Kerim, 'Allah’ın, sizin için geçim kaynağı yaptığı mallarınızı aklı ermezlere vermeyin.' diye buyuruyor. Bu yüzden Allah’ın bizi başına bekçi olarak diktiği ve toplumun en önemli yapı taşlarından olan ekonomiye/paraya sahip çıkmalıyız. O yüzden biz Müslümanlar olarak derhal harekete geçmeliyiz. Şu anda dünya yapısı buna çok müsait bir durumda. Şu anda bütün insanlar dolardan zarar ediyor. İnsanlar şu anda ABD’nin yürüttüğü ekonomi sisteminden çok rahatsız. Bu durumdan istifade ederek kendi para fonumuzu oluşturabiliriz." şeklinde konuştu.

"Mevcut potansiyelle yola çıkabilirsek kendi fonumuzu ve sistemimizi oluşturabiliriz"

Oluşturulacak bu fonun sadece belli bir kesime değil tüm tüm insanlığa hizmet etmese gerektiğini vurgulayan Karadaği, "Bu vesileyle kendimizi ve dinimizi de insanlara tanıtabiliriz. Şu anda dünya genelinde İslami bankaların toplamda 2 trilyon 250 milyar dolar parası bulunuyor. Ve hedefimiz 2021’de bunu 4 trilyon dolara çıkmasını bekliyoruz. Eğer bu mevcut potansiyelle yola çıkabilirsek kesinlikle kendi fonumuzu ve sistemimizi oluşturabiliriz. Bu sistemi oluşturmadaki hedefimiz de dünyada kalkınmayı sağlayabilmektir. Ömer bin Abdulaziz 2 yıl 6 ay görev yaptı ve İslami sistem ile 2 yıl içerisinde fakirliği ortadan kaldırdı. Kesinlikle bunu başarabiliriz. Bunu konuda gerekli adımları atar, bunun üzerinde düşünür ve bu düşüncelerimizi hayata geçirebilirsek bu konuda adım atabilirsek kesinlikle başarılı oluruz. Bu ekonomi sistemi ile Allah’ın izni ile ümmeti de bir araya getirebileceğiz. Bakın bugün Avrupa nasıl bir araya gelebilmiş? Tabi ki de ortak ekonomiyle. Yine mesela bizim ülkelerimiz birbirleri ile ihtilafa düştüklerinde bakıyorsunuz onları bir araya getiren şey ekonomik menfaatlerdir. İşte bu nedenle biz dünyaya temiz güzel bir ekonomi sistemi oluşturmalıyız. Bu uzak değildir Allah’ın izniyle." diye konuştu. (Ahmet Karavil, Nizamettin Aşkın- İLKHA)

]]>