Adıyaman'ın tarihi Demirciler Çarsısında yarım asırdır şalvar dikimi yapan Tümay, bitme aşamasına gelen el sanatlarının devlet tarafından okullar açılarak yaşatılmaya çalışılması gerektiğini dile getirdi.
El sanatlarına ilginin kalmadığını, bundan dolayı bitme noktasına geldiğini vurgulayan Tümay, "50 seneden beridir bu mesleği yapıyorum. Eleman yetiştirdim. Yetiştirdiğimiz elemanlar zaman içerisinde devletin farklı kademelerinde memur olunca işi bırakıp gittiler. Onlar dışında iki çırak daha yetiştirdim. Bugün artık bu mesleğe rağbet yok. Kimse çocuğunu yetiştirmek için göndermiyor. Eskiden el sanatları oldukça fazla iken günümüzde bitme noktasına gelmiş. Adıyaman'da eskiden 60 ayakkabıcı varken şimdi 5 ayakkabıcı ya kalmış ya kalmamış. Bakırcı, nalbant, çulcu gibi el sanatları bitmek üzeredir. Eskiden Oturakçı Pazarında 20 tane oturakçı varken şimdi bir iki tane kalmış." ifadelerini kullandı.
"İşlerimizde yüzde 70 azalma oldu"
Önceki yıllara göre işlerde azalma yaşandığını belirten Tümay, "Şalvar ve yöresel folklor elbiselerinin dikimini yapıyoruz. Şimdi o da kalmadı. 2 yıl öncesine göre işlerimizde yüzde 70 azalma oldu. Şalvar, eski örf ve adetlerimizden olan yöresel kıyafetimiz olduğundan bir rağbet var ama eski işler yok. Çünkü milletin alım gücü düştü. Metresini 2-3 sene önce 22 liradan aldığımız kumaşın metresi şimdi 75 lira olmuş. 3 kat zam gelmiş kumaşa birkaç senede. Bundan dolayı esnafın işleri gayet düşük durumda." diyerek el sanatlarına olan ilginin günden güne azalmasına dikkat çekti.
Yıllardır terzilik yapmasına rağmen halen eksiklerinin olduğunu dile getiren Tümay, "Şimdi makinalar çıktığından bir şalvarı 3 kişiyle 2 saat içerisinde teslim edebiliyoruz. Türkiye geneleninde gerçek şalvar Adıyaman'a aitti. Şalvar dikimi yapan sanatkârlar da kalmamış. Şimdi atölyelerde 6 ay çalışan birisi sanatkâr olduğunu söylüyor. Bir senede sanatkâr yetişmez. 50 seneden fazladır bu mesleği yapıyorum halen eksikliklerim var." şeklinde konuştu.
"İnternet toplumun değerlerini, ahlakını bozuyor"
Eskiden televizyonun, şimdilerde internetin toplumun değerlerini yok ettiğini ifade eden Tümay, "Eskiden televizyona rağbet vardı. Şimdilerde yüzde 80 civarında izlenme oranı düştü. Cep telefonlarındaki internet; toplumun değerlerini, ahlakını bozuyor. İçerisinde edep dışı programlar var. Eskiden bir sanat öğrenmeye gidildiği zaman o çırak için o sanat bir okul, bir medrese bir fakülte değerindeydi. Edebi, insana saygıyı, devlete bağlılığı öğrenen çıraklar usta olurdu. O da kalmadı. Sanatkâr demek bir ülkenin temel taşı demektir. Eski ustalarımız derdi; 'Bir sanatkâr öğleye kadar, sanatı olmayan akşama kadar aç kalır.' Sanatkâr az veya çok ekmeğini çıkarabilir. İki fakülte bitirmiş gençler işsiz geziyor. Meslekleri olmadığından çalışamıyorlar. Türkiye'de genç nüfus, orana göre çok fazla. Eskiden bu pazarda terzi çok fazlaydı, ustalar yetişirdi. İleriki süreçte yetiştirecek kimse de bulunmayacak. Bütün sanat dallarında durum aynı. Yetkililerin bu duruma bir el atması lazımdır. Benim düşüncem ortaokuldan sonra öğrencinin kabiliyetine göre her sanat dalında okullar açmaları gerekir." dedi.
Bir meslek sahibi olmayan kişilerin iş bulma konusunda sıkıntı çektiğini belirten Tümay, "Eskiden bir çırak gelir yetişir usta olurdu. Şimdi bir çırak geldiği zaman ilk sorduğu soru; 'Usta bana ne kadar maaş vereceksin?' oluyor. Adam para peşinde… eski sanatkârlar böyle değildi. Ben 50 senelik bir esnafım ben şimdi dünyanın neresine gidersem gideyim iş bulabilirim. Sanatı olmayan iş bulamaz. Üniversite bitiren biri 25-30 yaşına geliyor. Hangi sanatkâr bu yaşta bunları çalıştıracak. Çünkü elinde bir sanat bir meslek yok, bu konuda yetkililerin de duyarlı olması lazım." ifadelerini kullandı. (Cemil Özdaş-İLKHA)