Adıyaman'da açılan Abdullah Bin İbn-i Mektum Kur'an Kursu'nda Brail Alfabesiyle Kur'an-ı Kerim öğrenen görme engelliler, geçlerin hayatlarını izbe yerlerde ve kahvehane köşelerinde geçirmemeleri gerektiğini vurguladılar.
"Hastalıklarımızın imtihan vesilesi olduğunun bilincinde olmalıyız"
Kendisi de görme engelli olan ve görme engellilere Kur'an-ı Kerim'i öğreten Ümit Şahin, "Genç, inancı ve idealleri uğrunda fedakârlık yapabilendir der büyüklerimiz. Biz burada 40 ile 70 yaş arası öğrencilerimizle Kur'an-ı Kerim öğreniyoruz. Onlar yaşlarına ve sağlık sorunlarına aldırış etmeden Allah'ın kelamını en güzel bir şekilde öğrenip, anlayıp ve yaşayabilmek için gayret ediyorlar. Bizim burada ibret almamız gereken birçok husus var. Ne kadar sağlık sorunlarımız olursa olsun bu durum bizim Allah'a kulluk etmemize mani olmamalıdır. Hazreti Eyüp bunun en güzel örneğidir. Sıkıntılarla imtihan olan Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed'in ümmeti olarak Hakk'ın rızası için hastalıklarımızın ve sıkıntıların bu dünyada imtihan vesilesi olduğunun bilincinde olmalıyız. İnşallah sabır ve sebat ile galip gelerek son nefesimizde Rabbimizin huzuruna varmış olacağız inşallah." dedi.
"Rabbim onların gözlerinden aldığı ışığı yüreklerine vermiş"
Görme engellilere Kur'an-ı Kerim'i öğreten Nihal Narin, görme engellilerin Allah'ın özel kulları olduğuna vurgu yaparak "Her sabah evlerinden Allah rızası için çıkıp Allah kelamını parmak uçlarıyla kalplerine indirmek isteyen kardeşlerimizi çok şanslı kullar olarak görüyorum. Belki gözleri görmüyor ama Rabbim onların gözlerinden aldığı ışığı yüreklerine vermiş. Onların yüreklerindeki ışıkla bizler de kendimize yol buluyoruz. İlahi vahyin muhatabı bütün akıl sahipleridir. Bu kardeşlerimiz de 'İlahi vahye muhatabız, Allah'ın kelamını öğrenmeye mecburuz.' diyerek yola düşüyorlar." ifadelerini kullandı.
Brail Alfabesiyle Kur'an-ı Kerim öğrenmeye gayret eden öğrencilerin asla vazgeçmediklerini söyleyen Narin, "Çok güzel bir gayret ve şevkleri var. Ben onlara bakarak kendi kendime rehberlik ediyorum. Onlardan ben rehberlik alıyorum. Bana birçok şeyi öğrettiler. Brail Alfabesini öğrenmek için gözlerimi kapatıp parmaklarımla okumaya çalışınca ne kadar zor bir işi başardıklarını anladım. Rabbim kendi yolunda onların işlerini kolaylaştırıyor ve bütün yolları açıyor. Onlar da bu kolaylığın rahatlığıyla yollara düşüp geliyorlar. Onlarda çok güzel bir teslimiyet var. Onların bu teslimiyeti, bizi daha çok şevke getiriyor. 'Biz zaten görmüyoruz, Allah bizi sorumlu tutmaz.' demeden, böyle bir düşünceye kapılmadan, yıllardır yaz-kış demeden büyük bir azim ve gayretle geliyorlar." şeklinde konuştu
"Kur'an'a hasrettim"
En büyük hayalinin Kur'an-ı Kerim'i okumak olduğunu, öğrenecek bir yer olmadığından çok üzülüp ağladığını dile getiren doğuştan görme engelli Arzu Alıcı, "Kur'an-ı Kerim'e dokununca Allah'ın kelamına dokunmanın sevincini yaşıyorum. Kur'an-ı Kerim'e hasrettim, köşelerde kalmıştım. Kur'an-ı Kerim'i hep arıyordum. Kabartmalı Kur'an-ı Kerim'i aldım ama Adıyaman'da ders verecek bir kurs yoktu. İl Müftülüğüne gittim, durumumu anlattım. Müftü bana 'Teyze senin gibi 3 kişi olsa kurs açarız. Fakat kimse yok ki hepsi müzik peşindeler.' dedi. Ağlayarak Kur'an-ı Kerim'imi alıp eve geldim. Her gün Kur'an-ı Kerim'i açıp dokunarak ağlıyordum." dedi.
