FARUK KUZU – ANALİZ
Çin’den kalkan yük treni dün İstanbul’a ulaştı. “Tren geldi hoş geldi!” Marmaray’dan geçip Avrupa’ya gidiyor.
Çin 21.yy’ın “Endüstriyel Atölyesi” burası hammaddenin işleme merkezi. Burada (çok)ucuz işgücüyle işlenen hammaddeler bu projeyle dünyanın büyük bir kesimine yayılma imkanı bulacak. Bu proje ile Çin Orta Asya’ya ve özelde Avrupa’ya yakınlaşmış olacak.
Balkan ülkelerinin Türkiye malı ürünlerin rağbet görmesinin nedeni yakınlıktır. Çin bu projeyle Balkan ülkelerinin yakın komşusu gibi olacaktır. Bu durumda Balkan ülkelerinin aradıkları ürünleri çok daha ucuza Çin firmalarından almaları mümkün olacak.
Avrupa ülkelerinin özellikle tekstilde Türkiye’yi tercih etmelerinin sebebi ise kalitedir, tabii Çin’in de bu kalitede ürün imal etmesi hiç te zor değil. Talebe göre kısa sürede bu kaliteyi yakalayacağını söyleyebiliriz. Bu durumda Türkiye ekonomisinin ana kalemlerinden olan tekstilin hali ne olur tahmin etmek güç değil.
Türkiye ekonomisini taşıyan yapılar Kobi’lerdir. “Bir Kuşak Bir Yol Projesi” tam kapasiteyle faaliyete geçtiğinde bu KOBİ’ler hangi ülkeye neyi satabilecekler?
Çin’in büyük “Sanal firmaları” Alibaba.com gibi Mağaza Zincirleri Türkiye’de “Lojistik Üs’ler” kurup buralardan yaygın kargo ağı ile her eve her işyerine günlük ulaşabilecek bir sistem üzerine çalışıyorlar. Bu gerçekleştiğinde yerli KOBİ’lerin, mağazaların ve küçük esnafın ayakta kalması mümkün olamayacaktır. Bu arada Alibaba.com’un Türkiye’deki belli başlı (5 noktada) bölgelerde büyük sahaların alımı için çalışmalar yaptığı biliniyor.
Çin, geçmiş tarihiyle birlikte iyi değerlendirilmeli. Çin tarihi boyunca askeri olarak yayılmacı bir yetenek gösterememiştir. Genelde dış güçlere karşı savunma pozisyonunda kalmış hatta ünlü Çin Seddi’ni bu amaçla yapmıştır.
Ancak 1990’lardan bu yanadır Çin’in yaptığı dış yatırımlar Çin’i Küresel bir güç haline getirmekle kalmıyor belki de birkaç yıl içinde onu dünyanın tek güçlü ülkesi haline getirecek. Çin “Borç Diplomasisiyle” Afrika’nın birçok ülkesini neredeyse işgal etmiş durumda. Aynı şekilde Orta Asya’da da “Borç Diplomasisi” uyguluyor. Tacikistan, Kazakistan, Sri lanka, Pakistan ağır borç ödemeleriyle karşı karşıya kalmak üzere…
Kısacası Çin, parası olmayan ülkelere yoğun bir ekonomik güçle saldırıyor. Bu saldırı bazen borç vererek bazen de “Ülkenin Stratejik yerlerini (yol, köprü, liman…) satın alarak” gerçekleşiyor.
Bir kuşak bir yol projesiyle birlikte Çin Orta Asya ülkelerini yutacak dersek abartmış olmayız. Yaklaşan “Büyük Çin İstilasına” karşı Türkiye’nin yöneticilerinin hiçbir hazırlık yapmadıkları ortada. Daha çok gelen yük trenine sevinç gösterileri var. İlginçtir bu trenle birlikte ucuz Çin malları hem Türkiye piyasasına girecek hem de Türkiye’nin hakim olduğu piyasaları ele geçirecek. Tren için karşılama töreni ve sevinç gösterileri doğrusu çok garip geldi, bilateşbih celladını sevinç ve teşekkürle karşılamaya benzedi.
Tüm bunlarla birlikte bu yük treninin bir de geri dönüşü var. Yani Çin’e doğru giderken ne götürecek? Sorusu. Hiç değilse ülkenin idarecileri bu konuda bir hazırlık yapmış olsunlar. Umalım ki Çin’e ve yol üzerindeki ülkelere kayda değer bir şeyler ihraç edilebilsin ki “Dış ticaret açığı” fazla olmasın!