Akçakale esnafını ziyaret eden HÜDA PAR Şanlıurfa İl Başkanı Mehmet Nakşi Erat, Tel Abyad’tan PKK/PYD tarafından atılan havan mermileri sonucu bir süre işyerlerinin kepenklerini indirmek zorunda kalan vatandaşların sorunlarını dinledi.

Esnafın sorunları ile ilgileneceklerini ve sıkıntıların çözüme kavuşması noktasında çaba sarf edeceklerini ifade eden Erat, Suriye tarafından atılan havan mermileri sonucu tedirgin olan esnafa ve vatandaşlara geçmiş olsun dileklerini sundu.

Esnaf ziyaretinin ardından açıklamada bulunan Erat, “Yeryüzündeki bütün varlıklar insanoğlu için yaratılmıştır. Allah yeryüzündeki varlıkları insanın hizmetine sunmuştur. Biz de bu nedenden dolayı insanın merkezde olması gerektiğine inanıyoruz. İnsanlar ile muamelede adaletin göz önünde bulundurulması gerekiyor. Devletin dininin de adalet olması gerektiğine inanıyoruz. Devletin dini eğer adalet olursa, devlet vatandaşlarına adaletle muamele ederse sıkıntılarımız çözülecektir. Adaletin zıddı zulümdür. Karanlık ve aydınlık gibi bu iki kavram birbirlerine zıttır. Bugün dünyada gerçekleşen ölümler, zulümler, yıkımlar ve şehirlerin harabeye dönüşmesi adalet olmamasından kaynaklanıyor. Bunların yaşanmasının temelinde adaletin zıttı olan zulüm vardır.” dedi.

“Batı’nın bizde meydana getirdiği sorunları yine Batı’nın formülleri ile çözmeye çalışıyoruz”

Arap, Kürt ve Türklerin İslam’a iman etmelerinden dolayı şeref kazandıklarını belirten Erat, “İslam’dan, Kur’an’dan ve Sünnet-i Seniyeden uzaklaşmamız, bu sorunları meydana getirdi. Kendi değerlerimizden uzaklaştıkça, Batı’nın değerlerini burada icra ettik. Hâlbuki dünyayı teröre bulayan Batı’nın kendisidir. Batı bütün dünyaya bir hastalık yaymış ve özellik İslam dünyasında bu hastalığını kökleştirmiştir. Batı’nın bizde meydana getirdiği sorunları ve hastalıkları yine batının formülleri ile izale etmeye çalışıyoruz. Araplar İslam’dan önce putperest idiler ve bedevi bir hayat yaşıyor, zulüm ve zorbalık onlar için bir hayat tarzı olmuştu. Kız çocuklarını diri diri gömme, faiz ile alışveriş, kadın ticareti, zorbalık ve zorla insanların mallarına el koymak onlar için sıradan davranışlardı. İslam’dan önce hiçbir değere sahip değillerdi. Diğer dünya devletleri için bir öneme sahip değillerdi. Ancak İslam geldi ve onlar İslam’a ve Peygambere sıkı sıkıya sarıldılar. Böylece koca imparatorlukları fetih etmiş ve devletler yönetmişlerdir. Kürtler İslam’dan önce Zerdüşt idiler. Sürekli dağlarda yaşarlardı. Şehir hayatı kuramamış ve medeniyete alışmamış bir topluluktu. Ancak İslam geldi ve onlar İslam’a ve Peygambere iman ettiler. Böylece İslam sayesinde Kudüs gibi mübarek bir şehri fetih etmişlerdir. İslam sayesinde şerefli olmuşlardır. Türkler İslam’dan önce Şamanizm dinine mensup idiler. Sürekli savaşan ve kan dökmeyi seven bir topluluktu. Ancak İslam’a ve Peygambere iman ettikleri için Allah onları şerefli kılmış ve dünyada nam salmış Osmanlı devletini kurmuşlardır. Fakat Araplar, Kürtler ve Türkler İslam’dan, Kur’an’dan, Peygamberden uzaklaştıkları zaman zelil duruma düşmüşlerdir.  Kurtuluşumuz yine İslam’a, Kur’an’a ve Peygambere iman etmektedir.” dedi. (İLKHA)