Stres, duyguları olumsuz etkileyerek hem ruhsal hem de fiziksel sağlığı olumsuz etkiliyor. Hayatta stres yaratan faktörlerden tamamen kurtulmanın mümkün olmadığını ancak stresi yönetmek, zararlı etkisini azaltmak için önlem almak kalp sağlığını koruyor.
Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Erin Michos, "Araştırmalar, stresin özellikle kadınların sağlığını olumsuz etkilediğini, kalp hastalıklarına yol açtığını ve var olan hastalıkları kötüleştirdiğini gösteriyor. Stres altında yaşayan kadınlar, aynı stres seviyesiyle yaşayan erkeklere göre, bir kalp krizinden sonra daha zor toparlanıyorlar." açıklamasında bulundu.
Özellikle çalışmanın, aynı zamanda da aileyle ilgilenip çocuk yetiştirmenin veya ileri yaştaki anne-babanın bakımıyla meşgul olmanın aşırı yorgunluğa bağlı tükenmeye neden olabildiğini belirten Anadolu Sağlık Merkezi ile iş birliği içerisinde olan Johns Hopkins Medicine Ciccerone Kalp Hastalıklarını Önleme Merkezi’nden Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Erin Michos, "Bir süre sonra tatile çıkmak, sevdikleriyle bir arada olmak veya hayalindeki bir eve taşınmak bile kadınlar için mutluluk değil, stres kaynağı olabilir" dedi.
Stres kalp hızını, ritmini ve tansiyonu olumsuz etkiliyor
Kadınların stresi azaltacak şeyleri pek yapmadığını, egzersiz, sağlıklı beslenme ve düzenli sağlık kontrollerini de ihmal edebildiklerini vurgulayan Erin Michos, "Stres ve korkularla başa çıkamayan kadınlar, kalp krizinden sonra daha fazla sağlık sorunu ve komplikasyonla karşı karşıya kalıyorlar. Stres ve korkular hastalandıktan sonra iyileşme sürecini de yavaşlatmakla kalmıyor, kalp hızını, ritmini ve tansiyonu da olumsuz etkiliyor." uyarısında bulundu.
Stresin vücutta ufak tefek birçok rahatsızlığa da yol açtığını belirten Doç. Dr. Michos, "Sık sık terleyen avuç içleri ve mide rahatsızlıkları ise en önemli rahatsızlıklar arasında. Stres sadece ruhsal durumumuzu olumsuz etkilemekle kalmayıp, tansiyonumuzu yükselten ve kalp hızını arttıran adrenalin hormonunun da vücutta salgılanmasına yol açıyor. Strese bağlı olarak salgılanan bir diğer hormon ise kortizol. Stres hormonu olarak bilinen kortizolün yüksek seviyelerde olması kan şekerini de yükselterek insülin direncine yol açıyor. Bu durum da diyabet, kalp hastalıkları ve depresyon riskini artırıyor." dedi.
Doç. Dr. Michos, stresli insanların genellikle sağlıksız gıdalara başvurduğuna, sigara içtiğine ve egzersiz yapmadıklarına, tüm bunların ise kalp hastalıklarına yol açabildiğine dikkat çekerek stresle başa çıkmak için özellikle kadınlara şu önerilerde bulundu:
Sevdiklerinizle görüşün, sosyalleşin
"Sosyal yaşamdan uzak durmanın, kendini insanlardan soyutlamanın kalp hastalıkları riskini artırdığını gösteren pek çok bilimsel çalışma var. İnsan içine çıkmamak, kendini izole etmek ve yalnız kalmak insanı hareketsizlik, sigara kullanımı gibi kalp hastalıklarına yol açan riskli davranışlara itebiliyor.
Egzersiz yapın
Egzersiz, "mutluluk hormonu" olarak da bilinen endorfin salgılanmasını sağlıyor. Endorfinler ruh halini olumlu etkiledikleri gibi, genel sağlığı da düzeltip kalp sağlığını koruyorlar. Amerikan Kalp Cemiyeti kalp sağlığı için haftada 5 kez, günde 30 dakikalık yürüyüş veya aerobik egzersiz öneriyor. Hareketli bir yaşam tarzı için 20-8-2 kuralına uyulmalı. Yani her 20 dakikalık oturma süresinden sonra, 8 dakika ayakta durulmalı ve 2 dakika yürümeli. Ayrıca her gün en az 10 bin adım atılmalı.
Sağlıklı beslenin
Strese girince iştahınız açılıyor ve yemek yiyerek stres atmaya çalışıyorsanız yanınızda sağlıklı atıştırmalıklar bulundurun. Strese girdiğinizde abur cubur tüketmeyin ve öğünlerinizi önceden planlayın.
İyimser olun
Yapılan pek çok araştırma iyimser olmanın sağlık açısından faydalarını ortaya koyuyor. İyimser insanlar, kalp ameliyatlarından sonra da daha çabuk iyileşiyorlar.
Kendinizi ihmal etmeyin
Genellikle kadınlar, hayatlarının merkezine çocuklarını, eşlerini veya arkadaşlarını koyarak kendilerini sık sık ihmal ederler. Oysa öncelikle kendinize ve sağlığınıza dikkat etmeniz çok önemli. Sağlıklı beslenmeye, egzersiz yapmaya ve hobilerinize vakit ayırmaya özen gösterin."
Türkiye’de kadınlarda erkeklerden daha çok kalp hastalığı görülüyor
Yıllarca kalp hastalıklarının erkek hastalığı olarak değerlendirildiğinin altını çizen Kardiyoloji Uzmanı Dr. Gürsel Ateş ise "Evde kalan eşin daha stresten uzak ve düzenli bir hayat sürdüğü için daha az risk taşıdığı düşünülüyordu. Bu düşünceler halen devam ediyor. Türkiye’de toplam kalp hastalığının kadınlarda görülme sıklığı yüzde 7,3 iken erkeklerde ise yüzde 6,2. Kadınlarda özellikle hipertansiyon ve romatizmal kalp hastalıkları daha fazla görülüyor. Koroner kalp hastalığının görünme oranı ise kadınlarda yüzde 3,5 erkeklerde yüzde 4,1 civarında." dedi. (İLKHA)