"O gün benim bayramım olmuştu"
Brail Alfabesi kursunun açıldığı günü kendisi için bayram olarak değerlendiren alıcı "Aradan yaklaşık 7 yıl geçti. Bir gün Müftülükten beni arayıp kursun açıldığını söylediler. O gün benim bayramım olmuştu. Koşarak Müftülüğe gittim. Müftülüğe nasıl kavuştuğumu bilmiyorum. Düşe kalka gittim. Allah hepsinden razı olsun. Allah'ın kelamını öğrendim. Kur'an'ımı okuyorum, Yasin suresini okuyorum. Allah gözü gördüğü halde Kur'an-ı Kerim'i bilmeyenlere de nasip etsin. Onlar da öğrensin Allah kelamını. Şimdiki gençlere çok üzülüyorum. Görmüyorum ama kızım kolumdan tutup gezdirince bana diyor ki 'Anne köşe başlarında gençler başını alıp gitmiş.' Gençler! Gelin siz de Allah Kelamını öğrenin. Gelin siz de Allah yolunu öğrenin. Allah yolunu tutan geride kalmaz, Allah yolunu tutan yolda kalmaz." ifadelerini kullandı.
"Üzerimden yük kalkmış gibi hafiflik hissettim"
9 aydır Kur'an-ı Kerim öğrenmeye başladığını belirten doğuştan görme engelli 71 yaşındaki Bahri Tunç, Kur'an-ı Kerim okumaya başlayınca kendisini mutlu hissettiğini belirterek "Emekli olduktan sonra evde otuyordum. Yapacak hiçbir işim yoktu. Bu kursla tanıştım ve buraya gelmeye başladım. Üzerimden sanki bir yük kalkmış gibi hafiflik hissettim. Huzur buldum, mutluluk buldum." dedi.
Gençlere tavsiyede bulunan Tunç, "Benim gençlere tavsiyem, 'Zamanınızı boşa geçirmeyin! Kur'an kurslarına gelin. Kur'an çirkini güzelleştirir, güzeli daha da güzelleştirir. Bunu hiçbir zaman unutmayın. Kur'an kalbin şifasıdır. Mutlaka Kur'an öğrenmeye gelin ve Kur'an'dan vazgeçmeyin. Anne ve babalar kesinlikle çocuklarını boş bırakmasınlar, onlara sahip çıksınlar. Çocuklarınızı Kur'an kurslarına göndermeyi ihmal etmeyin!" şeklinde konuştu.
'Bana bir harf öğretenin kölesi olurum'
Dinleyerek öğrenmeye çalıştığını söyleyen Bayram Tunç, "Hazreti Ali diyor ki 'Bana bir harf öğretenin kölesi olurum.' Ben de buraya geldim, kulak zarıyla öğrendim, dualarımı tekrarladım. Ve üç duamı da kulak zarıyla ezberledim. Allah'a hamd olsun ki Müslümanlığın gereklerini ve İslam'ın esaslarını öğrendim. Ben de çocuklarıma ve kapı komşularımın çocuklarına öğretmeye çalışıyorum. Bizler görme engeli olduğumuz halde öğreniyoruz. Gençlerimiz sağlıklıdır, gelsinler, onlar bizden daha iyi öğrenirler. Çay ocaklarında, spor salonlarında zamanlarını boşa harcamasınlar. Buraya gelip bir harfte olsa Kur'an-ı Kerim öğrenmelerini tavsiye ediyorum. Benim parmak uçlarımdaki hücreler öldüğünden ben kulak zarıyla öğreniyorum" ifadelerini kullandı.
"Kur'an her iki dünya için de bize lazımdır"
Kur'an-ı Kerim'in dünya ve ahiret hayatında insana gerektiğini dile getiren Görme engelli Celal Şahin, "Ben buraya gelmeden evvel evde oturuyordum, canım sıkılıyordu. Sonra duydum ki engelliler için Kur'an kursu açılmış, hemen başvurdum, gelip gidiyorum. Kur'an okumak insanın sıkıntısını gideriyor. Kur'an her iki dünya için de bize lazımdır. Gençlere tavsiyem boş gezmesinler. Kur'an kurslarına gelip Kur'an öğrensinler. Muhakkak ki bizden daha iyi öğrenirler. Okumanın, öğrenmenin yaşı yoktur. Ağaç yaş iken eğilir. İnsan küçükken daha iyi öğrenir. Zamanlarını boş geçirmek yerine Allah'ın yolunda harcasınlar." dedi. (Cemil Özdaş-İLKHA)