İstanbul (AA)
"'Sanat, gül yaprağına gülü incitmeden yazı yazmaktır' düşüncesiyle eserler veren tiyatro sanatçısı, şair ve yazar Hasan Nail Canat, vefatının 15'inci yılında anılıyor.
Kayseri'de 25 Ekim 1943'te dünyaya gelen, ilk, orta ve lise öğrenimi de Kayseri'de tamamlayan Canat, Kayseri İmam Hatip Lisesi yıllarında arkadaşlarıyla okul müsamerelerinde sahneye koyduğu oyunlarla sanat yaşamına ilk adımını attı.
Mezuniyetinin ardından Kayseri'de bir fabrikada teknisyen olarak çalışan Canat, hayatında tiyatro olmadan devam edemeyeceğini anlayınca aralarında yazar Mustafa Miyasoğlu'nun da olduğu arkadaşlarıyla birlikte sanat çalışmalarına başladı.
Küçük yaşlardan itibaren geleneksel tiyatroya gönül veren usta oyuncu, 1967'de "Yalnızlar Rıhtımı" isimli şiir kitabını kaleme aldı.
Hasan Nail Canat'ın, 1968'de Rusya'nın Bolşevik İhtilali'nde Türk kökenlilere yapılan zulümden etkilenerek yazdığı "Moskof Sehpası" adlı ilk tiyatro oyunu, yoğun ilgi gördü ve bin 200 kez sahnelendi. Canat'ın geniş kitlelere ulaşmasını sağlayan bu oyunu izleyenler arasında babası da vardı. Tiyatrocu olmasına sıcak bakmayan babasının oyunu izleyince tepkisi, "Oğlum, oyununu heyecanla seyrettim. Artık seni özgür bırakıyorum. Sanatını Allah yolunda kullandığın müddetçe yolun açık olsun." oldu.
12 Eylül 1980'de tiyatroya zorunlu ara
Üstad Necip Fazıl Kısakürek'in sohbetlerine katılan Canat, Hilal Tiyatrosu'nu kurarak turnelerle Anadolu'yu gezdi. Canat daha sonra "Gece Oyuncuları Topluluğu"nu kurdu ve Birlik Sanat'ın kurucuları arasında yer aldı.
Hasan Nail Canat, 12 Eylül 1980 darbesinden sonra tiyatro hayatına ara vermek zorunda kalsa da o dönem "Bir Küçük Osmancık Vardı", "Nur Dağındaki Çocuk", "Yaralı Serçe","Günahkar Baba","Yasemen","Kırımlı Murat Destanı", "Bir Avuç Ateş" ve "Gül Yarası" olmak üzere 8 kitap kaleme aldı.
İnanç ve ahlak konularını eserlerinde önceleyen sanatçı, "Günahkar Baba", "Dilsiz Şeytan", "Bir Avuç Ateş", "Afganistan Dramı", "Bir Demet Gençlik", "Ebabil Kuşları", "Bana Mahşeri Anlat", Sağır Köyün Sultanları, "Sokak Kızı Elif", "Süper Bekçi", "Sen Neredesin?", "Metropol ve Kadın", "Sakarya Türküsü", "Mindrella", "Cimcime Tavşan", "Aynalar Yolumu Kesti" gibi birçok oyunu yazıp yönetti.
"Biz Milli Tiyatro meşalesinin yanmasıyla vazifeli kıvılcımlarız"
Sanatçı, Salih Tuna'nın yazdığı "Şeytan Üssü Haber Merkezi" ile "Kara Geceler Efendim", İbrahim Sadri'nin yazdığı "Efendi Hayrettin Süperstar" ile "İnsanlar ve Soytarılar", İranlı yönetmen Muhsin Mahmelbaf'ın yazdığı "Başkasının Ölümü" adlı tiyatro oyunlarında başrol oyuncusu olarak yer aldı.
"Moskof Sehpası" isimli ilk tiyatro eserini "Kırımlı Murat Destanı" başlığıyla kitap haline getiren Canat'ın "Bir Küçük Osmancık Vardı" eseri, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan "Yüz Temel Eser" arasında yer alırken, "Bir Avuç Ateş" isimli romanı ise yönetmen Mesut Uçakan tarafından "Çöküş" ismiyle beyaz perdeye aktarıldı.
"Biz Milli Tiyatro meşalesinin yanmasıyla vazifeli kıvılcımlarız" diyen ve o dönem birlikte hareket ettiği sanatçılarla "milli tiyatro"nun öncülerinden olan Hasan Nail Canat, bir yandan da çocuklara ve yetişkinlere tiyatro eğitimleri verdi.
Sinema ve televizyon dünyasına adım attı
Sanatçı, aralarında "Keloğlan", "Sokak Kızı Elif", "Mindrella", "Süper Bekçi", "Cimcime Tavşan" ve "Nasrettin Hoca" adlı çocuk oyununlarının yanı sıra "Bana Mahşeri Anlat", "Bir Avuç Ateş", "Demedim mi?", "Metropol ve Kadın" ve "Süperstar Efendi Hayrettin" isimli oyunları da yetişkinler için sahneledi.
Sinema ve televizyon dünyasına da adım atan usta sanatçı, aralarında "Reis Bey", "Minyeli Abdullah", "Sahibini Arayan Madalya", "Çizme", "Sürgün", "Beşinci Boyut", "Bize Nasıl Kıydınız?" ve "Gülün Bittiği Yer" gibi filmler ile "İnsanlar Yaşadıkça", "Kaşağı", "Müslüman'ın 24 Saati", "Müslüman'ın 365 Günü", "Deli Yürek", "Ekmek Teknesi", "Kalp Gözü" ve "Şark Kahvesi" dizilerinin bulunduğu birçok yapımda rol aldı.
Vefatının ardından ismi birçok yere verildi
Marmara FM'de "Gece Fırtınası" adlı programıyla büyük bir hayran kitlesine ulaşan Hasan Nail Canat, "Sanat Hakk içindir" felsefesinden hareketle, dini, ahlaki ve sosyal konuları eserlerine ve sahne hayatına taşıdı.
Sanatı, "İsyanın estetik boyuta taşınması" olarak tarif eden evli ve 4 çocuk babası Canat, Necip Fazıl'a sevgisini ortaya koyan "Aynalar Yolumu Kesti" adlı oyunu sahneye koyduğu yıl geçirdiği kalp krizi sonucu 21 Ekim 2004'te vefat ederek, Eyüp Mezarlığı'na defnedildi.
Yaklaşık 40 yılını tiyatro sanatına adayan Canat'ın ismi İstanbul Bağcılar'da bir kültür merkezine, Üsküdar Altunizade Kültür Merkezi'nin sahnesine, Kahramanmaraş Elbistan'da anfi tiyatroya, Eyüpsultan Rami'de bir sanat akademisine verildi.