BİR AYET-İ KERİME

“...Kim Allah’a karşı gelmekten sakınırsa Allah ona bir çıkış yolu açar. Onu

ummadığı yerden rızıklandırır...”

(Talâk, 65/2-3)

BİR HADİS-İ ŞERİF

“Hz. Peygamber (s.a.v.)’in ashâbından Avf b. Mâlik el-Eşcaî (r.a.) adında birisi vardı. Oğlu, müşrikler tarafından esir alınmıştı. Babası Hz. Peygamber (s.a.v.)’e gelerek oğlunun içinde bulunduğu durumdan ve muhtaç oluşundan bahsetti. Bunun üzerine Allah Rasûlü (s.a.v.) ona sabretmesini tavsiye ederek, “Allah sana bir çıkış yolu gösterecektir.” buyurdular.

Bu konuşma üzerinden çok geçmeden oğlu düşmanın elinden kurtuldu. Kaçarken düşmana ait bir koyun sürüsüne rastladı. Koyunları da önüne katarak bu ganimetle babasının yanına geldi.

Bu olay üzerine Talâk Sûresi’nin 2. ve 3. âyetleri nazil oldu.”

 (Buhârî, Deavat, 21)

 

BİR HİKMETLİ SÖZ

“Hz. Ömer (r.a), bir gün Übey b. Ka’b (r.a.)’a, “takvâ”nın ne olduğunu sormuştu.

Übey de ona, “Sen hiç çıplak ayaklarınla dikenli bir tarlada yürüdün mü?” diye bir soru sormuştu.

O da ‘Evet.’ deyince,

“Pekiyi, dikenli bir tarlada çıplak ayakla nasıl yürüdün?” diye sorduğunda,

Hz. Ömer, “Elbisemi topladım ve dikenlerin ayağıma batmaması ve zarar vermemesi için bütün dikkatimi sarf ettim.” cevabını vermişti.

Bunun üzerine Ka’b b. Übey, “İşte takvâ budur.” demişti.”

(İbn Kesir, Tefsir, I, 42.)