CIA’nın desteklediği Afgan paramiliter güçlerin baskınlarında masum sivillerin katledildiği ve ölüm mangaları tarafından gözaltına alınan kişilerin öldürüldüğünü belirten HÜDA PAR Genel Merkezi, İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün 2017-2019 dönemini kapsayan raporuna vurgu yaparak ABD’nin ülkede CIA üzerinden katliamlar gerçekleştirdiğini belirtti.
Daha önce Irak’ta sivil katliamı gerçekleştiren paralı askerlerin, Suriye’de de kullanıldığının ortaya çıktığını belirten HÜDA PAR, Suriye’den çekilen ABD askerlerinin yerini paralı askerlerin almasının önerildiğini hatırlatarak, düşük maliyetli özel güvenlik şirketlerinin bu işte aktif olarak kullanıldıklarını ifade etti.
HÜDA PAR Genel Merkezi tarafından yapılan haftalık dış gündem değerlendirmesinde ayrıca; Fransa’daki başörtüsü yasağı ve cami saldırısı ile Suriye Anayasa Komitesi'nin Cenevre’deki görüşmelerine dair önemli değerlendirmelerde bulundu.
Fransa’da başörtüsü yasağı ve cami saldırısı
Fransa’daki İslam karşıtı yasaklamaların bir devlet politikası haline geldiğine dikkat çekilen değerlendirmede, “Fransa’da hazırlanan okul yasası kapsamında okul gezilerinde öğrencilere refakat eden annelerin başörtüsü takmasını yasaklayan madde, Fransız senatosu tarafından onaylandı. Bu son uygulama, daha önceki; okullarda dini sembollerin yasaklanması ve kız öğrencilerin uzun etek giymeleri ile ilgili yaşanan tartışmalarla birlikte değerlendirildiğinde, laikliğin eğitim sisteminde İslam düşmanlığı için bir araç olarak kullanıldığını ortaya koymaktadır. Evrensel hukuk ile güvence altına alınan din ve inanç özgürlüğüne aykırı olan bu yasak, İslam düşmanlığının devlet politikası haline geldiğini göstermektedir.” denildi.
Fransa’da yaşanan cami saldırısına da değinilen dış gündem değerlendirmesinde, “Sağ popülizmin Avrupa ülkelerindeki hâkimiyetiyle artan Müslümanlara yönelik siyasi baskı, sosyal baskıyı da doğurmuş, birçok ülkede mülteciler ve Müslümanlara yönelik şiddet eylemleri yaşanmıştır. Son olarak Fransa’da aşırı sağcı bir parti üyesi tarafından cami önünde 2 MMüslümana yönelik silahlı bir saldırı gerçekleştirilmiştir. Bu tür ayrımcılığı körükleyen provokatif saldırılar, Avrupa devletlerinin caydırıcı tedbirler almamasından kaynaklanmaktadır. Zira yasal caydırıcılığın zayıflığı, Avrupa’da ibadet yerlerine ve Müslümanlara yönelik saldırıları arttırmış, ırkçı ve aşırı grupları güçlendirmiş ve saldıran değil saldırıya uğrayanlar yasaklara maruz bırakılmıştır. Müslümanların sosyal ve siyasi varlığını tehdit eden bu tür baskılara karşı İslami kuruluşlar ve İslam ülkeleri harekete geçmeli, kınama açıklamalarının yerini daha caydırıcı politikalar almalıdır.” ifadeleri kullanıldı.
ABD’nin terörizm raporu ve Afganistan’da CIA katliamı
Afganistan’da CIA’nın desteklediği Afgan paramiliter güçlerinin sivil katliamlarına değinilen değerlendirmede, “İnsan Hakları İzleme Örgütü tarafından hazırlanan ve 2017-2019 dönemini kapsayan raporda, CIA’nın desteklediği Afgan paramiliter güçlerin baskınlarında masum sivillerin katledildiği ve ölüm mangaları tarafından gözaltına alınan kişilerin öldürüldüğü yer almaktadır. Daha önce Irak ve Afganistan’da sivil katliamı gerçekleştiren paralı askerlerin, Suriye’de de kullanıldığı ortaya çıkmış ve Suriye’den çekilen ABD askerlerinin yerini paralı askerlerin alması önerilmişti. Orduya nazaran çok daha düşük bir maliyetle çalışan özel güvenlik şirketleri ABD tarafından savaş bölgelerinde aktif olarak kullanılmaktadır.” denildi.
