Boşanmalarda eşlerin ölünceye kadar maaş ödemesine bile yol açabilen süresiz nafakaya sınır getirilmesi konusunda Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde çalışmalar devam ediyor.
Yeni yasama döneminin başlamasıyla gözler, TBMM'ye çevrildi. Süresiz nafaka yerine 3 ile 5 yıl süre sınırlaması getirilmesi düşünülen yasal değişiklik ile ilgili çalışmalar devam ederken Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, yoksulluk nafakasında emsal bir karara imza attı.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, verdiği emsal kararla "Eski eş çalışsa bile yoksulluk nafakası ödenmeli" dedi.
YOKSULLUK NAFAKASI BAĞLANAN KADININ DAVASI EMSAL OLACAK
Habertürk'ten Yasemin Güneri'nin haberine göre, eşinden ayrıldıktan sonra aylık 240 lira yoksulluk nafakası bağlanan kadın, sigortalı bir şekilde asgari ücretin çok az üstünde bir maaşla çalışmaya başladı. Bunun üzerine eski eşi Isparta 2. Aile Mahkemesi'ne başvurarak "yoksulluk nafakasının kaldırılması" davası açtı.
Eski eşi lehine yoksulluk nafakası bağlandığı sırada eski eşinin işsiz olduğunu belirten Adem S. eski eşinin sigortalı olarak çalışmaya başladığını ileri sürerek nafakanın kaldırılmasını istedi.
Yerel Mahkeme; davalının düzenli bir işi olduğunu ve iş yerinde uzun süredir çalıştığını, davalının kendisini yoksulluktan kurtaracak miktarda düzenli ve sabit bir gelire sahip olduğunu, davalının bakmakla yükümlü olduğu herhangi bir kimsenin bulunmadığını belirterek yoksulluk nafakasının kaldırılmasına hükmetti.
Kararın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, nafaka alacaklısı kadının 240 TL nafaka ve asgari ücret ile, zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılamasının beklenemeyeceğini belirterek kararı bozdu.
Yargıtay, verdiği kararda yoksulluk nafakası bağlananları ilgilendirecek bir gerekçeye imza atarak, "Davalının eline geçen toplam gelir miktarı, onu yoksulluktan kurtaracak mahiyette değildir" dedi.
YARGITAY'IN BOZMA KARARINA YEREL MAHKEME DİRENDİ
Kadının asgari ücretli bir eşte çalışmasının onu yoksulluktan kurtarmadığının altını çizen Yargıtay, şu gerekçeleri dile getirdi: "Davacının da bu durumda, davalı kadın ile aynı ekonomik şartlara sahip olması, nafakanın kaldırılmasına değil, artırılması veya azaltılmasına etki edecek olgulardandır. O halde, mahkemece yapılacak iş; tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilip, nafaka takdir edilirken taraflar arasında mevcut olan denge durumu da dikkate alınarak, hakkaniyet ilkesi gereğince nafakanın uygun bir miktarda indirilmesine karar vermek gerekir."
Yargıtay'ın verdiği bozma kararına direnen mahkeme, "Nafakanın karşı tarafı cezalandırma aracı olarak kullanılamayacağı, ülkemizde asgari ücretle geçinen ve eşi çalışmayan çok sayıda ailenin de bulunduğu" gerekçesine yer verdi.
Yerel mahkemenin direnmesiyle dosya Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'na geldi. Genel Kurul, yerel mahkemenin kararının bozulmasına "oybirliğiyle" karar verdi. Bu kararın ardından, yoksulluk nafakası bağlanılan eski eş, asgari ücretle maaş aldığı bir işte çalışmaya başlasa bile yoksulluk nafakası ödenecek. Yargıtay'ın bu kararında dikkat çekici bir nokta da, "asgari ücretin" geçinmeye yeterli bir miktarda olmadığı oldu.