Ankara

Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, Yüce Divan sıfatıyla, 26'ncı Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un, "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek, silahlı örgüt kurmak ve yönetmek suçlarından cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının, "muhakeme şartının gerçekleşmemesi" nedeniyle düşmesine karar verdi. 

Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, İstanbul 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesinin, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ile 18 sanık hakkında verdiği görevsizlik kararı üzerine, Yüce Divan sıfatıyla dosyayı incelemişti. 

Başbuğ'a isnat edilen fiillerin, Yüce Divan'ın yargılama yetkisi kapsamında kaldığına karar veren heyet, İlker Başbuğ hakkında, Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu uyarınca soruşturma izni alınması gerektiğinden, sanık hakkındaki yargılamanın durmasına, diğer 18 sanık hakkındaki davaların ayrılmasına karar vermişti. 

İlker Başbuğ hakkında soruşturma izni alınması için dosyanın bir örneğinin Başbakanlığa gönderilmesi kararlaştırılmıştı. 

Yüce Divan kararını verdi 

Başbakanlığın kaldırılması nedeniyle izin süreci Cumhurbaşkanlığında işletildi. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Başbuğ hakkındaki soruşturma izninin işleme konulmamasına karar vermesi üzerine, Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, Yüce Divan sıfatıyla dosyayı inceledi.

Duruşmasız yapılan oturumda, İlker Başbuğ hakkında, "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek, silahlı örgüt kurmak ve yönetmek suçlarından cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının, "muhakeme şartının gerçekleşmemesi" nedeniyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223'üncü maddesinin 8'inci fıkrası gereğince düşmesine karar verildi. 

Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/8'inci maddesi, "Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir." hükmünü içeriyor.

26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, 26 ay cezaevinde kaldı

Anayasa Mahkemesince Yüce Divan sıfatıyla duruşmasız yapılan oturumda, hakkındaki Ergenekon davası düşürülen 26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, "terör örgütü yöneticisi olma ve anayasal düzeni ortadan kaldırma" suçlamasıyla 26 ay cezaevinde kaldı, bu sürede 4 kitap kaleme aldı.

İlker Başbuğ'un gözaltına alınmasından tahliye edilmesine ve Yüce Divan'a kadar geçen süreçte yaşananlara göre, özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliğince başlatılan soruşturma kapsamında emekli 26. Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, 6 Ocak 2012'de tutuklanarak, Silivri Cezaevi'ne gönderildi.

Başbuğ, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen, Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) kumpaslarından "Ergenekon" davası kapsamında, "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılandı. Mahkeme, Başbuğ'u 5 Ağustos 2013'teki karar duruşmasında, müebbet hapis cezasına çarptırdı.

Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı bireysel başvurusunda ihlal kararı çıkmasının ardından İlker Başbuğ, 2 yıl 2 ay cezaevinde kaldıktan sonra 7 Mart 2014'te tahliye edildi.

Başbuğ, cezaevinde, "20. Yüzyılın En Büyük Lideri Atatürk", "20. Yüzyılın En Büyük Lideri Mustafa Kemal", "Terör Örgütlerinin Sonu" ve "Suçlamalara Karşı Gerçekler" adıyla 4 kitap yazdı.

Başbuğ'u yargılayanlar yargılanıyor

İstanbul Ümraniye'de bir gecekonduda ele geçirilen el bombaları bahane edilerek başlatılan ve Türkiye gündemini uzun süre meşgul eden FETÖ'nün kumpaslarından Ergenekon davasının soruşturma ve yargılama süreçlerinde görev alan eski hakim ve savcılar, FETÖ üyeliğinden tutuklandı.

Kumpas davalarında görevli hakim ve savcılar hakkında "görevi kötüye kullanma, kişi hürriyetini yoksun kılma" suçlarından açılan davalar sürüyor.