Değerlendirmeye şöyle devam edildi: “Bu bağlamda İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün raporunda yer alan yerli ölüm mangalarının ABD’den maddi ve ideolojik destek aldığı ve Afganistan yönetimi ile ABD arasındaki işbirliği sebebiyle cinayetlerle ilgili bir soruşturmaya dahi tabi tutulmadıkları görülmektedir. Birleşmiş Milletle’in 2019 yılının ilk 6 ayı için yayınladığı raporda masum sivillerin en fazla ABD ve Afgan güçlerince katledildikleri görülmektedir. Yerel güçler vasıtası ve hava saldırılarıyla Afganistan’da sivil katliamlarına devam eden ABD, savaş ve istikrarsızlık sürecini uzatmayı ve bunun sonucunda da Afganistan'daki varlığını sürdürmeyi hedeflemektedir.”
“ABD’nin terörizm temalı raporu trajikomik bir durumdur”
ABD’nin 2018 terörizm raporunu da değerlendiren HÜDA PAR, “Afganistan, Suriye ve Irak gibi birçok yerde teröristliğin büyüğünü gerçekleştirerek buralardaki varlığını meşrulaştırmaya çalışan ABD, kendi teröristliğini görmezden gelerek 2018 terörizm raporu yayınladı. Bu raporda kendisini Irak ve Suriye halklarının kurtarıcısı olarak gösteren ABD, bu raporlarla kendi teröristliği ile birlikte kendisine hizmet eden paramiliter teröristleri aklamış, bununla birlikte işgalci siyonist rejime karşı direniş gösteren grupları ve bunlara destek veren ülkeleri hedef almıştır. Dünyanın her tarafında siyasi, iktisadi ve askeri devlet terörünün en şiddetlisini gerçekleştiren ABD’nin terörizm temalı raporu trajikomik bir durumdur.” ifadelerine yer verildi.
Cenevre görüşmeleri
Suriye Anayasa Komitesinin Cenevre’deki görüşmelerine dair değerlendirmede bulunan HÜDA PAR, “İsviçre’nin Cenevre kentinde düzenlenen Suriye Anayasa Komitesi toplantıları, 8 yıldır devam eden iç savaşın siyasi müzakere yöntemiyle çözülme umudunu güçlendirmiştir. Ancak siyasi müzakere sürecinin başarıya ulaşmasının temel yolu sahada kalıcı bir ateşkesin sağlanmasıdır. Zira Suriye’de vekâlet savaşı yürüten egemen güçler, askeri üstünlüğü siyasi üstünlük için bir basamak olarak değerlendirmekte ve provokatif operasyonlar gerçekleştirmektedir. Bu anlamda çatışmasızlık bölgesi ilan edilmesine karşın hedef alınan İdlib için önümüzdeki dönem oldukça önemlidir. Askeri operasyonların ve çatışmaların durması müzakere sürecini hızlandırarak sivil kaybının önüne geçecektir.” denildi.
“Bugün yeni anayasa yazımı ile ilgili gelinen nokta oldukça önemlidir”
Astana, Cenevre ve Soçi zirvelerinde kalıcı bir çözümün sağlanamadığına vurgu yapılan değerlendirmede, “Bugüne kadar siyasi çözüm umuduyla gerçekleştirilen Astana, Cenevre, Soçi zirvelerinde kalıcı bir mutabakat sağlanamamıştır. Garantör ülkeler askeri operasyonların sona ermesi, yabancı savaşçıların tahliyesi gibi konularda üzerlerine düşen görevleri yerine getirmemektedir. Bugün yeni anayasa yazımı ile ilgili gelinen nokta oldukça önemlidir. Yeni anayasa yazım sürecinin bağımsız, Suriye halkı ve temsilcilerinin talepleri doğrultusunda ilerlemesi sağlanmalıdır.” şeklinde ifade edildi. (Ramazan Casuk-İLKHA)