FARUK KUZU – HABER YORUM

Açıkçası Türkiye “Ben burada yeni bir bölge oluşturup ülkemdeki mültecileri yavaş yavaş buraya yerleştireceğim!” diyerek hem BM’ye hem Suriye yönetimine hem de Baas Rejiminin arkasında duran İran ve Rusya’ya meydan okumuş oldu.

Türkiye “Ulusal Güvenliği” gerekçesiyle açıkçası bu bölgenin kontrolünü eline almış bulunuyor. Her ne kadar “Kimsenin toprağında gözümüz yok!” dense de uygulamalar uluslararası siyasette bu bölgenin artık Türkiye’den sorulacağı kabul görmüş vaziyette.

Buna yönelik atılan bir adım da Resulayn ve Tel Abyad bölgesinde, Suriye Geçici Hükümeti Savunma Bakanlığı'na bağlı olarak Askeri Mahkeme oluşturulmasıyla belirdi. Askeri Mahkeme yapılanmasında Cinayet Mahkemesi ile Soruşturma ve Tahkikat Mahkemesi görev yapacak. Cinayet Mahkemesi’nde Başkan ve 2 üye bulunurken, Soruşturma ve Tahkikat Mahkemesi Başkan ve 3 üyeden oluşacak. Askeri Mahkeme’de toplamda 12 savcı görev yapacak.

Baas Rejiminin özgür seçimlere  geçmeyeceği beklenirken Kuzey Suriye’de Türkiye’nin inisiyatif kullanarak oluşturduğu bu yapılanma “Küçük Otonom” bir yapıya doğru evriliyor.

Ancak bir yandan Baas Rejimi ülkede eski otoritesini kurmak üzereyken bir yandan Türkiye’nin “Suriye Geçici Hükümeti” kapsamında savunma bakanlığı ve askeri mahkemeler kurması yakın zamanda bu bölgede yaşanacak büyük sorunların habercisi diyebiliriz.

Akıllardaki bazı sorular halen cevap bulmuş değil:

-Türkiye’nin amacı ne?

-Baas Rejimi ve destekçisi yapılar bu yeni yapıya müsaade eder mi?

-Suriye Hükümeti bu işi BM’ye taşıdığında ne olacak?

-Uzun vadede bu yapının sonu “Hatay’ın Türkiye’ye katılması” meselesine dönüşür mü?

-Türkiye bu yapı için nereye kadar gider?